1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Amerikan yönetimi insan hakları raporunu açıkladı

Daniel Scheschkewitz, Murat Çelikkafa1 Mart 2005

Amerikan yönetiminin, dünyadaki insan hakları durumunu değerlendirdiği yıllık raporu dün Washington’da açıklandı. 2004 yılındaki insan hakları ihlallerinin mercek altına aldındığı raporda, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülkeye yönelik eleştiriler yer alıyor...

https://p.dw.com/p/AawF

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2004 İnsan Hakları Raporu, bakanlık müsteşarı Paula Dobriansky tarafından açıklandı. Ukrayna’da halkın sesine kulak verilerek seçimlerin tekararlanması, Irak’ta başlayan demokrasi süreci, Afganistan ve Filistin bölgelerindeki seçimler, Dobriansky’nin “2004’de insan hakları ve demokrasi adına olumlu adımlar“ olarak nitelendirdiği gelişmeler arasında yer aldı.

Bu gelişmeleri “özgürlük yönünde umut dolu sinyaller“ olarak nitelendiren Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, İran ve Suriye hariç, Ortadoğu'ya bu eğilimin yerleştiğini söyledi. Paula Dobriansky, “Eğer özgürlük ve demokrasi, Endonezya, Türkiye, Afganistan ve Irak gibi Müslüman ülkelerde işliyorsa neden İran, Libya, Suriye ve Suudi Arabistan'da öyle olmasın?” diye sordu.

2004 İnsan Hakları Raporu’nda eleştiri okları ise özellikle Zimbabve, Beyaz Rusya, Kuzey Kore, Birmanya, Küba ve Özbekistan’a yöneltiliyor. Ancak Pakistan ve İsrail gibi müttefik ülkeler de insan hakları ihlalleri konusudaki eleştirilerden nasibini alıyor.

Türkiye de eleştirildi

ABD'nin yıllık insan hakları raporunun hayli ayrıntılı olan Türkiye ile ilgili bölümünde, hükümetin genel olarak vatandaşların insan haklarına saygı göstermesine ve birçok alanda önemli gelişmeler sağlanmasına rağmen, ciddi problemlerin devam ettiği vurgulanıyor. Ordunun, “devletin anayasal koruyucusu olduğu“ inancıyla hükümet politikaları ve eylemleri üzerinde dolaylı nüfuz kullandığı belirtilen raporda, anayasanın bağımsız yargı imkanı tanımasına karşılık, yargının bazen dış etkilere açık kaldığı ifade ediliyor.

Güvenlik güçlerinin geçen yıl 18 kişiyi öldürdüğü, işkence, dayak ve diğer şiddet uygulamalarının sürdüğü belirtilen raporda, hapishanelerdeki koşulların kötü olduğu, güvenlik güçlerinin, sayısı azalmakla birlikte keyfî tutuklamalara devam ettiği, işkenceye başvuran güvenlik güçlerinin çok nadir ceza aldığı ve bu cezaların da hafif olduğu savunuluyor. İnsan hakları raporunda, devlet ve hükümetin, ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlamaya devam ettiği, gazetecileri taciz ettiği, hükümetin gösteri yapma özgürlüğünü zaman zaman kısıtladığı, dini azınlıklara baskı uygulandığı, insan kaçakçılığı, çocuk işçi çalıştırma ve kadınlara karşı şiddet ve ayrımcılığın sürdüğü belirtiliyor.

Namus cinayetlerinin sürdüğüne de işaret edilen raporda, hükümetin, Kürtçe ve diğer dillerin kullanımıyla ilgili bazı kısıtlamaları kaldırdığına dikkat çekiliyor. Fener Rum Patriği'nin “ekümenik” yani evrensel statüsünü tanınmadığı da raporda yer alırken, son dönemde Türkiye’de artış kaydedilen misyonerlik faaliyetlerinin ise tehlikeli olduğu belirtiliyor.

ABD kendini savundu

100’den fazla ülkenin eleştirildiği 2004 İnsan Hakları Raporu’nda, iğneyi başkalarına fazlasıyla batıran ABD’nin, kendine cuvaldız batırmaya yanaşmadığı görülüyor. Hatırlanacağı gibi Irak’taki Ebu Gureyb cezaevinde yaşananlar ve Guantanamo üssündeki tutsakların durumu dolayısıyla ABD de insan hakları konusnuda yoğun şekilde eleştirilmişti.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan Michael Kozak ise bu konuda ilginç gerekçelerle savunmaya geçti. Asıl tartışma konusunu insan haklarının ihlal edilmesi olmadığını savunan Kozak, “Önemli olan bu durum karşısında nasıl hareket edileceğidir“ diyor ve ABD’nin bu alanda oldukça aktif olduğunu söylüyor. Ebu Gureyb’deki olaylara adı karışanların askeri mahkemelere çıkarıldığını hatırlatan Kozak, Guantanamo konusunda ise oradaki esirlerin haklarının Amerikan mahkemeleri tarafından güvence altına alındığını iddia ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikan yasaları gereğinde ABD Başkanı’nın her yıl kongreye global bir insan hakları raporu sunmakla yükümlü olması nedeniyle bu raporu hazırlıyor. ABD kongresi, çeşitli ülkelere yapılacak dış yardım, ticaret anlaşmaları gibi konularda bu raporu da göz önüne alıyor.