1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa’da enflasyon korkusu

Claudia Wehrle30 Aralık 2005

Euro bölgesi ana faiz oranı çeyrek puanlık artışla %2,25’e çıktı. Avrupa Merkez Bankası faizinin 2003 haziranından beri tarihin en düşük reeskont haddi olan %2’de tutulmuş olması bakımından bu adım alarm zillerinin çalmasına yol açtı. Son faiz ayarlamasının tüketici açısından ne anlama geldiğini Claudia Wehrle araştırdı...

https://p.dw.com/p/Abac
Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranlarını yeniden artırabileceği ifade ediliyor
Avrupa Merkez Bankası'nın faiz oranlarını yeniden artırabileceği ifade ediliyorFotoğraf: dpa

Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, 18 Kasım’da ana faiz haddini arttırabileceklerini duyurduğunda bu haber oldukça yankı toplamıştı. Nitekim, Avrupa Merkez Bankası balon uçurmadığını göstermiş ve 1 Aralık’ta ticari bankaların borçlanma fiyatını arttırmıştı. Trichet, para politikasının sıkılaştırılmasına euro bölgesinde enflasyon tehlikesinin olmasını gerekçe göstermişti. Merkez Bankası faizinin 2003 haziranından beri tarihin en düşük reeskont haddi olan %2’de tutulmuş olması bakımından bu adım alarm zillerinin çalmasına yol açtı.

Euro bölgesi ana faiz oranı çeyrek puanlık artışla %2,25’e çıktı. Gerekçe, rekor düzeye fırlayan ham petrol fiyatının enflasyona yol açmasından duyulan endişe idi. Peki bu tüketici açısından ne anlama geliyor? Hessen eyaleti tüketiciyi koruma merkezinden Thhomas May çoğu için fazla bir şeyin değişmeyeceği görüşünde. May, “Normal olarak mudi bankasında tasarruf hesabı açar, banka müşterisi de kredi alır” diyor.

Bu gibi sözleşmelerin faizi sabittir ve ana faiz haddi ne olursa olsun kararlaştırılan banka faizi değişmez. Değişken faizli sözleşmelerde bile banka faizi aybaşından ya da üç aylık dönemden önce ayarlanmaz.

Uygun krediler var

Konut kredileri hala çok elverişli. Uzun vadeli ipotek faizleri %3,7 ile %4,4 arasında değişiyor. May, uzun vadeli kredi sözleşmeleri faiz artışından önce imzalandığı için, yeni reeskont haddinden etkilenmediklerine dikkat çekiyor. Gayrı menkul sahibi olmak ya da konut inşa ettirmek için kredi alanların da daha ağır şartları kabul etmeleri gerekmiyor. Çünkü bankalar arasında çetin rekabet var. Yeni otomobil alırken de aynı durum söz konusu.

Sonuçta, yüksek Merkez Bankası faizinin tüketiciyi doğrudan etkileme ihtimalinin düşük olduğu söylenebilir. Tasarruflarını değerlendirmek için güvenli yatırım aracı arayanların işi ise zor. Vadeli tasarruf hesabı faizleri enflasyon oranının altında seyrediyor. Atıl para sürekli değer kaybediyor. Bunun değişmesi Merkez Bankası faizlerinin daha da artmasına bağlı.

Deutsche Bank adlı en büyük ticari Alman bankasının baş iktisatçısı Norbert Walter şunları söylüyor: “Konjonktür rakamları düzelmeye devam ederse, ki ben öyle olacağını tahmin ediyorum, çünkü Avrupa’nın ihracatı artıyor ve euronun değer kaybetmesi de bu gelişmeyi destekliyor, o zaman ikinci faiz zammı gecikmeden gelir.”

Faizler yeniden artabilir

DEKA Bank adlı bankanın ekonomik etüd merkezinden Holger Bahr Avrupa Merkez Bankası’nın ilkbahar, olmazsa da yaz aylarında faizleri yeniden arttıracağı görüşünde. Bahr, “Euro bölgesinde enflasyon tehlikesi aşılmış değil. Bu bakımdan faizlerin arttırılması yerinde olur” diyor.

Merkez Bankası faizinin bu yıl %2,5 ya da %2,75’e çıkması mümkün. Ticari bankalarla imzalanacak sözleşmelerde değişen şartlar göz önüne alınacak. Ama bu euro bölgesindeki faiz artışının ABD’deki gibi uzun vadeli olacağı anlamına gelmiyor.