1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap ülkelerinde yazar ve gazeteciler baskı altında

Fahimeh Farsaie9 Temmuz 2005

Yönetim şekli ister monarşi olsun, ister cumhuriyet, birçok Arap ülkesi, Uluslararası PEN kapsamındaki Tutuklu Yazarlar Derneği’nin, „yazar ve basın mensuplarının baskı altında olduğu ülkeler“ listesinde yeralıyor. Derneğe göre, bu ülkelerde basın ve fikir özgürlüğü için çaba sarfedenler, işkence görüyor, hatta öldürülüyor. Fahimeh Farsaie, Tutuklu Yazarlar Derneği’nin Başkanı Dr. Karin Clark ile konuştu:

https://p.dw.com/p/AaXm
PEN Yazarlar Derneği baskı gören yazarlara sahip çıkıyor
PEN Yazarlar Derneği baskı gören yazarlara sahip çıkıyor

Profesör Aref Dalila, Şam Üniversitesi’ndeki Ekonomi Fakültesi’nde dekan. Ancak 62 yaşındaki Dalila, 2001 yılından bu yana Suriye’nin ünlü Adra hapishanesinde yatıyor. Tutuklu Yazarlar Derneği’nin Başkanı Dr. Karin Clark, Dalila’nın „Sivil Toplum“ hareketini kurduğu için tutuklandığını belirtiyor:

"Dalila, yaptığı bir konuşmada demokrasi ve şeffaflık istemiş ve bu yüzden başka isimlerle birlikte 2002’de 10 yıl ağır iş ve hapis cezasına çarptırıldı.“

Başka Arap ülkeleri de listede

Suriye, Uluslararası Yazarlar Örgütü’nün listesinde olan tek ülke değil. PEN kapsamındaki Tutuklu Yazarlar Derneği sık sık, Mısır, Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Libya ve Kuveyt gibi Müslüman ülkelerde, rejimi eleştiren isimlere uygulanan baskıyı dünya kamuoyunun gündemine getirmeye çalışıyor ve böylece muhaliflere yönelik işkence ve hatta idamların önüne geçiyor. Karin Clark’a göre, angajmanları için tek şart, baskı altındaki meslektaşlarının şiddet yanlısı olmaması.

Yazarları destek için izlenen üç yol

Tutuklu yazarları desteklemek için üç yola başvuruluyor: halkla ilişkiler, diplomatik girişimler ve „rapid actions“ adı verilen adımlar:

"Bunları, hükümete ve adalet makamlarına yönelik yıldırım eylemleri olarak tanımlamak mümkün. Tutuklu Yazarlar Derneği’nin 60 ayrı şubesi, sözkonusu ülkedeki resmi makamları mektup yağmuruna tutuyor. Bu epey işe yarıyor. Geçen yıl böylelikle vakaların yüzde 40’ında başarıya ulaştık.“

Tutuklu Yazarlar Derneği bazen de, arka planda etkili olmaya çalışıyor, yani büyükelçilikler, Alman Dışişleri Bakanlığı veya gerektiğinde ortalığı fazla ayağa kaldırmadan yardım etmek isteyen kişiler ile temasa geçiliyor.

Tutukluların durumu içler acısı

En fazla dile getirilen eleştirilen başında bazı Arap ülkelerinde tutukluların içinde bulunduğu durum geliyor. Mahkumların insanlık haklarının çiğnendiği, gözaltına alınanların işkence gördüğü veya gizli istihbarat yetkilileri tarafından sorguya çekilirken zorla „vatana ihanet“ ettikleri şeklinde itirafta bulunmaları yönünde baskı gördükleri bildiriliyor. Clark şöyle konuşuyor:

"Örneğin Suriye. Burada özellikle muhalifler, hapishaneye atılıyor ve bazıları da işkence görüyor.Hala birçok ülkede işkencenin sürdüğünü biliyoruz. Bazı ülkelerde de kadınlara tecavüz ediliyor.“

Dini bahane ediyorlar

İktidar sahipleri çoğu zaman, muhaliflere yönelik şiddeti haklı göstermek için, dini bahane ediyor. Ancak Tutuklu Yazarlar Derneği Başkanı Karin Clark, burada dini ya da ideolojik nedenlerin değil, sadece iktidarı elinde tutma hırsının sözkonusu olduğunu belirtiyor:

"Bu, fanatizme ait bir olgu. Köktendinciler siyasi güç kazanmak istiyor. Sonuçta din değil, iktidar önemli olan. Ve bu yüzden tehlike ile karşı karşıya olanlar da hep, farklı düşünenler.“