1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara ile Washington arasında gerginlik

Baha Güngör21 Temmuz 2005

Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, ABD yönetiminin PKK'nın Irak'taki lider kadrosunun yakalanması doğrultusunda karar aldığını söylemesi sonrasında Pentagon sözcüsünün böyle bir emirden haberinin olmadığını açıklaması, Ankara ile Washington arasında soğuk rüzgarların estiği şeklinde yorumlanıyor. DW Türkçe Servisi'nden Baha Güngör bu konuyu Berlin'deki Politik Bilimler Vakfı'ndan Türkiye uzmanı Dr. Heinz Kramer'le konuştu:

https://p.dw.com/p/AahP
Erdoğan'ın 'Türk ordusunun gerekirse Kuzey Irak'ta operasyon düzenleyebileceği' açıklamasına Washington sıcak bakmadı
Erdoğan'ın 'Türk ordusunun gerekirse Kuzey Irak'ta operasyon düzenleyebileceği' açıklamasına Washington sıcak bakmadıFotoğraf: AP

B.G: Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’ni, Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı tavır almamakla, PKK’nın orada yaptıklarına müsamaha göstermekle suçluyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ordu, gerekirse Kuzey Irak’a girip PKK’nın kökünü kurutmaya kararlı olduklarını açıkça dile getirdiler. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dr.Kramer: Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’ne baskı yapmaya çalışyor. Gerçekten de Amerikalılar, PKK’yı resmen terör örgütü ilan etmiş olmalarına rağmen, şimdiye dek Türkiye-Irak-Iran sınırında gizlenen PKK militanlarına karşı kararlı bir müdahalede bulunmadı. Ama diğer taraftan da şartlar gözönünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin dediğini yapması, Kuzey Irak’a yönelik büyük çaplı bir askeri operasyon düzenlemesi zor gibi görünüyor. Bu hem Amerika Birleşik Devletleri’ni, hem de Irak yönetimini ama özellikle de Kürt bölgesindeki yönetimi kızdırır. Ankara, Washington, Bağdat ve Kerkük ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşar.

B.G: Ama bir de tabii ikinci veya üçüncü boyut sözkonusu. Brüksel-Avrupa Birliği boyutu. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek için gösterdiği çabalar malum. Türk ordusunun Kuzey Irak’a girmesine Avrupa ve Türkiye’nin üyeliği için özel çaba gösteren Almanya’nın tepkisi ne olur?

Dr. Kramer: Bu büyük bir ihtimalle katılım sürecinin durması anlamına gelir. Ama eğer Türkiye elle tutulur bir sebep gösterebilirse, örneğin, İstanbul, Madrid veya Londra’dakiler kadar büyük çaplı bir saldırının ardında PKK olduğunu ve bu nedenle Kuzey Irak’a girdiğini kanıtlayabilirse durum değişir tabii. Aksi takdirde Avrupa, Türkiye’yi anlamaz ve bu da katılım sürecine darbe indirir. Türkiye Kuzey Irak’a girdiği an Avrupa frene basar ve katılım süreci durur.

B.G: Türkiye bunun bir nefs-i müdafaa olduğunu söylüyor. Çünkü son saldırılar, özellikle geçen hafta Çeşme’de patlayan bombalar turizmi büyük oranda baltaladı. Saldırılar yüzünden turistler Türkiye’ye gelmekten vazgeçiyor, insanlar korkuyor... Resmi kaynaklara göre Türkiye’de 70 kadar potansiyel intihar eylemcisi, yani 70 canlı bomba dolaşıyor. Ve Türk hükümeti de bunlara karşı kendini savunmak durumunda zorunda olduğunu ve gerekirse Kuzey Irak’a gireceğini söylüyor...

Dr. Kramer: Bu argüman yeterli değil. Kuzey Irak’a girince, Türkiye’deki 70 canlı bombanın harekete geçmeyeceğini garanti edebilir misiniz? Kuşadasi ve Çeşme’deki saldırıların ardındaki örgütler, -ki bunu Türk kaynaklar da söylüyor- Türkiye’den, Diyarbakır, İzmir, Ankara veya İstanbul’daki Kürt varoşlarından çıkma. Bu durumda şu soruyu sormak gerikyor: Siz Kandil Dağı’ndaki PKK yuvalarını dağıttınızda gerçekten de bu örgütlere darbe indirmiş olur musunuz? ‘Turizm bölgelerinde terörün önüne geçmek için ne yapılabilir?’ sorusunu, ‘Güneydoğu’da terörün önüne geçmek için ne yapılabilir?’ sorusundan ayrı tutmak gerekiyor. Güneydoğu’daki terör eylemleriyle Kandil Dağı’ndaki PKK militanları arasında ilişki kurmak mümkün. Ama buradaki eylemler, Kuşadası veya Çeşme’de olduğu gibi rastgele hedeflere yönelmiyor. Güneydoğu için PKK ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki savaş yeniden alevlendi diyebiliriz.