1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa'da güvenlik

Bernd Riegert / DW16 Mart 2004
https://p.dw.com/p/Aa4z

Madrid’te yaşanan saldırıların ardından AB’nin bir numaralı gündem maddesi güvenlik oldu. Teröre karşı mücadele yolunda mevcut verilerin depolanması, istihbarat bilgilerinin paylaşımı ve emniyet teşkilatları arasındaki işbirliği gibi konularda Birlik içinde yaşanan aksaklıkların giderilmesi için alınması gereken önlemler, bu tartışmaların odak noktasında yer alıyor. Brüksel kulislerinde bugünlerde herkes birbirine şu soruyu soruyor: Avrupalı politikacılar, terörle mücadelede daha etkin bir işbirliği konusunda uzlaşabilecekler mi, yoksa önlenemeyen saldırılardan sonra kurbanlar için saygı duruşu yapıp taziye mesajarı yayınlamakla mı yetinmeye devam mı edecekler? DW Brüksel bürosundan Bernd Riegert, yorumunda bu soruya yanıt arıyor...

"Terörle mücadele konusunda Avrupa’nın ortak araçları mevcut, ancak bunlardan yeterince yararlanılmıyor. Ya üye ülkelerde bu araçların uygulanması konusunda yeterince hassas davranılmıyor ya da bu konuda alınan kararlar, emniyet güçleri ve adli makamlar tarafından yeterince anlaşılamıyor.”

Bu ifade, Avrupa Konseyi tarafından Madrid’teki kanlı saldırılardan iki gün önce hazırlanan gizli raporda yer alıyor. Avrupa ülkelerinin anti-terör politikalarının değerlendirildiği rapordaki bilanço pek iç açıcı değil, hatta bazı noktalarda ürpertici olduğunu bile söylemek mümkün.

11 Eylül 2001’deki elim saldırılar sonrası, teröre karşı ortak mücedele edileceği yönünde edilen yeminler lafta kaldı. Özellikle de eldeki gizli servis bilgilerinin paylaşılacağı konusunda varılan uzlaşmalar hayata geçirilmedi. Avrupa Birliği Polis Teşkilatı EUROPOL’un terörle mücadele konusunda yetkinliği yok denecek kadar az. Kurumun çalışma alanı daha ziyade soruşturma ve izleme yapmakla sınırlı.

EUROPOL’un yetkilerini genişletilmesine yönelik anlaşmalar, kademeleri olarak önümüzdeki yıllarda yürürlüğe giriyor. AB Komisyonu, terörle mücadelede yeni tekniklerin geliştirilmesini, ancak 2007’den sonra desteklemeyi planlıyor. Ancak bu arada Amerikan Yurt Güvenliği Bakanlığı örnek gösterilerek, AB içinde de benzeri bir kurum ihdas edilmesi yönündeki istekler de giderek artıyor. Örneğin Avusturya, son Adalet Bakanları Konseyi’nde, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA’yı örnek gösterip, Avrupa’nın da ortak bir istihbarat birimi olması gerektiğini savundu.

Son yapılan kamuoyu yoklamalarına göre, Avrupalılar‘ın yüzde 80’inin politikacılardan en büyük beklentisi, terörizmle daha etkin mücadele konusunda gerekli önlemlerin bir an önce alınması yönünde. Oysa AB, terörizmin tanımı konusunda bile ABD ile daha yeni yeni ortak paydalarda buluşmaya başladı.

AB devlet ve hükümet başkanları, bir sonraki zirvede terörle mücadele konusuna öncelik vermeyi planlıyor. Abartılı bir ironik yaklaşımla, bu durumu şöyle de ifade edebiliriz: Avrupa’nın terörle mücedele konusunda harekete geçmesi için ille de Madrid’deki facianın yaşanması mı gerekiyordu? Cerba, Rabat, Bali, Mombasa, İstanbul... Terörün, bir gün Avrupa’nın göbeğini de vurabileceği yönündeki uyarı listesi yeterince uzundu değil miydi?

Avrupa’nın ortak bir mücadele için harekete geçmesini sağlamak için bu son fırsatın iyi değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar samimi ve iyi niyetli bir davranış olsa da kurbanlar için saygı duruşunda bulunmak, tek başına yeterli değil."