1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Konseyi'nden Kıbrıs raporu

Kayhan Karaca/Strasbourg12 Şubat 2004

Avrupa Konseyi tarafından Kıbrıs'taki insan hakkı ihlalleri üzerine hazırlanan bir raporda, bu alanda adanın her iki kesiminde ciddi sorunlar yaşandığı görüşü savunuldu.

https://p.dw.com/p/AbOu
Raporda Rum yönetimine sert eleştirilerde bulunuluyor
Raporda Rum yönetimine sert eleştirilerde bulunuluyorFotoğraf: AP

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği imzasını taşıyan raporda, adanın Güney kesiminde cezaevlerinin durumu, polisin sert tutumu, yabancı göçmenlere yönelik uygulamalar, askerlik hizmeti ve akli dengesi bozuk kişilere yönelik uygulamalarla ilgili sorunlara işaret ediliyor. Türk tarafında ise, 1974 sonrası kaybolan kişilerin akıbetiyle ilgilenilmemesi, basının ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ve bazı sivil davaların askeri mahkemeler tarafından görülmesi eleştiriliyor.

"Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği'ne üye olacak ülkelerde insan hakkı ihlalleri" çalışması çerçevesinde hazırlanan rapor, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Alvaro Gil-Robles'in geçen yıl 25-29 Haziran tarihlerinde Kıbrıs'a yaptığı ziyaret sırasında topladığı gözlemlere dayanıyor.

Yazımı 4 Şubat tarihinde tamamlanan raporun Güney Kıbrıs'la ilgili bölümünde öncelikli olarak cezaevlerindeki insan hakkı ihlallerine dikkat çekiliyor. Güney Kıbrıs'a yönelik kaçak göç akınına rağmen gerçek anlamda bir göç politikasının olmaması ve yabancı işçilere yönelik sert uygulamalar eleştiriliyor. Giderek artmakta olan yabancı düşmanlığının kaygı verici olduğu vurgulanıyor. Güney Kıbrıs'ın, ekonomik ve turistik açıdan gelişmiş olmasına rağmen, Doğu Akdeniz havzasında kaçak göç ve fuhuş mafyasının hedefi haline geldiği ortaya konuluyor.

Tutuklarara kötü muamele

Raporda Güney Kıbrıs'la ilgili olarak, polisin tutuklulara yönelik kötü muamelesi de parmakla gösteriliyor. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin daha önce adanın güneyine düzenlediği ziyaretler sonundaki gözlemlerine de dayanılarak, polisin tutuklulara tekme, yumruk, kafayı duvara vurma, cop ve sopa ile dövme, vücuda elektroşok veya kafaya tabanca tutarak tehdit etme gibi yöntemler kullandığı belirtiliyor.

Raporda Rum Kesimi'ne, tutukluların mesleki alanda eğitilmesiyle ilgili programlar hazırlaması, borçlarını ödeyemeyen şahısların hapis cezasına mahkum edilmesini öngören yasanın değiştirilmesi, yeni bir göç yasası hazırlanması, kaçak göç ve yabancı düşmanlığına karşı mücadele edilmesi, polisin aşırı güç kullanmasına karşı önlem alınması gibi tavsiyelerde de bulunuluyor.

Türk tarafına tavsiyede bulunulmuyor

Türk tarafına ise uluslararası planda tanınmadığı için herhangi bir tavsiyede bulunulmuyor. Ancak Kıbrıs Türk sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerinin ifadelerine dayanılarak, Kıbrıslı Türklerin "30 yıldır izole oldukları ve AB üyeliğini bu çıkmazdan kurtulma yolu olarak gördükleri" dile getiriliyor. Raporun bu bölümünde, adanın kuzeyindeki insan hakkı ihlalleriyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Rum Kesimi'nin Türkiye'ye karşı açtığı ve Mayıs 2001'de kazandığı devletlerarası dava hakkında açıkladığı karara atıfta bulunularak, adanın kuzeyindeki ihlallerden Ankara'nın sorumlu olduğu ima ediliyor.

Strasbourg'da zirve

Avrupa Konseyi, Mart ayı başlarında Kıbrıs'ın her iki kesimindeki siyasi parti lider ve yöneticileri için Strasbourg'da bir zirve düzenleneceğini
duyurdu. Zirvenin kesin tarihi henüz belirlenmedi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer imzasıyla bugün Strasbourg'da yayımlanan yazılı bir bildiride, zirvenin geçen yıl Temmuz ayında yine Strasbourg'da yapılan siyasi parti liderleri zirvesindeki gibi görüş alışverişi niteliği taşıyacağı ve Kıbrıs sorunuyla ilgilenen
uluslararası kuruluşların da davet edileceği belirtildi. Schwimmer, BM çatısı altında New York'ta yürütülen görüşmelere de atıfta bulunarak adanın her iki tarafının liderlerine "Bu tarihi fırsatı kaçırmayın" çağrısında bulundu.

Schwimmer, "Siyasi bir çözüme doğru umut
bugün her zamankinden daha yakın. Tüm Kıbrıslılar'ın liderlerini bir anlaşmaya varmalarına yönelik arzularını tamamen paylaşıyorum" dedi.