1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’ya başörtü yasağı eleştirisi

Sabine Ripperger / DW27 Şubat 2009

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Almanya’nın bazı eyaletlerinde uygulanan başörtü yasağını eleştirerek insan hakları ihlali olarak değerlendirdi. Örgütün raporunda, Müslüman kadınlara ayrımcılık yapıldığı savunuluyor.

https://p.dw.com/p/H26t
Başörtüsü, Almanya'nın güncel tartışmalarından biriFotoğraf: dpa

Almanya’da başörtüsü tartışmaları, 90’lı yılların sonunda Afgan kökenli öğretmen Ferişta Ludin’in Baden - Württemberg Eyaletinde, görev sırasında başörtüsü takmasına izin vermeyen okul yönetimine karşı açtığı davayla patlak vermişti.

Konu, Anayasa Mahkemesi’ne kadar gitti ve Anayasa Mahkemesi 2003 yılındaki kararında, ders sırasında başörtüsü takmanın herhangi bir yasal dayanak göstermeden genel olarak yasaklanamayacağı hükmüne vardı. Mahkeme, diğer yandan eyaletlerin bu konuda kısıtlamalar getirecek yasalar çıkarma hakkına sahip olduklarını da kaydetti.

Almanya’da eyaletlerin yarısı, yani sekiz eyalet bu haktan yararlanarak, eyalet sınırları içinde okullarda öğretmenlere başörtüsü yasağı getiren yasalar çıkardı. Devlet okullarındaki başörtüsü yasağı Baden-Württemberg, Bavyera, Berlin, Bremen, Hessen, Aşağı Saksonya, Kuzey Ren Vestfalya ve Saar eyaletlerinde geçerli.

Jahresrückblick 2003 - September
Almanya'daki tartışma Afgan öğretmet Ferişta Ludin'in mahkemeye başvurması ile patlak vermiştiFotoğraf: AP

“Tarafsızlık Namına Ayrımcılık”

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Berlin’de sunduğu, “Tarafsızlık Namına Ayrımcılık” başlıklı 73 sayfalık rapor, 2008 yılında yapılan kapsamlı araştırmalara dayanıyor. Raporda çeşitli eyaletlerde toplam 72 kişi ile yapılan anketlerin yanında siyaset ve bilim dünyası ile sivil toplum örgütleri ve vakıflardan temsilcilerle yapılmış söyleşiler yer alıyor. Ankete katılanların arasında 34 kişi ise Almanya’da yaşayan ve başörtüsü yasağından etkilenen Müslüman kadınlar.

Örgütün Avrupa bölümü yöneticisi hukukçu Haleh Hahrok, raporda başörtüsü yasağının bu kadınların yaşamını nasıl etkilediğine ışık tuttuklarını belirtti. Hahrok, “Bazıları, dinsel inançları ve meslekleri arasında seçim yapmak zorunda kalmamak için doğum sonrası iznini uzatıp, işe hemen başlamayarak tepki gösterdi. Bazıları yasak nedeniyle başka eyaletlere taşındı, bazıları yurtdışına bile gitti. Ve tabii ki, işini kaybetmemek için başörtüsünden vazgeçmek zorunda kalanlar da oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Yabancılaşma hissi

Raporda, yasaktan etkilenen kadınların kendilerine yasayla dayatılan karar nedeniyle kendilerini dışlanmış ve yabancılaşmış hissettikleri ifadelerine de yer veriliyor.

Başörtüsü takmakta ısrar eden ve bunun için mahkemeye gidip açtığı davayı kaybeden öğretmenler, işlerini, hatta memur statüsünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü Almanya bölümü yöneticisi Marianne Heuwagen, örgüt olarak Afganistan, Suudi Arabistan, İran gibi ülkeleri, kadınları örtünmeye zorladıkları için sürekli eleştirdiklerini hatırlatıyor. Ve söz konusu Alman eyaletlerinde kadınların sadece başörtüsü taktıkları için mesleki yaşamdan dışlanmalarının aynı insan hakları ilkelerinin ihlali olduğunu belirtiyor.

“Tartışma Almanya’ya özgü değil”

Alman İnsan Hakları Enstitüsü Yöneticisi Heiner Bielefeldt, kamuoyunda başörtüsüne niçin bu kadar odaklanıldığı sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Bu tartışmaların arkasında tabii ki İslam’a karşı duyulan büyük kuşku yatıyor. İslam deyince akıllara modernlik öncesi, aydınlanma öncesi dönem, aydınlanmaya karşı bir direniş akla geliyor. Ve özellikle de kadınlar konusuna uyarlanıyor. Başörtüsü tartışmalarındaki yüksek gerilimin nedeni bu sembolik. Sadece Almanya’ya özgü bir tartışma değil. Ama okul yasalarına yansıması Almanya’ya özgü.”