1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Altın Ayı “Bal”ı sevdi

21 Şubat 2010

Altın Ayı yarışında ipi göğüsleyen, Semih Kaplanoğlu ve filmi “Bal” oldu. Kaplanoğlu, sinemanın büyüklerini andı, filmde eşsiz doğasıyla büyüleyen Çamlıhemşin için destek istedi. Aydın Üstünel’in haberi:

https://p.dw.com/p/M7Le
Fotoğraf: AP

Altın Ayı yarışında ipi göğüsleyen, Semih Kaplanoğlu ve filmi “Bal” oldu. Kaplanoğlu, sinemanın büyüklerini andı, filmde eşsiz doğasıyla büyüleyen Çamlıhemşin için destek istedi. Aydın Üstünel’in haberi.

Daha önce “Yumurta” ve “Süt” filmlerini Cannes ve Venedik Film Festivallerinde gösteren Kaplanoğlu, “Yusuf Üçlemesi”nin son halkası olan “Bal” ile 60. Berlinale’nın en büyük ödülünü aldı.

Sahnede, film çekimleri sırasında başlarından geçen ilginç bir olayı anlatan Kaplanoğlu, "Çekimler sırasında bal kovanlarının başına bir ayının yaklaştığını gördük. Bizi gören ayı oradan kaçtı. Zannedersem o ayı bu ayı." diyerek elindeki Altın Ayı’yı gösterdi. Ödülü annesi Semra ve eşi Leyla Kaplanoğlu'na armağan eden yönetmen, ödül töreni sonrasında, Altın Ayı alışını şöyle anlattı:

Filmstill Bal
7 yaşındaki Bora Altaş, başarılı performansıyla Berlinale jülisi ve sinemaseverleri kendisine hayran bıraktı.Fotoğraf: Internationale Filmfestspiele Berlin


„Çok mutlu oldum, çok şaşırdım, çünkü açıkçası giderek azalıyordu o masanın üzerindeki Gümüş Ayılar ve üç tane kalmıştı ve ikisi de gidince ben ‚herhalde olmayacak birşey’ dedim. Ama sonra Altın Ayı geldi.”

Ödülüne sıkı sıkıya sarılan yönetmen, festival sırasında karşılaştıkları ilgiyi şu sözlerle dile getirdi:

“Filmimiz burada çok sevildi. Eleştirmenlerden çok iyi eleştiriler aldı. Bir yandan, oyuncularım buradaydı, galada. Onlar filmi ilk kez izlediler, onlardan iyi tepkiler aldım. Tüm bunlardan sonra filmin etki alanının giderek genişlemekte olduğunu, giderek insanlara değdiğini, kalplerine değdiğini anladım, çünkü çok yeni bu film. Yaklaşık 10 gün önce biz kopyayı basıp Berlin’e göndermiştik, yani festival başlamadan üç gün önce kopya buraya gelmişti. O kadar yeni ve sıcaktı. O yüzden ben de etkisi konusunda henüz birşey bilmiyordum. Ama giderek bu etkinin arttığını, genişlediğini gördüm,.”

46 yıl sonra ilk kez

Dünyanın en büyük festivallerinden biri olan Berlin Film Festivali’nde son ödüllü Türk filminin 1964’te „Susuz Yaz“ olduğu hatırlatılan Kaplanoğlu, önce eskilerin önünde saygıyla eğildi:

“Valla bir kere burada Metin Erksan’ı anmadan olmaz. 46 yıl olmuş. 46 yıl sonra bir Türk filmi Altın Ayı aldı. Bu müthiş onur verici bir şey gerçekten. Bu umuyorum ki, bundan sonra film yapacak arkadaşlar için yeni bir ivme yaratır, daha iyi filmler yapmak, daha iyi ödüller almak… Sonuçta bizim sinemamız adına, Türk sineması adına iyi bir şey herhalde.”

Filmstill Bal Flash-Galerie
Fotoğraf: Internationale Filmfestspiele Berlin


‘Doğayı koruyun’ mesajı

Babası karakovan balcısı olan, annesi ise çay tarlalarında çalışan 7 yaşındaki Yusuf’un hikayesi “Bal”, Rize’nin Çamlıhemşinli ilçesinde çekilmiş. Filminde doğa ve insan ilişkisine de yoğun ağırlık veren yönetmen, bölgede planlanan barajla tüm güzelliklerin kaybolacağını, bu yerlerin muhafaza edilmesi gerektiğini söyledi:

“O güzel doğanın bozulmaması için, oradaki o hidroelektrik santrallerinin yapılmaması için, bir bahane daha ortaya çıktı. Buradan şimdi herkes oraya gidip orayı görmek isteyecek. Umarım çok daha, onların istediği şekilde bir Çamlıhemşin meydana gelir.”

Alman yönetmen Werner Herzog başkanlığındaki uluslararası jüriden Altın Ayı ödülünü alan “Bal”, aynı zamanda da Katolik ve Protestan Kiliselerinin Ekümenik Jürisi tarafından yarışma bölümünün en iyi yapımı seçildi.

© Deutsche Welle Türkçe


Aydın Üstünel, DW Berlin

Editör: Ahmet Günaltay