1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap ülkelerinde demokrasi sorunu

Mahmoud Tawfik5 Ağustos 2004

Defalarca ertelenmesine rağmen Arap Birliği Zirvesi nihayet geçtiğimiz Mayıs ayında Mısır’ın başkenti Kahire’de toplandı. Bir çok Arap ülkesinden cumhurbaşkanı, başbakan ya da kralların katıldığı zirvede bir de reform bildirgesi hazırlandı, ancak Arap ülkelerinde demokratikleşmeye gidilmesi için hazırlanan reform bildirgesi yaptırımı olan bir bildirge değildi. Bu nedenle de katılımcıların sadece bilgisine sunuldu. Bu arada bazı ülkeler ortaya çıkan sonuç bildirgesinden ve buluşmadan memnun olmadıkları için protestolarla ayrıldılar.

https://p.dw.com/p/AbBG
Kahire Zirvesi'nde hazırlanan bildirgeyi isteyen Arap ülkesi kabul edecek.
Kahire Zirvesi'nde hazırlanan bildirgeyi isteyen Arap ülkesi kabul edecek.Fotoğraf: AP

Geçtiğimiz haftalarda Ortadoğu’yu ziyaret eden Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın gezisi tüm Arap dünyasından ilgiyle izlendi. Ancak Amerikan Dışişleri Bakanı’nın kimi ülkelerde hükümet üyeleri yerine ağırlıklı olarak sivil toplum örgütleri temsilcileriyle görüşmesi biraz şaşkınlık yarattı. Mısır’da örneğin insan hakları temsilcileriyle görüşen Amerikan Dışişleri Bakanı’nı, ülkede faaliyet gösteren örgüt temsilcilerini ve getirdikleri ”demokratikleşme önerilerini” dinledi. Powell’ın Mısır’da görüştüğü temsilcilerden biri de, Mısır’lı ünlü insan hakları savunucularından Bahi El Din Hassan’dı. Hassan, Powell’la Mısır’da insan haklarını savunacak bir örgütün oluşturulmasına yönelik geliştirilen projeyi anlattı. Powell’le bir araya gelen Bahi El Din Hassan amaçlarını şöyle anlatıyor:

” Amacımız, tüm Arap dünyasında reform yapılması için çalışmalar yürütmek. Bunun için bir oluşum yaratmak istiyoruz, aralarında insan hakları örgütlerinden, politik olarak faal olan kişi ve kuruluşlara dek bir çok kurumun yeraldığı bir oluşum. Daha sonra sık sık bir araya gelip görüş alışverişinde bulunmak istiyoruz. Hedefimiz aslında hükümetleri de bu oluşuma çekmek, ancak hükümetlerin çalışmalarımızda yer almak istediklerinden emin değilim”

'Diyalog Arap ülkeleriyle sınırlı olmamalı'

İnsan hakları savunucuları, Arap dünyasının demokratikleştirilmesi için geliştirilen hareketin sadece Arap devletleri arasındaki dialogla sınırlı kalmasını istemiyorlar. Mısırlı insan hakları savunucusu Bahi El Din Hassan aslında demokratikleşme sürecini sancılı atlatan ya da atlatmaya çalışan Latin Amerika ve Doğu Avrupa ülkeleriyle de ilişkiye geçmeyi istediklerini söylüyor.

Mısırlı insan hakları savunucuları umutlu olsalar da, dünyanın hiç bir yerinde demokrnatikleşme Arap dünyasındaki kadar ağır ilerlemiyor. Geçtiğimiz Mayıs’ta bir araya gelen Arap Birliği’nin yürüttüğü zirve konuyla ilgili ilk toplantı değildi. Bu alandaki çabalar aslında yııllardır yürütülüyor, hatta hükümetler düzeyinde, ancak çoğu göstermelik. Mısır’da örneğin sözde reformcu olan 52 yaşındaki Ahmed Nazif, üç hafta önce yeni hükümeti kurmakla görevlendirildi. Tek parti saltanatından çıkma çabaları olarak lanse edilen değişiklik danışıklı dögüş, çünkü Nazif Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal Mübarek’in en yakın adamlarından biri.

Diğer Arap ülkelerinde de durum kötü

Durum sadece Mısır’da değil, diğer ülkelerde de dramatik. Örneğin Suriye’de geçtiğimiz aylarda ünlü insan hakları savunucusu Aktam Nuysa gözaltına alındı. Suriye devletinin devrimci ilkelerini çiğnemek ve ülkenin uluslararası imajını zedelemekle suçlananan Nuysa, yakında özel bir mahkeme önünde yargılanacak. Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Haytam El Malih, yargının bağımsız olmadığını söylüyor:

”İnsan hakları savunucularına yönelik suçlamalar hazır zaten. Hemen yargılanıp, ceza yiyorsunuz ve özel mahkeme olduğu için temyize de gidemiyorsunuz.”