1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap ülkelerinde kadın hakları

Monika Hoegen11 Ekim 2004

Almanya’nın ünlü yayınevi “Suhrkamp-Verlag”, bu yılki Frankfurt Kitap Fuarı’nda “2005 İnsan Hakları Yıllığı” başlığı altında bir kitap yayımladı. Yayınevi bu kitap ile, temel insan haklarından sayılan kadın haklarını ön plana çıkarmak istiyor. Yayınevinin bu girişimine paralel olarak Frankfurt Kitap Fuarı’nda aynı konuda yuvarlak masa toplantıları da düzenlendi. DW'den Monika Hoegen'ın toplantı izlenimleri...

https://p.dw.com/p/Aafc
Filistin ya da Irak'ta kadınlar geleneksel toplum yapısına rağmen protesto gösterilerine katılıyor, gözaltına alınan erkeklerin serbest bırakılması için askerlerle tartışıyor.
Filistin ya da Irak'ta kadınlar geleneksel toplum yapısına rağmen protesto gösterilerine katılıyor, gözaltına alınan erkeklerin serbest bırakılması için askerlerle tartışıyor.Fotoğraf: AP

Mukarker Filistinli bir kadın... Eriha’daki evinden, 100 kilometre mesafedeki Amman Havalimanı’na gidebilmek için 16 saatini harcıyor ve çetin bir bürokrasi mücadelesi veriyor. Yazar ve aynı zamanda kadın hakları savunucusu Mukarker gibi çok sayıda Filistinli kadın, yabancı bir ülkeye gitmek istediklerinde büyük engellerle karşılaşıyorlar. İsrail ve Ürdün gibi ülkelere giriş yapmaları ise hemen hemen imkansız hale geliyor.

Fatin Mukarker’e göre yarım yüzyıldan beri süregelen İsrail-Filistin anlaşmazlığında keyfi davranışlar, bürokratik engeller ve insan hakları ihlalleri cinsiyet tanımıyor, kadın ve erkekleri aynı ölçüde mağdur. Buna rağmen savaş dönemlerinde kadınlar ek i zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar. Mukarker bu zorlukları şöyle anlatıyor:

“Endişelerimiz erkeklere oranla iki, üç kat fazla. Büyük yaştaki çocukların sokak ortasında vurulma, yaralanma tehlikesi var. Küçükler ise sokağa çıkma yasağının tehlikelerinin farkında olmadıklarından, oyun oynamak için dışarıya çıkmak istiyorlar. Elimizdeki gıda stoklarını iyi organize etmemiz ve iyi dağıtmamız gerekiyor. Ayrıca, ailenin bütünlüğü konusunda duyarlı olmamız, aile içinde kadının bir hiç konumuna düşmemesi için gayret göstermemiz gerekiyor."

Kadınların sırtındaki yük artıyor

Savaş dönemlerinde erkekler tutuklanıyor, öldürülüyor, yaralanıyor. Kadınlar bir anda evlerinin erkeği ve ailenin tek para kazanan kişisi konumuna giriyorlar. Acı ama gerçek olan şey, Filstinli kadınların savaş döneminde daha güçlü ve bilinçli bir kişiliğe bürünüyor olmaları. Ama bu, her yerde, örneğin Irak’ta böyle olmuyor. Londra’da yaşayan Irak kökenli Alman vatandaşı Nadye El-Ali, savaşın daha çok Irak’taki muhafazakar eğilimleri güçlendirdiği görüşünde. Irak’ta savaş sona ermeden kadın hakları konusunda fazla birşey yapılamayacağını söyleyen El-Ali şöyle konuşuyor:

“Irak’ta şu an durum öylesine kötü ki, daha birkaç ay öncesine kadar biraraya gelen ve örgütlenen kadınlar, güvenlik nedeniyle şimdilerde buluşmaktan kaçınıyorlar. Belirli bir güvenlik ortamı olmadan bu kadınların faal olması mümkün değil. Tabii ki güvenlik bugünden yarına tesis edilecek birşey değil, ancak zamanla edindiğim kanaat o ki, işgal güçleri ülkeyi tamamen terketmeden güvenliğin oluşması da mümkün değil.”

Batılı kuruluşlar Irak'ı terketmeli

Irak kökenli Alman vatandaşı Nadye El-Ali, batılı kadın kuruluşlarının da Irak’ta bulunmaması gerektiğini savunuyor. Ona göre, bu kuruluşlar da işgal güçleri gibi davranıyor ve Irak’lı kadınlara reşit insan muamelesi yapmıyorlar. Filistinli Mukarker ise Avrupa’lı kadın girişimlerinin Arap Dünyası’ndaki rolünü daha olumlu değerlendiriyor:

“Kadın kuruluşlarının ülkemize gelmeleri gerektiğini düşünüyorum. Onların, deneyimlerini bize aktarmalarını yararlı görüyorum. Biz, Avrupa’nın deneyimlerini kendi kültürümüze uyarlayabiliriz. Avrupa’lı kadın kuruluşları, kadınların da hakları olduğu konusunda bizi bilgilendirebilirler. Zira biz ninelerimizin, annelerimizin ve kendi rolümüzün değişmez olduğuna inanmışız, ama bu, doğru bir görüş değil.“