1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepkiler

8 Eylül 2011

Alman Anayasa Mahkemesi'nin Yunanistan yardımlarına ilişkin kritik kararı, Berlin ve Atina hükümetlerine olduğu kadar Brüksel ve malî piyasalara da rahat bir nefes aldırdı.

https://p.dw.com/p/12Ui6
Fotoğraf: dapd

Alman Anayasa Mahkemesi, Yunanistan'a yardım paketinin anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan itirazı reddetti ve sürecin anayasaya aykırı olmadığına hükmetti. Kararı açıklayan Anayasa Mahkemesi İkinci Senatosu Başkanı Andreas Voßkuhle,  hükmün yanlış yorumlanmaması uyarısında bulundu ve şunları kaydetti: ‘’Kararın meali dardır.  Ancak anayasa hukuku açısından diğer yardım paketleri için açık bir yetki olarak algılanmamalıdır.’’


Davacılar da karardan memnun

Peter Gauweiler
Peter GauweilerFotoğraf: AP

Hrıstiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) Peter Gauweiler ve beş ekonomi profesörü, kurtarma şemsiyesinin AB antlaşmalarına ve Alman anayasasına aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Davacılar, "hükümetin tasarıyı büyük baskı yaratıp alelacele gündeme alarak federal milletvekillerinin serbest karar verme hakkını kısıtladığı" gerekçesini dile getirmişti. Davacılardan ekonomi profesörü Joachim Starbatty, yaptıkları itirazın reddilmesi üzerine, mahkemenin politik bir karar verdiğini, ancak gelecekteki süreçlerin de çerçevesini çizdiğini söyledi. Starbatty “Mahkeme bizim itirazlarımızı reddetti ama Federal Meclis’te gelecekte nasıl karar alınması gerektiğini de tam olarak belirledi: Federal Meclis’in alınan kararlara dahil edilmesi ve Meclis bütçe egemenlik hakkının korunması. Bu da bizim için bir başarıdır” diye konuştu.

Merkel rahat bir nefes aldı

Karar, Başbakan Angela Merkel’in de içini rahatlattı. Bütçe görüşmelerinin yapıldığı Federal Meclis’teki oturumda, kararın açıklanmasının ardından Başbakan Angela Merkel şunları kaydetti: ‘’Anayasa Mahkemesi bizi kesinlikle tasdik etmiş oldu. Mahkeme, şeffaf ve açık bir şekilde ve tabii ki Meclis’in de kesin katılımıyla bireysel sorumluluk ve dayanışmadan yana karar verdi. Ve işte bu, tam da bizim izlediğimiz yoldur.’’

Angela Merkel’in hükümet ortakları da aynı şekilde rahat bir nefes aldı. Hür Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Euro Bölgesi’ndeki borç krizine ilişkin gelecekte atılacak adımlara dair şunları kaydetti: ‘’Biz Avrupa’da bir borç birliği değil, istikrar birliği istiyoruz. Hedefimiz budur.  Bu bağlamda Avrupa bütünleşmesinde izleyeceğimiz yol önemlidir. O nedenle Fransa ile ortak bir tutum izleyip, ekonomi ve finans politikalarının kesin kurallarla koordine edilmesi yoluyla geleceğe hazırlıklı olmak, yeni bir borç krizlerinin önüne geçmek gerekiyor.’’

Brüksel de kararı memnuniyetle karşıladı

Joseph Daul
Joseph DaulFotoğraf: picture-alliance/Wiktor Dabkowski

Alman Anayasa Mahkemesinin kararı Brüksel’de de memnuniyetle karşılandı. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Pia Ahrenkilde, mahkemenin aksi yönde bir karar vermesi beklenmese de, euronun istikrarı açısından kritik önem taşıyan bu kararın herkesin içini rahatlattığını söyledi: ‘’Komisyon kararı memnuniyetle karşılamıştır. Karar bugüne dek alınan önlemlerin anayasaya uygunluğunu tastik etmiştir. Şu anki, Alman Anayasası ile ilgili bir konu olsa da, bazı üye ülkelerdeki borç krizinin atlatılmas için diğer üye ülkeler ve AB’nin hareket alanında önemli etkileri olacaktır.’’

Kararı eleştirenler de oldu

Ancak bazı Avrupalı politikacılar, Alman Anayasa Mahkemesi'nin hükmünün, AB’nin ekonomik politikalarını ilgilendiren kararların zamanında alınmasını geciktirebileceğini düşünüyor. Bunlardan biri de, Avrupa Parlamentosu’ndaki Hrıstiyan demokrat partilerden oluşan Muhafazakar Grup’un Başkanı Fransız parlamenter Joseph Daul. Daul ‘’Ulusal parlamentoların da söz sahibi olması tabii ki çok doğal. Ancak böyle hiçbir yere varamayız. Eğer her gün 27 üye ülkenin anayasa mahkemelerine bağımlı kalırsak, Avrupa’da hiçbir şey başaramayız’’ diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir


Editör: Beklan Kulaksızoğlu