1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Balkenende'den Türkiye'ye AB desteği

Bernd Riegert21 Temmuz 2004

Hollanda Başbakanı Jan-Peter Balkenende, AB Dönem Başkanı olarak programlarını anlattığı AP’de yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Birliğin kriterlerini yerine getirmesi durumunda üyelik müzakerelerine başlaması gerektiğini söyledi...

https://p.dw.com/p/AbCV
Hollanda Başbakanı Jan-Peter Balkenende'nin AP'de yaptığı konuşmada Türkiye gündemdeydi...
Hollanda Başbakanı Jan-Peter Balkenende'nin AP'de yaptığı konuşmada Türkiye gündemdeydi...Fotoğraf: AP

AB Dönem Başkanı Hollanda’nın Başbakanı Jan-Peter Balkenende, AP’de yaptığı konuşmada öncelikle AP seçimleri katılımın düşük olmasına dikkat çekti. Hollanda Başbakanı, başta Birliğe yeni katılan Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere, seçime katılım oranının çok düşük düzeyde kalmasının, Avrupa projesine şüpheli yaklaşımın göstergesi olduğunu belirtti ve Dönem Başkanlığı süresince Avrupa Parlamentosu’nun da desteğiyle bu şüpheli yaklaşımı değiştirmek istediğini ifade etti. Balkenende sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi karamsarlığa kapılmak için bir neden yok. Aksine, asıl şimdi vatandaşlara, Avrupa’nın onlara ait olduğunu göstermek gerek. Avrupa’nın gelişmekte olan bir yapı olduğunu, hatasız olmadığını ama bir ülkenin tek başına çözemeyeceği sorunların üstesinden gelmek için de vazgeçilmez olduğunu anlatmamız gerekiyor."

AB Dönem Başkanı Hollanda’nın Başbakanı Balkenende, kısa bir süre önce üzerinde anlaşılan ve şimdi her üye ülke tarafından onaylanması gereken Avrupa Anayasası aracılığıyla, Avrupa’nın değerlerinin vatandaşların kafasına ve gönüllerine yerleşmesi için önemli bir fırsat elde edildiğini savundu.

Türkiye’nin üyeliği

Hollanda Başbakanı, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, gelecek genişleme projelerinin başarıya ulaşması için iyi işbirliği yapılması çağrısında bulundu. Hristiyan Demokrat politikacı, Aralık ayındaki AB Zirvesi’nde Türkiye’nin siyasal yapısı ve insan hakları konusunda birliğin kriterlerini yerine getirdiği saptandığı takdirde, üyelik müzakerelerine geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Balkenende, şimdiye kadar Türkiye için 2002 yılındaki Kopenhag Zirvesi’nde kabul edilen kriterlerin tam olarak uygulanmasını istedi, ancak yeni kriterler getirilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Balkenende, "İslam’dan duyulan korku bize rehber olamaz. Bir dine direnmek, Avrupa’nın ortak değerlerine uymaz. Bizim hedefimiz, dini istismar ederek şiddet çağrısında bulunan grup ve kişiler ile mücadele etmek olmalıdır” diye konuştu.

”Geri adım atılamaz”

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Alman Sosyal Demokrat politikacı Martin Schulz de yaptığı konuşmada, Balkenende’nin görüşlerine destek verdi. Schulz, 40 yıl boyunca Türkiye’ye ümit verildikten sonra, şimdi geri adım atılamayacağını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

”Sorun İslam değil. Tam tersine; Türkiye gibi çoğunluğunu Müslümanlar’ın oluşturduğu bir toplumda, AB’nin dile getirdiği özgürlük, dayanışma ve kardeşlik gibi değerlere sahip çıkılırsa, siyasetin ordunun üzerinde olması, idam cezasının kaldırılması ve adaletin bağımsız olması gibi hedeflere ulaşılırsa, batılı değerler ile İslam toplumunun çelişmediği gösterilebilirse, Bin Ladin gibilerin teorilerinin yanlış olduğu kanıtlanabilir. Avrupa’nın güvenliği için bu yolla elde edeceğimiz avantajı görmemezlikten gelemeyiz.”

İmtiyazlı ortaklık önerisi

Avrupa Parlamentosu Muhafazakar Grup Başkanı Alman Hristiyan Demokrat politikacı Hans-Gert Pöttering ise, Türkiye’ye tam üyelik değil, imtiyazlı ortaklık önerilmesi yönündeki talebi yineleyerek, ”Türkiye konusu aramızda tartışmalı bir nokta, ama önemli olan kriterlere uyulması ve oportünist bir siyaset izlenmemesi. Eğer müzakere tarihi verilecek düzeye gelinirse, imtiyazlı ortaklık gibi alternatifleri de gözden geçirmek gerek” dedi.

AB Komisyon Başkanı Romani Prodi ise, Birlik kapısının Balkan devletlerine açık tutulmasını istedi. Hırvatistan ile gelecek yıl başlatılacak üyelik müzakerelerinden sonra, bölgedeki diğer ülkeler ile de masaya oturulmasını talep eden Prodi, Balkanlar’a kalıcı istikrarı sadece Avrupa modelinin getirebileceğini ifade etti.