1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa'da İran endişesi

Peter Phillip / DW26 Ocak 2005

ABD Başkanı George Bush’un İran’a yönelik askeri bir müdahaleden söz etmesi Avrupa’da endişe yaratıyor. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Berlin’de yaptığı açıklamada İran’ın nükleer program sorununu çözmek için diplomatik müzakerelerin sürdürülmesi ve bu konuda Avrupa’nın önemli bir rol oynaması gerektiğinin altını çizdi. DW editörlerinden Peter Philipp’in konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/AZyz

“Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Berlin’de, Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in ise New York’ta, İran’ın nükleer sorununun diplomatik yollardan çözümlenmesini savunduğu açıklamalar birbiriyle bağlantılı. İki açıklama, Washington’un İran’a saldırmayı hedeflemesinin ve bununla savaşı bölge geneline yayma planlanının Almanya’da ne kadar ciddiye alındığını gösteriyor.

New Yorker’de çıkan haberde, Amerikan özel birliklerinin aylardır İran’da saldırılacak hedefler üzerinde çalıştığı iddia ediliyordu. Washington’dan bu konuda yeni bir açıklama yapılmadı ve haberin doğru olmadığı ifade edilerek Başkan Bush’un İran konusunda tüm opsiyonları açık bıraktığı belirtildi. Bu tür ifadeler, ABD’nin bu konuda niyetinin bozuk olduğunun emaresi sayılabilir. Ancak bunun kanıtı olduğu söylenemez. Bu, ayrıca Tahran’a yönelik olarak başlatılan psikolojik kampanyanın bir parçası da olabilir.

Amerika’nın meydan okuması, Kudüs’ten yapılan açıklamalarla tamamlandı ve durum daha gerginleşti. İsrail gizli servisi Mossad’ın şefi, İran’ın uranyum zenginleştirdiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un yardımcısı Nobel barış ödülü sahibi Şimon Peres, dünyayı “terörizmin son sığınağı, nükleer silah üreten İran’a yönelik kampanya başlatmaya” çağırdı.

Peres’in sözleri, Tahran’ı diktatörlüğün öncüsü olmakla suçlayan ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın açıklamalarını anımsattı. Ancak bu açıklamalar, Bush’un yardımcısı Cheney’in bir demecindeki ifadeleri de çağrıştırıyor. Cheney, İsrail’in İran’a saldırabileceğini söylemişti. Ve bu konuya Berlin dışından da tepkiler gelmeye başladı. İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw, ülkesinin İran’a yönelik olası bir askeri operasyonda yer almayacağını uzun süre önce söylemiş ve diğer ülkeleri İngiltere gibi davranmaya çağırmıştı.

Washington artık ateşle oyandığını görmeli ve İran’ı günah keçisi yapanların Tahran’la gerginliği özellikle tırmandırdığını görmeli. Çünkü Tahran şimdiye kadar iddia edildiği gibi tehlike unsuru oluşturmadığını ispat etti. Nükleer programlar konusunda ise Tahran gönüllü olmasa da bugüne değin Avrupalılar’ın ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın belirlediği koşulları yerine getirdi.

Yani İran’a şiddet uygulanmasına gerekçe oluşturacak bir neden yok ortada. Buna rağmen Washington ya da Kudüs İran’a şiddet uygulamak isterse, o zaman bunu başka amaçlar için yapıyor demektir. Irak’ta bunun örneğini yaşadık. Irak’a savaş açılmasına hayır diyenlerin yeterli olamadığını gördük. Irak’da yaşananlar bize ders olmalı.”