1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AP Başkanı’ndan anayasa vurgusu

Seda Serdar/Berlin12 Ocak 2007

Avrupa Anayasası konusunda yeni açılımlar sağlanması, Avrupa Birliği’nin geleceği için büyük önem taşıyor. Berlin’de Humboldt Üniversitesi’nde konuşan Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, Avrupa Birliği’nin geleceğine ve bu çerçevede anayasanın oynadığı role değindi.

https://p.dw.com/p/AZY8
Borell'e göre ortak enerji politikası, AB'nin hazmetme kapasitesi ve yasa dışı göç üzerinde durulması gereken konular.
Borell'e göre ortak enerji politikası, AB'nin hazmetme kapasitesi ve yasa dışı göç üzerinde durulması gereken konular.Fotoğraf: AP

Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, Almanya’nın Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nın ikinci haftasıda Berlin’e gerçekleştirdiği ziyarette, Avrupa Birliği’nin geleceği için önemli olan konulara değindi. Bunların başında Anayasa Anlaşması geliyor. Borrell, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, “Anayasadan vazgeçmek tarihi bir hata olur“ sözlerini hatırlattı ve bu görüşe tamamen katıldığını söyledi.

Anayasa Anlaşması’nın onaylanma sürecinde, 2005 yılında, Fransa ve Hollanda’da gerçekleştirilen referandumlardan “hayır“ yanıtının çıkması anayasa projesini krize sokmuştu. Şimdi ise anayasayı kurtarmak için birçok seçenek sunuluyor. Bunlardan biri, Fransa’da cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy tarafından ileri sürülen, geçici olarak bir ’mini anayasa’nın oluşturulması. Ancak Borrell’e göre bunun sakıncalarına bulunuyor: “Bir ’mini anayasa’nın oluşturulması imkansız, çünkü hiçbir ülke taviz vermek istemeyecek. Herkes kendine göre bir anayasa oluşturmaya çalışacak. Bazıları Avrupa’nın Hıristiyan kimliğini ön plana çıkarmaya, bazılarıysa çok tartışılan III. bölümü anayasadan atmaya çalışacak. Ancak bu da gerçekçi değil, çünkü III. bölüm yasal temelleri içeriyor. I. bölüm ile bir birlik oluşturuyor. Bir ’mini anayasa’ ortaya atarak, yeniden tartışmalara gömülüp beşyıl daha kaybedemeyiz, zaten çok fazla zaman kaybettik.“

Yasa dışı göç ciddi problem

Anayasanın yanı sıra Borrell, Avrupa’nın geleceği açısından üç konunun ön plana çıktığına dikkat çekti. Bunlardan biri enerji alanında ortak politika oluşturmanın aciliyeti, bir diğeri de Avrupa’nın hazmetme kapasitesi. Başka önemli bir nokta ise göç sorunu. Borrell bu konuda şöyle konuştu: “Yasa dışı göç konusunda biraz ilerleme kaydettik ancak yasal göç konusunda hiç yok denilecek kadar az bir gelişme söz konusu. Afrika’dan Kanarya Adaları’na gelen insanların hedefi Kanarya Adaları değil, Avrupa. Göç sorunun önüne geçebilmek için kurumlara, ortak bir göç politikasına ihtiyacımız var.“

Borrell her ne kadar AB’nin geleceği için hem bu sorunların hem de anayasa konusunun çözümlenmesini istese de, Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında Anayasa konusunda çok fazla somut ilerlemelerin kaydedilebileceğini düşünmüyor. Bunun en önemli sebebi ise bu yıl Fransa’da gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri. Ancak Almanya’nın dönem başkanlığı sırasında bir yol haritası oluşturulacak. Bu harita hem Avrupa’nın kurumsal tıkanıklığını gidermeyi, hem de entegrasyon yolunun kapanmasını engellemeyi hedefliyor. Ancak bu açılımın sağlanması halinde dahi her şeyin çözümleneceğini düşünmek çok iyimser bir yaklaşım olur. Brüksel’deki bürokratların ve üye ülkelerin eş zamanlı olarak kendi vatandaşlarını ikna etmeleri gerekiyor. Borrell’e göre, Avrupa halkını, Avrupa Birliği’nin küreselleşmeyi içinde barındıran bir Truva atı olmadığına inandırmak şart.