1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Baas Partisi Suriye'ye reform getirir mi?

Peter Philipp / DW6 Haziran 2005

Suriye’nin başkenti Şam’da, ülkenin iktidar partisi Baas’ın onuncu büyük kongresi düzenleniyor. Açılış konuşmasında ülkede reform sözü veren Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Baas Partisi'nin ilkelerinin hala geçerli olduğunu ifade etti. DW’den Peter Phillip’in analizi...

https://p.dw.com/p/AaoL
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad
Suriye Devlet Başkanı Beşar EsadFotoğraf: AP

Beşar Esad, 2000 yılında Suriye’yi 30 yıl yöneten babasının yerine devlet başkanı olduğunda ülke halkı yeni lidere dört elle sarılmıştı. Medeni hürriyet ve reform umutları doğmuştu. Belli liberalleşme ve açılma adımlarına rağmen umutlar boşa çıktı. Suriye hala eski Suriye. Şam’da farklı düşünmeye müsamaha etmeyen ve Irak, Filistin ya da Lübnan anlaşmazlıklarına doğrudan ya da dolaylı yoldan müdahale eden bir dikta rejimi hüküm sürüyor.

Devlet Başkanı Beşar Esad, 42 yıldır Suriye’yi tek başına yöneten ve ilk yıllardaki devrimci ideolojisine rağmen ilerleme, demokrasi ve hürriyete gem vuran bu partinin ülkeyi daha iyi bir geleceğe taşımasını istiyor.

Baasçılık nasıl doğdu?

Yeniden doğuşu simgeleyen Baas’ı 1943’te Suriye’de başlatan Mişel Eflak ve Selaheddin el Bitar 1930’larda Paris’te yüksek öğrenim gördükten sonra Avrupa’nın sömürgecilik anlayışına duydukları tepkiyle ülkelerine dönüp Baas Partisi’nin temellerini atmışlardı. Her ikisi de ateşli birer milliyetçiydi ve bütün Arap devletlerini Arap milli birliğine götüren yoldaki geçici yapılanmalar olarak görmekteydiler. Ama, bütün Araplar’ı tek bir milli yönetime bağlama hayali gerçekleşmedi.

Baas, 1953 yılında Arap Sosyalist Partisi ile birleşerek Sosyalist Arap Baas Partisi adını aldı. Sömürgeci devletlerle İsrail’e cephe aldı, milli birlik, sosyalizm ve sosyal adalet sloganlarıyla gençlerin desteğini kazandı. Baas ideolojisine ikna olan subaylar bu partiyi Irak’ta da iktidara taşıdılar. Her iki ülkede de darbeyle yönetimi ele geçirdikten sonra ideolojik emellerini unuttular. Partinin kurucuları Eflak ve Bitar ülkelerinden kaçmak zorunda kaldılar.

Baas Partisi, diğer Arap ülkelerinde çok az sayıdaki aydını ikna edebildi ve bu nedenle Arap milliyetçiliği hedeflerine ulaşamadı. Suriye ve Irak’ta tek parti konumuna geldi, iktidarını baskı ve devlet terörüyle sürdürmeye başladı.

Partinin en önemli dayanağı Şam

Irak savaşının ardından ABD’nin Baas Partisi’ni lağvetmesinden sonra, parti Şam rejiminin en önemli dayanağı haline geldi. Gücünü Alevi azınlıktan aldığı için de Baas Partisi baskı ve zorbalıkla iktidarını sürdürebiliyor.

Genç Devlet Başkanı Beşar Esad, çevresindeki demokrasi düşmanları yüzünden ülkesini demokrasiye açma niyetini gerçekleştiremedi. Çünkü bu çevreler, demokrasi ve hürriyetin kendilerinin siyasi sonu olacağını biliyorlar. Bu bakımdan Baas Partisi’nin büyük kongrede sadece sosyalist ekini adından silmesi beklenebilir. Modası geçmiş tek şeyin sosyalizm olmamasına rağmen.