Almanya'daki Türklerin değerleri Almanlardan farklı

Almanlar ile Almanya ve Türkiye’de yaşayan Türkler arasında yapılan araştırma yaşam standartları, sahip olunan değerler ve bazı tüketim alışkanlıkları arasında karşılaştırma yapıyor. Bu nedenle de, Berlin merkezli Info ve Antalya’da bulunan Liljeberg araştırma enstitülerinin yaptığı araştırma, bir ilk olma özelliği taşıyor.

Geleneksel değerler Almanlardan farklı

Info ve Liljeberg araştırma enstitüleri genel müdürü Dr. Holger Liljeberg'e göre, Almanya’da yaşayan Türklerin geleneksel değerler açısından Türkiye’ye daha yakın bir çizgide durması, araştırmadan çıkan en çarpıcı sonuç. Liljeberg, "en büyük sorunun, cinselliğe ilişkin konulardaki hoşgörüde olduğunu düşünüyorum. Buradaki fark çok belirgin. Bu da, eşcinsellik, kadının özgürlüğü ve kadının kendini geliştirmesi konularındaki tutumda belirli bir hoşgörüsüzlüğe işaret ediyor" diyor.

Kadın ve erkeğin toplumdaki rollerine ilişkin değerlerde, örneğin Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 50’ye yakını, Türkiye’dekilerin yüzde 70’den fazlası kadının evlenmeden önce bakire olması gerektiğini savunuyor. Almanlarda ise bu oran, yüzde 10’dan az. Demokrasi, insan haklarına saygı gibi toplumsal değerler açısından gruplar arasında farklılık gözlenmiyor.

Türkler istenmediğini düşünüyor

Bin kişi üzerinde yapılan araştırmadan çıkan dikkat çekici bir diğer sonuç ise Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 45’inin, bu toplumda istenmediklerini düşünmesi. Yüzde 82’si de Alman toplumunun Türklerin, âdet ve özelliklerine daha çok saygı göstermesini bekliyor. Almanya’daki Türklerin yüzde 42’si Türkiye’ye geri dönmek istiyor.

Bu araştırmaya göre Almanya’da yaşayan Türklerin yarısı bir işte çalışıyor; özellikle 30 yaşın altındaki gençlerin yüzde 78’i çok iyi Almanca konuştuğunu dile getiriyor. Araştırmayı yürüten Liljeberg, bu göçmenlerin toplumsal hayata uyum sağlamasına rağmen, kültürel değerlerinin farklı olabileceğine dikkat çekti: ”Bu Alman toplumunun ciddi bir sorunu, çünkü Almanya’da uyumdan söz edildiğinde aslında çoğu zaman asimilasyon kastediliyor. Fakat bu grupta, gelecek kuşakta asimilasyon yaşanmayacak. Bu araştırma bunu açıkça gösteriyor.”

Kültürel kimlik değişebilir

Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Berlin Eyaleti eski Yabancılar Görevlisi Barbara John’a göre ise bu araştırma özellikle gençlerin kültürel kimliğinin değişebileceğini gösteriyor: ”Bu nedenle şunu söylemek son derece yanlış olurdu; bana hangi ülkeden geldiğini söyle, ben de sana kim olduğunu, yirmi yıl sonra nasıl biri olacağını söyleyeyim. Durum kesinlikle böyle değil. Kültürel kimlikler değişebilir, elbette yeni bir toplumda değişiyor.”

Türkler etnik azınlık mı?

Araştırmayı yürüten Liljeberg, bu sonuçlara bakıldığında Almanya’daki Türkler etnik bir azınlık olarak değerlendirilebilir mi sorusunu ortaya attı. Barbara John, Türklerin etnik azınlık olarak tanınmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu tartışmanın yararlı olabileceğini belirten Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Kenan Kolat ise bu araştırma ile Türklerin verdiği mesajı şu sözlerle ifade etti: ”Türkler şunu demektedir; biz hem Müslüman, hem Türk, hem de iyi bir Alman olabiliriz demektedirler. Türkler kendi değerlerine sahip çıkmaktadırlar, ama bu toplumu da kendi ülkeleri olarak görmektedirler. Türkler, ama ülkede dışlandıklarını da söylemektedirler.”

© Deutsche Welle Türkçe



Jülide Danışman / Berlin

Editör: Ahmet Günaltay