1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Amerikan markalarında imaj kaybı

14 Ekim 2005

Coca Cola ve McDonald’s gibi ünlü Amerikan markalarına rağbetin azalması, ülke ekonomisi için ciddi bir tehlike olarak görülüyor…

https://p.dw.com/p/AbbI
ABD'nin en bilinen markalarından biri de Coca Cola
ABD'nin en bilinen markalarından biri de Coca ColaFotoğraf: dpa

Irak savaşından sonra dünyada, ABD’ye karşı antipati duyanların sayısında önemli ölçüde artış kaydedildi. Amerikan kamuoyu araştırma kuruluşlarından PEW’in yayınlandığı son verilere göre, Avrupalılar’ın yüzde 53’ü ABD’yi dünya barışı için ciddi bir tehdit unsuru olarak görüyor. ABD’nin uğradığı bu itibar kaybı en çok da Amerikan ekonomisinde kendini hissettiriyor.

Dünyada en fazla tüketilen gazlı içecek olan Coca Cola’dan McDonald’s fast food zincirine, haber kanalı CNN’den internet devi American Online’a kadar dünya çapında büyük başarı ve şöhret kazanan Amerikan markalarının son zamanlarda hızla imaj kaybına uğraması, ülke ekonomisi için ciddi bir tehlike olarak görülüyor.

Amerikan markaları tercih edilmiyor

Coca Cola’nın reklam spotlarında, günümüzde tüm dünyanın bu tadı arzuladığı iddia ediliyor. Ancak Amerikalı uzmanlar, bu görüşe katılmıyor. Şirketler için danışmanlık hizmeti veren GfK NOP yöneticilerinden Cary Silvers, dünya pazarlarındaki Amerikan mamüllerinin bugünlerde önemli sorunlarla boğuştuğunu belirterek “Diğer ülkelerin markalarıyla mukayese edildiğinde, belirli bazı Amerikan markaları pek tercih edilmiyor“ diyor.

Uzun süredir var olan bu eğilimde son yıllarda büyük bir artış kaydedildiğini ifade eden Silvers, Amerikan mallarının en az kullanıldığı ülkeler sıralamasında Mısır’dan sonra Almanya’nın ikinci sırada yer aldığına dikkat çekiyor. İspanya, Fransa, İtalya ve İsveç listede ön sıralarda bulunan diğer Avrupa ülkeleri.

Amerikan mallarının rağbet görmediği Avrupa ülkeleri arasında altıncı sırada İngiltere’nin yer almasının, durumun vahametinin en açık göstergesi olduğuna dikkat çeken Amerikalı uzman Cary Silvers, “Piyasalarda bir çeşit dengelenmeye şahit oluyoruz. ABD, pekçok pazarda öncü konumundaydı. Ancak öyle görünüyor ki, bu durum artık mazide kaldı“ diyor.

“Derin yaralar açabilir“

Harvard Business School öğretim görevlilerinden John Quelch ise bu ters akıntının Amerikan ekonomisinde derin yaralar açabileceğini savunuyor ve dünyadaki Amerikan aleyhtarlığının artmasının en önemli nedeni olarak Washington’un uyguladığı dış politikayı görüyor. Uluslararası kamuoyunun tasvip etmediği bu politikaların tüketim alışkanlıklarını da değiştirdiğini belirten Quelch, geçici bir boykottan söz edilemeyeceğini, özellikle genç tüketiclerin bilinçli bir şekilde Amerikan mallarından uzak durduğunu savunuyor.

Durumun ciddiyetinin farkında olan büyük Amerikan şirketleri ise uluslararası alandaki bu itibar kaybına karşı stratejiler geliştirmeye çalışıyor. Kimi şirketler, büyük kaynaklar ayırıp sosyal alanlardaki faaliyetleriyle sempati kazanmaya çalışırken, Bush yönetimden umudunu kesip, sorunun ancak Beyaz Saray’nın evsahibinin değişmesiyle çözülebileceğini savunanların sayısı da giderek artıyor.