1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ayrımcılık BM kararı tanımıyor

2 Kasım 2010

Barış kurma, koruma ve çatışmaları sona erdirmeye yönelik çabalarda cinsiyet eşitliğine vurgu yapan ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleyi kapsayan Birleşmiş Milletler'in 1325 sayılı kararının bu yıl 10. yıldönümü...

https://p.dw.com/p/Pvse
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

BM Güvenlik Konseyi’nin 10 yıl önce aldığı 1325 sayılı karara rağmen, kadının güvenlik ve dünya barışı gibi konularda hala ayrımcılığa uğradığı yönündeki uyarılar konuya az da olsa dikkat çekilmesini sağladı. Fransa, kararın hayata geçirilmesi için bir hareket planı başlatacağını duyurdu. Ancak bu hamle, atılan diğer küçük adımlardan sadece biri.

Kadının rolü hâlâ önemsenmiyor...

BM 1325 sayılı kararının 10’uncu yılında, dünya genelindeki tabloya bakıldığında bilanço hayli karamsar. Günümüzde barış görüşmelerinde kadın hala önemli bir rol üstlenemiyor. Örneğin BM'nin barış misyonu "Mavi Bereliler" oluşumunun içinde bugün sadece beş kadın temsilci yer alıyor. Kadınlar, ayrıca çatışma bölgelerinde şiddet ve cinsel istismar kurbanı olmaya devam ediyor. Üstelik cinsiyet ayrımcılığı ve şiddet savaş sonrasında da farklı şekillerde sürüyor.

"AB'nin adımları olumlu ancak yetersiz"

"Misyonlarımızda cinsiyet politikamızın uygulandığından emin olmak istedik. Bunun için de dünya genelinde katılım gösterdiğimiz, aralarında Kosova, Afganistan ve Kongo gibi bölgelerin bulunduğu 13 barış misyonu için özel cinsiyet danışmanları tayin ettik" diyen Avrupa Konseyi'nin insan hakları uzmanı üyesi Katriina Leinonen, Avrupa Birliği’nin cinsiyet eşitliğini sağlamak için bazı adımlar attığını ancak bunların hala yeterli olmadığını ifade etti.

İstismarın sonuçları...

Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Frauke Seidensticker de kadınların çatışmalar sırasında ve sonrasında maruz kaldığı cinsel şiddetin boyutlarının ürkütücü olduğunu dile getirdi. Seidensticken, Liberya’da 14 yıllık iç savaşda yaşanan cinsel istismarın HIV, AIDS gibi tehlikeli etkileri olduğuna dikkat çekti.

BM'in 1325 sayılı kararın etkisi

Diğer yandan 14 yıl iç savaş yaşayan Liberya, BM 1325 sayılı kararını dikkate alarak bir hareket planı oluşturan ilk Afrika ülkesi. Liberya’da Alman Kadın Hakları Örgütü'nün “Medica Mondiale” adlı bir programın yöneten Rebecca Stubblefield, “Savaş koşulları son derece ağır. Bu nedenle burada hizmet, bilgi ve eğitime ulaşmamız daha güç" diyerek, 1325 sayılı BM kararın kendileri için bir basamak olduğunu kaydetti. Sözlerini, "Bizim bir kadın devlet başkanımız var. Bu kadınların da söz sahibi olabileceğini gösteriyor. Ayrıca güvenlik arttı ve bir cinsiyet politikası belirlendi. Evet Liberya’nın iyi bir örnek olduğunu söyleyebilirim. Liberya’nın ulusal bir hareket planı var” diyerek sürdüren Stubblefield, BM kararının hayata geçirilmesinde eksiklikler olmasına rağmen, Liberya için büyük bir öneme sahip olduğunu kaydetti.

"BM Kadın" Organizasyonu göreve başlıyor

BM 1325 sayılı kararı, 10’uncu yıldönümünde arzulanan düzeyde başarı sağlamasa da önemli gelişmelerin önünü açtı. Ayrıca 2011 yılında BM bünyesinde “BM Kadın” adlı organizasyon göreve başlayacak. Şilili Michel Bachelet idaresindeki olacak bu birimin cinsiyet ayrımcılığıyla mücadeleyi daha da etkili hale getirmesi bekleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Ulrike Mast-Kirschning / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Hülya Köylü

Internationaler Tag gegen Gewalt an Frauen
Fotoğraf: dpa
Symbolbild Gewalt gegen Frauen in Spanien
Fotoğraf: DW / picture-alliance / Godong