1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap dünyasından farklı sesler

Muhammed Ahroba / DW17 Temmuz 2006

Ortadoğu’daki sıcak gelişmelere Arap dünyasından farklı tepkiler geliyor. Batı ülkeleriyle yakın ilişkileri bulunan ülkeler, İsrail’in operasyonlarına ilişkin temkinli açıklamalardan yana. DW Arapça Servisi’nden Muhammed Ahroba, Ortadoğu krizini Arap uzmanlarla görüştü..

https://p.dw.com/p/AZoU
İsrail'in saldırılarına iliştin Arap ülkelerinden farklı tepkiler geliyor
İsrail'in saldırılarına iliştin Arap ülkelerinden farklı tepkiler geliyorFotoğraf: AP

Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Birliğe üye ülkelere İsrail saldırısına uğrayan Lübnan’a destek verilmesi çağrısında bulundu. Suudi Arabistan da Lübnan hükümetine yaklaşık 10 milyon Euro yardım yapacağını açıkladı. Ancak Arap ülkeleri dışişleri bakanları toplantısından İsrail’in karşılık verdiği Hizbullah’ın saldırılarına ortak bir tavır çıkmadı.

Toplantı sonucunda sadece İsrail’in saldırıları kınandı. Suriye’nin arkasında olduğu Hizbullah’a destek anlamına gelebilecek bir karar, Batı devletleriyle yakın ilişkiler içinde olan Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın engeline takıldı. Ancak İsrail ile barış anlaşması imzalayan Mısır ve Ürdün’den İsrail’in Lübnan operasyonlarına kınama geldi.

Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ve Ürdün Kralı II. Abdullah, yayınladıkları ortak açıklamada „İsrail’in Lübnan’daki sivillere ve önemli altyapı tesislerine“ gerçekleştirdikleri saldırıyı derhal durdurmasını istedi. Her iki lider daha önce de İsrail askerlerinin Hizbullah ve Hamas tarafından kaçırılmasını kınamıştı.

Mısır’ın çabaları

Ortadoğu uzmanları da farklı yorumlarda bulunuyor. Mısırlı „El Ahram“ gazetesi, uluslararası baskısının başyazarı Abdülazim Hammad, Mısır’ın konuya yaklaşımını şöyle özetliyor: “Hüsnü Mübarek ve Kral Abdullah’ın yaptıkları ortak açıklama, Mısır’ın İsrail ile arasında imzaladıkları barış anlaşmasının sürdürüleceği anlamına geliyor. Bu, Mısır hükümetinin, krizin yumuşatılması için barışçıl yolları desteklediği ve çaba harcayacağı anlamına geliyor.”

Aksi halde bölgedeki istikrarın zarar görebileceğini belirten Hammad, “Ama Mısır, konuyla ilgili kaygısını da dile getirdi. Aynı zamanda İsrail halkı içinde de yönetime karşı eleştiriler var. Hizbullah’ın saldırıları, İsrail yönetimi için bir sınav niteliğinde. Ve bu saldırılar, iktidar tarafından da hem İsrail halkı hem de ordusu karşısında verilecek bir sınav olarak değerlendiriliyor“ diyor.

Kriz uzun sürebilir

Ortadoğu’daki krizin kısa bir süre içinde çözüleceğini Mısırlı siyaset bilimciler de düşünmüyor. Kahire Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Ömer el Çobaki, Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmaların, pazarlıkların başlayacağı bir noktaya kadar devam edeceği kanısında. Çobaki’nin değerlendirmesi şöyle:

“Her iki taraf da krizden zaferle ayrılmak istediği için, barış çabalarının şu an netice vereceğini düşünmüyorum. Bu, Hizbullah’ın İsrail savaş gemisine saldırması ya da İsrail’in sivillere ve altyapıya yönelik saldırılarıyla açıklanabilir. Herkes sürtüşmede elindeki askeri imkanları zorlayacaktır ki, ateşkes pazarlıklarına gelindiğinde, karşı tarafa göre daha iyi bir konumda olabilsin.“

Suudi Arabistan’ın tavrı

Kriz, Arap dünyasını da bölmüş durumda. Suriye, Hizbullah’ı desteklerken, Suudi Arabistan, „Hizbullah“ adını telaffuz etmese de gerçekleştirilen saldırıları kınadı. Krallık, olayları „hesapsız bir macera“ olarak yorumlarken, çatışmaların yeni bir krize neden olabileceği uyarısında bulundu. Suudi Arabistanlı Ortadoğu uzmanı Abdullah El Çahri’nin Suudi Arabistan’ın tepkisine ilişkin şunları söyledi:

“Suudi Arabistan’ın konuya yaklaşımı oldukça açık: Meşru direnişle ‘hesapsız bir macera’nın birbirinden ayrılması gerekir. Lübnan’daki bazı grupların giriştiği bu macera, tüm Arap dünyasının yıkımına yol açacak ağır sonuçlar doğurabilir. İsrail’in Tahran - Şam ve Hizbullah - Hamas arasındaki işbirliğini yok etmek istediği gözardı edilmemeli. Ve buna bağlı olarak tüm bölgeyi etkileyecek bir savaşın başlayacağına dair kaygılar da mevcut. Ama Suudi Arabistan, Kahire ve Şam ile birlikte Hizbullah’ı saldırılarını durdurması için ikna etmeye çabalıyor. Ayrıca Krallık, Washington’la da görüşerek, İsrail’in operasyonlarını durdurması için girişimlerde bulunuyor.”