1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anahtar Washington'da

Peter Phillip / DW19 Nisan 2006

İran’la yaşanan nükleer krizde henüz bir ilerleme sağlanamadı. BM Güvenlik Konseyi’ne İran’ın nükleer programıyla ilgili yeni bir raporun sunulmasına 10 gün kala dün Moskova’da yapılan görüşmeler sonuçsuz kaldı. Ancak görüşmelerin devam edeceği bildirildi. Son gelişmelere ilişkin DW’den Peter Phillip’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZq8

“İran’ın fazla zamanı kalmadı, en geç 28 Nisan’da uranyum zenginleştirmeyi durdurması gerekiyor? Yoksa... Yoksa ne olur? ABD’nin baskısı üzerine BM Güvenlik Konseyi bu ültimatomu verdi, ancak tarih yaklaştıkça İran tarafının ne 28 Nisan’dan önce ne de sonrasında boyun eğmeyeceği anlaşılmaya başlandı. Aksine, Washington’ın baskıyı arttırması, Tahran’ın uranyum zenginleştirmeyi başardığını açıklamasını sağladı.

Moskova’daki son görüşmelerden de bir sonuç çıkmadı. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ve Almanya, İran’a karşı uygulanacak yaptırımlar üzerinde anlaşamadı. Çin ve Rusya, ambargo gibi önlemler alınmasına karşı çıktı.

Washington’ın Güvenlik Konseyi’nin topu tekrar Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na atacağını düşünmesi gerekirdi. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed El Baradey’in teftişlerine, ABD’nin İran siyasetinin infazı olarak bakılmıyor. İran’ın Nükleer Silahların yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nın üyesi olarak şimdiye kadar yasal davrandığını çok iyi biliyorlar. Kendi isteğiyle feragat edip güvenlerini kaybeden Tahran’ın, olsa olsa iyi niyetine başvurabileceklerini de biliyorlar.

Ancak Tahran, buna hazır değil. Washington kılıcını ne kadar gösterirse, İran’ın boyun eğme şansı da o kadar azalıyor. Amerikan yönetimi, New Yorker’dan gazeteci Seymour Hersch’in ABD’nin İran’a karşı taktik nükleer silahların da dahil olduğu savaş stratejisini oynadığıyla ilgili iddialarını yalanladı. Başkan George Bush, bu haberi fantezi olarak nitelendirse de, Tahran’da askeri geçit törenleri ve saldırgan konuşmalar günlük hayatın bir parçası haline geldi.

Eğer bu durumdan bir çıkış yolu varsa, bunun anahtarı Washington’da. Amerikan yönetimi, şiddetle tehdit etmek yerine müzakerelerle bu sorunun üstesinden gelmeli. Irak konusunda müzakere yapılması kararı alınmıştı, ancak Amerikan yönetimi bu görüşmeleri erteleme kararı aldı. Amerikalı senatörler de Başkan Bush’tan İran ile doğrudan müzakerede bulunmasını istiyor. İranlı, ancak ismi açıklanmayan yüksek düzeyde bir yetkilinin bugünlerde Washington’da bulunması da müzakerenin mümkün olduğunu gösteriyor.

Başarısızlığa uğrayan Irak siyaseti nedeniyle geniş çapta eleştirilen Başkan Bush, bu eleştirileri dikkate almadığı gibi, ülkesini yeni bir çatışmaya sürüklüyor. Herkes ABD’nin İran konusunu zorladığının farkında. Washington, Irak’ta şerefini nasıl kurtaracağını bilmiyor. Bu nedenle de bu sefer İran’ın yer aldığı yeni bir askeri karışıklık yaratmaması gerekir. Başkan Bush, diplomatik çözümden bahsediyor, ancak diplomasinin taktik nükleer silahlarla yürütülmeyeceğini bilmesi gerekiyor.”