Avusturyalı sapık babaya ömür boyu hapis

“Yüzyılın davası” olarak nitelenen ensest davasında sona gelindi. Avusturya'nın Sankt Pölten eyalet mahkemesinde pazartesi günü başlayan davada, jüri heyeti kararını açıkladı.

Jüri, oybirliğiyle sanık Josef Fritzl’i cinayete sebebiyet vermekten suçlu buldu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti.

Sanık, cinayetin yanı sıra kendisine yöneltilen diğer suçlamalardan dolayı da suçlu bulundu.

Jüri, kararında, sanığın psikolojik rahatsızlıklarından dolayı cezasını bir psikiyatri kliniğinde kapalı tutularak çekmesi gerektiğini vurguladı.

Sanık kararı kabul etti, bu nedenle hükmün temyiz edilmesi beklenmiyor.

Karar bağlayıcı nitelikte

Sanığın avukatı, Rudolf Mayer kararın ardından, "karar, müvekkilimin yaptığı itirafların mantıklı bir sonucu. Kararı kabul etti, karar artık bağlayıcı nitelikte" dedi.

Savcılık, sanığın psikolojik olarak ağır derecede rahatsız olduğunu ve bundan böyle de tehlikeli olabileceğinin sabit görüldüğü psikiyatri raporunun göz önünde bulundurarak karar alınması ve sanığın psikiyatri kliniğine kapatılmasını istemişti. Karar, savcılığın bu talebi doğrultusunda verildi.

Avusturya'da kızını evinin bodrumuna kapatarak, 24 yıl boyunca ona tecavüz eden ve bu ilişkiden yedi çocuk sahibi olan Josef Fritzl hakkında “cinayete sebebiyet verme, köleleştirme, tecavüz, alıkoyma, şiddet kullanma ve ensest” suçlamaları nedeniyle ömür boyu hapis cezası istenmişti.

“Aileme yaptıklarım için üzgünüm”

Fritzl, Pazartesi günü yapılan ilk duruşmada tecavüz ve ensest suçlamalarını kabul etmiş, cinayet ve köleleştirme suçlarını ise reddetmişti.

Ancak sanık, kızı Elisabeth'in video kaydına alınmış ifadelerini mahkemede dinledikten sonra fikrini değiştirdi ve sürpriz bir şekilde şahsına isnat edilen suçların tümünü kabul etti. Savunmanın ardından söz alan sanık, pişmanlık duyduğunu da açıkladı.

Jüri üyelerine seslenen Fritzl, “aileme yaptığım her şey için üzgünüm, bunu kalpten söylüyorum. Ne yazık ki şu anda hiçbir şeyi değiştirmem mümkün değil. Şu anda sadece zararın asgari seviyede kalması için bir şeyler yapabilirim” dedi.

Başsavcı Christiane Burkheiser, sanık hakkında en ağır cezayı talep ederken, 8 kişilik jüriden de 73 yaşındaki Fritzl’in pişmanlık ifadelerine aldanmamalarını istemişti.

Cinayete sebebiyet verme

Başsavcının ağır ceza talebi, Josef Fritzl’ın doğumundan sonra hastalanan oğlunun tıbbi yardım almasını engelleyerek, bilinçli bir şekilde ölüme terk ettiği iddiasına dayanıyordu.

Sanığın öz kızından olan yedi çocuktan birinin 1996 yılında dünyaya geldikten hemen sonra öldüğü ortaya çıkmıştı. Başsavcı, Burkheiser, “her insan bu çocuğun 66 saat boyunca ölümle mücadele ettiğini anlardı” dedi.

Fritzl’ın avukatı Rudolf Mayer, savunmasında “cinayet suçlamasını” ret etmişti. Müvekkilinin, çocuğunun ölümüne sebebiyet vermediğini savunan Mayer, sanığın yaptıkları nedeniyle 24 yıl boyunca suçluluk duyduğunu belirtmişti.

Mayer kararın ardından, "bunu bekliyorduk" dedi. Mayer, "tabii ki bu kararı bekliyordum. Müvekkilim suçlamaları kabul ettiğinde ve 'evet, yaptım' dediğinde, bu kadar ağır suçlamalar karşısında kararın böyle çıkacağı belli olmuştu" şeklinde konuştu.

Bodrumdaki vahşet

Josef Fritzl, kızı Elisabeth'i 18 yaşındayken evinin bodrumuna kapatmış ve kızının ağzından bir mektup yazarak kızının evi terk ettiğine ailesini inandırmıştı. Bu ilişkiden yedi çocuk sahibi olan Fritzl, çocuklardan üçünü evine almış, diğer üçünü ise bodrumda yaşamaya mahkûm etmişti. Avusturya'daki baba vahşeti bodrumda yaşayan çocuklardan en büyüğünün geçen yıl rahatsızlanıp, hastaneye kaldırılmasıyla ortaya çıkmıştı.