Avrupa’da enflasyon çekişmesi

AB ile Avrupa Merkez Bankası arasındaki bitmek bilmeyen tartışmaların gündemini, son aylarda hız kesen enflasyon belirlemeye başladı. AB’nin maliye bakanları, hayat pahalılığındaki artış baskısının azalmasından memnun.

Avrupa Merkez Bankası ise yüksek fiyat artışı tehlikesinin geçmediği görüşünde. Merkez Bankası, enflasyon beklentisinin düşük olmasında, finans piyasaları ile tüketicinin Merkez Bankası’na güven duymalarının ve gerektiğinde tereddüt etmeden harekete geçeceğini bilmelerinin önemli rol oynadığını söylüyor. Düşük enflasyonun reeskont haddinin yeniden artırılmasına gerek bırakmadığı tezini Merkez Bankası kabul etmiyor.

"Faizler artırılmasın" talebi

Euro bölgesi maliye bakanları ise ekonomik canlanmayı kösteklememesi için faizlerin artırılmaması yolundaki uyarılarını her fırsatta tekrarlıyor. Alman Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Kurt Beck de, Merkez Bankası’nın para politikasında son derece dikkatli davranması gerektiği görüşünde. Lüksemburg Başbakanı ve Maliye Bakanı Jean-Claude Juncker de düşük enflasyona dikkat çekerek “Merkez Bankası mutlaka gelişmeyi değerlendirecek ve ona göre karar verecektir“, diye konuştu.

Telkin ve tavsiyelerin Avrupa Merkez Bankası’nı etkileyeceği ise sanılmıyor. Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet bağımsız bir kurum olduklarını hatırlatıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın 8 Mart’ta ana faiz oranını çeyrek puan artırıp yüzde 3,75’e çıkarması bekleniyor. Uzmanlar yıl sonuna kadar, ticari bankaların Merkez Bankası’na borçlanma faizinin yüzde 4’ü bulabileceğini belirtiyor.

Para politikası uzmanları, 2006’daki faiz zamlarının ekonomik canlanmayı frenlemediğini hatırlatıyor. AB anlaşmasına göre Merkez Bankası’nın asli görevi fiyat istikrarını kollamak. Enflasyonun yüzde 2 dolayında tutulması, ana hedef. Euro bölgesi enflasyon oranının 2007’de yüzde 1,8 olması bekleniyor. Maliye bakanları bu olumlu manzara karşısında, “Bakalım Merkez Bankası yüksek faize nasıl bir gerekçe bulacak?“ diyor.

Bakanlar daha fazla söz sahibi olmak istiyor

Euro bölgesi maliye bakanları siyasi profillerini güçlendirmek için özel internet sitesi üzerinden ekonomi ve para politikalarıyla ilgili görüşlerini yayımlıyor. İstihdam ve sosyal politikalarda da daha fazla söz sahibi olmak isteyen maliye bakanları bir yandan ücretlilerin zam taleplerinde ölçüyü kaçırmamalarını, diğer yandan ise personele kardan pay verilmesini tavsiye ediyor. Ancak Alman Metal İşçileri Sendikası’nın yüzde 6,5’lik zam talebiyle toplu sözleşme görüşmelerine oturması öncelikle Almanya’da işveren ve hükümeti telaşlandırmıştı.

“Enflasyon hiç şimdiki kadar kontrol altında olmamıştı,“ diyen Fransa Maliye Bakanı Thierry Breton, döviz kurlarındaki gelişmeler ve örneğin Japon yeninin değer kaybetmesi gibi konuların daha sık gündeme alınmasından da memnun.

Fransa çoktandır AB bünyesinde bir çeşit ’ekonomi hükümeti’ kurulmasına çalışıyor. Seçim kampanyasında büyük siyasi partiler, ihracatı zorlaştıran yüksek euro kurundan Merkez Bankası’nın sorumlu olduğunu öne sürüyor. ABD’de olduğu gibi Avrupa Merkez Bankası’nın da ekonomik büyümeyi teşvik etmekle görevlendirilmesini isteyenlerin başında da Fransızlar geliyor.