1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Amerikan tarihini etkileyen Başkan Lincoln

Christina Bergmann12 Şubat 2009

Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihinde, ülkeyi etkileyen önemli siyasetçilerden Abraham Lincoln, 200 yıl önce bugün doğdu. Lincoln, Amerikan iç savaşında, dolayısıyla da dünya tarihinde de etkin bir rol oynadı.

https://p.dw.com/p/Gs9C
Fotoğraf: AP

2 Şubat 1865 tarihinde, Abraham Lincoln, demiryolu ulaşıma açılamadığı için, Washington'in doğusundaki Annapolis kentini yürüyerek geçmek zorunda kaldığında hava yağmurlu ve soğuktu. Askeri tarih uzmanı Prof. Craig Symonds, Başkan Lincoln’ın Virginia Eyaleti’ndeki Fort Monroe’de düzenlenecek Barış Konferansı’na katılmaya o sabah karar verdiğini belirtiyor. Symonds, güneydeki eyaletlerin kurduğu Amerikan Konfedere Devleti’nin lideri Jefferson Davis’in temsilcilerinin bağımsızlıkta ısrar etme ve kölelik konusunda taviz vermeme konusunda talimat aldıkları için, Lincoln’ın, çabalarının boşa çıkabileceğini bildiğini belirterek, "Lincoln, aslında onlarla biraraya gelmek istemiyordu. Fakat diğer yandan halkın karşına çıkıp şunu söyleyemeyeceğini de çok iyi biliyordu. ”Çocuklarınız öldüğü halde, ben savaşın sona ermesi için gereken müzakereleri yapmayı reddettim" sözleri, Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. Başkanı'nın o dönemdeki tutumunu açıklıyor.

Lincoln dönemini savaş etkiledi

Abraham Lincoln 1860 yılında başkanlığa seçildiğinde, görev süresi boyunca savaşın bu kadar etkin bir rol oynayacağı tahmin edilmiyordu. Symonds’a göre, Lincoln’ın savaşı engelleyebilmesi mümkün değildi. Symonds, "Kanımca, Amerika’da kölelik Gordiyon düğümü gibi çözülemeyecek bir meseleydi. Er ya da geç sadece bir kriz ile çözülmesi gerekiyordu. Bana göre, bu savaşın yaşanması şarttı" diye konuştu.

Lincoln doğru zamanda, doğru yerdeydi

Tarihçiler, Abraham Lincoln’ın doğru zamanda, doğru yerde olan bir siyasetçi olduğu konusunda aynı görüşü paylaşıyor. Symonds, o dönemde başka hiçbir liderin, durumu bu kadar iyi idare edemeyeceğini belirtiyor. Savaş taktikleri üzerine kitaplar okuyan Lincoln, generallerin istenilen başarıyı gösterememesi üzerine, savaşın idaresini üstlendi. Abraham Lincoln olmasaydı, iç savaş farklı bir şekilde sonuçlanabilirdi. Tarihçi Doris Kearns Goodwin, Güney’deki generallerin daha iyi bir strateji izlediğini ve kendi bölgelerinde savaştıkları için daha avantajlı olduklarını dile getirdi. Goodwin, "Önemli olan, Lincoln’ın, Kuzey’deki mücadele isteğini canlı tutabilmek için, savaşın başından itibaren, almak zorunda olduğu bazı önlemlerin zamanını çok iyi planlaması gerektiğini görmesiydi. Güney’in kazandığı ilk Bull Run muharabesinin ardından, Lincoln birliklerini çok hızlı bir şekilde gönderdiğini sonradan anladı. Böylelikle sonraki muharebeyi geciktirerek, ordularını eğitmek için yeterince zaman kazandı" dedi.

Dünya tarihine etkisi

Lincoln’ın, Güney’in uzun süre iç savaşa dayanamayacağı yönündeki tahminleri doğru çıktı ve 9 Nisan 1865’de General Robert E Lee teslim oldu. Çatışmalar birkaç hafta daha devam etse de, savaş sona erdi. Goodwin, yaklaşık 620 bin kişinin yaşamını yitirdiği savaş sonrasında, Abraham Lincoln ulusun birlik ve beraberliğini sağlamayı başardığını belirtti. Goodwin, "Amerika Birleşik Devletleri o dönemde gerçekten ikiye bölünmüş, güney ve kuzey eyaletleri iki ayrı devlet kurmuş olsaydı; kuzey, güney, doğu ve batıda bütünleşen, güçlü bir Amerika Birleşik Devletleri olamazdı. Belki Kuzey Amerika’da dört veya beş eyalet biraraya gelirdi ama sonunda bir dünya gücü olan Amerika Birleşik Devletleri olarak yükselmemiz mümkün olmazdı" sözleri ile Lincoln'ın dünyayı da nasıl etkilediğini dile getirdi.

Amerikan iç savaşı

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1861-1865 yılları arasında yaşanan iç savaş ülkenin yeniden yapılanmasına yol açtı. Zira o döneme kadar ülkeyi oluşturan eyaletler, bir yasayı beğenmediklerinde ayrılabileceklerine inanıyorlardı. Ancak savaş ülkenin bütünlüğünün her şeyden üstün olduğunu gösterdi. Bu savaş sadece köleliğin kaldırılması için değil, Federal Amerikan Hükümeti'nin egemenliği için verilen bir mücadeleydi.