1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara’da terör endişesi

Oktay Pirim / Ankara31 Mayıs 2004

PKK-KADEK’in uzantısı Kongra Gel’in bir yıldır sürdürdüğü ateşkesi 1 Haziran’da ateşkesi sona erdireceği yolundaki açıklaması ve son bir ayda 11 güvenlik görevlisinin öldürülmesi gözleri yeniden Güneydoğu’ya çevirdi...

https://p.dw.com/p/AbGT
Ankara, Irak'ın kuzeyindeki terörist kamplarının tasfiyesini gündeme getirmek istiyor...
Ankara, Irak'ın kuzeyindeki terörist kamplarının tasfiyesini gündeme getirmek istiyor...Fotoğraf: AP

PKK-KADEK’in uzantısı Kongra Gel’in 1 Haziran’dan itibaren yeniden eylemlere başlayacağı yolundaki açıklaması ve son günlerde Güneydoğu’da görülen saldırılar endişelere neden oluyor. Ankara’nın Avrupa Birliği süreci nedeniyle Kürt politikasına açılımlar getirdiği ve demokratik reformların yapıldığı bir sırada terörist faaliyetlerin yeniden başlamasına dönük gelişmeler gerginlik yaratmış durumda.

Son bir ay içinde 11 güvenlik görevlisinin silahlı eylemciler tarafından öldürülmesi gözleri yeniden bu bölgeye çevirdi. Halen İmralı Cezaevi‘nde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları aracıyla gönderdiği mesajın ardından saldırıların başlaması, devletin üst kademelerini de harekete geçirdi.

Eylemler neden başladı?

Alınan bilgilere göre, saldırıların başlamasının ve sürdürülen ateşkesin sona ermesinin birkaç nedeni olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Birincisi, örgüt lideri Abdullah Öcalan ile doğrudan ilgili. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Öcalan, cezasının hafifletilmesi amacıyla terör silahını koz olarak kullanmak istiyor. Bunun için özellikle yurtiçinde sayıları 500’ü bulduğu sanılan kendisine bağlı silahlı eylemcileri harekete geçirmek istiyor.

İkincisi, yıllardır Kürt milliyetçiliği yapan örgütün elindeki kozların birer birer yok olması. Bu, örgütün varlığını ortadan kaldıracak bir tehlike olarak görülüyor. Kürtçe eğitim kurslarının açılması, yakında televizyon ve radyo yayınlarının başlayacak olması örgütün propaganda alanını daraltıp varlığını tehlikeye düşürüyor.

Üçüncüsü ise örgüt içindeki çatışmalar. Güvenlik güçleri, örgütün halen en dağınık ve içsel çatışmaların yaşandığı bir süreç yaşadığına dikkat çekiyor. Türkiye’deki silahlı eylemciler eski güçlerinde değiller. Örgütün ana karargahı ise Kuzey Irak’ta Kandil Dağı’nda bulunuyor ve burada tahminen 4 bin dolayında silahlı militan barınıyor. Bu kamp, Türkiye tarafından ciddi bir tehdit olarak görülüyor ve tasfiyesi için ABD ile sürdürülen görüşmelerden şu ana kadar bir sonuç alınabilmiş değil. Bu kampı yönetenler arasında da çatışmalar yaşanıyor.

Ankara’nın değerlendirmeleri arasında, Irak’ın kuzeyindeki kamplardan gelen militanların Güneydoğu’da özellikle Tunceli çevrelerine yerleştiklerine yönelik istihbarat bilgileri de yer alıyor. Halen son saldırıları gerçekleştiren eylemcilerin 100 kadar olduğu tahmin ediliyor.

Kuzey Irak kampları

Tüm bu değerlendirmelerin yanı sıra, önümüzdeki günlerde özellikle Irak’ın kuzeyinde terörist kampların tasfiyesi konusunun Ankara tarafından sıcak şekilde yeniden gündeme getirileceğine dikkat çekiliyor. Türkiye, son saldırıları gerekçe göstererek bu kampların kapatılmasının ve silahlı eylemcilerinin iadesinin ısrarını isteyeceği ve Washington ile temasa geçeceği belirtiliyor.

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz bir süre önce yaptığı açıklamada, ”Kuzey Irak’ta PKK kalmayacak. İsim değiştirilmesi önemli değil. Oradan çıkarılacaklar. Bu bir zaman meselesi” demişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyaretinde de Bush ile yapılan görüşmede konu gündeme gelmişti. ABD yönetimiyle Ankara’da yapılan görüşmede de örgütün Irak’ın kuzeyinden tasfiye edilmesi konusunda görüş birliğine varılmış, ancak şu ana kadar bir sonuç alınamamıştı.

Örgüt ne istiyor?

1 Haziran tarafından eylemlere yeniden başlayacaklarını ilan edilen örgütün eski adı ARGK olan Halk Savunma Güçleri’nce yayınlanan bildiride, sekiz koşul öne sürüldü. Örgüt öncelikli olarak Öcalan’ın cezasının hafifletilmesini istiyor, Kürt halkının resmi temsilcisi olarak tanınmasını talep ediyor. Öteki istekler de şöyle sıralanıyor:

”Çift taraflı ateşkes koşullarının devlet tarafından resmi olarak kabul edilmesi; Demokratik çözümün önünü açacak nitelikte adımların atılması; ordu güçlerinden güvenlik ihtiyacının fazlası olan kısmının Kürdistan’dan çıkarılması; Resmi olarak adı değiştirilen ancak fiiliyatta aynı uygulamaları sürdüren OHAL sisteminin tümden kaldırılması; barış ve demokrasinin teminatı olan HPG güçlerimize yönelik operasyonların durdurulması; Halka yönelik baskı, sindirme, işkence uygulamalarından vazgeçilmesi; Koruculuk sisteminin tümden kaldırılması.”