1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Barış ufukta görünmüyor

Peter Philipp / DW26 Temmuz 2006

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, hafta başında başladığı Ortadoğu turu kapsamında sırasıyla Lübnan, İsrail ve Filistin’de temaslarda bulundu, taraflarla görüştü. DW’den Peter Philipp, Rice’ın Ortadoğu ziyaretlerini değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/AZox

“Aslında ‘arabuluculuk’ ve ‘barış’ için gayret gösterme niyetinde olan birinden daha çok şey beklenirdi. ABD Dışişleri Bakanı, Ortadoğu’ya gelmek ve taraflarla görüşmek için önce bir hafta bekledi, vardığında ise sadece Lübnan’a insani yardım ve yeniden yapılanma için destek sözü verdi. Rice’ın gezisinin Lübnan’da bıraktığı intiba yalnızca, ‘yapılanlar yetersiz ve zaten artık çok geç’ten ibaret olmalı.

Peki gerçekten daha fazla şeyler beklenebilir miydi? Muhtemelen hayır. Çünkü Washington yönetimi, başından beri sadece İsrail’in yapmaya çalıştığını anlayışla karşılamakla kalmadı, aynı zamanda sorunun çözümü için uygulanacak takvimi İsrail yönetimiyle belirlemeye hazır oldukları mesajını verdi. Hal böyle olunca, Washington’da da aynı Kudüs’teki gibi bir karmaşa yaşanıyor olmasına şaşırmamak gerekir.

Lübnan’daki operasyonun süresi önce günlerle ifade edilirken sonra ‘haftalarca da sürebilir’ denildi. Ve Washington, böyle bir teşhis öncesinde de ne ateşkesten ne de uluslararası barış gücünden söz edebilirdi. Ve Amerikan Dışişleri Bakanı, şiddetin sona erdirilmesine dair tüm ümitlerin suya düşmemesi için Roma’da çözüm olasılıklarının görüşüleceği uluslararası bir toplantı yapılacağını duyurdu.

Her ne kadar kulağa olumlu gibi gelse de, İsrail bu sayede Hizbullah’ı yok etme için birkaç gün daha zaman kazanmış oldu. Lakin herkesin, ama ilk önce İsrail’in bilmesi gereken, bu amaca kısa sürede ulaşılamayacağıdır. Çünkü İsrail’in kendisi güney Lübnan’a bir askeri müdahalenin 18 yıl boyunca süren bir işgale nasıl dönüştüğünü biliyor.

1996 ekiminde İsrail’in top ateşi altında BM’nin Kana kampındaki Lübnanlı mülteciler öldürüldü ve şimdi Birleşmiş Milletler gözlem noktasına düzenlenen saldırıyla da dört mavi bereli. Kofi Annan’ın ‘kasıtlı’ olarak yapıldığı iddiası yerinde mi veya İsrail’ in ‘üzgünüz’ şeklindeki açıklamalarının sonuç olarak pek önemi yok. Ancak böyle bir olay, Lübnan’daki uluslararası müdahalenin eskisinden daha farklı olması gerektiğini gösterdi.

Müdahalenin nasıl olacağı ve buna kimin ne şekilde katılacağı bugün Roma’da yapılacak toplantıyla kararlaştırılacak. Şimdiye kadar konuya ilişkin bir çok farklı görüş bildirildi. Ama yüzlerce sivilin ölümü ve yüz binlercesinin kaçışının hızlandıramadığı bu karar verme sürecini, belki BM gözlemcilerinin öldürülmüş olması hızlandırabilir.

Roma’daki konferans bir barış toplantısından ziyade, yaşanan çatışmaların sona erdirilip Lübnan’daki hayatın normale dönmesi için bir başlangıç girişimi. Tasarlanan barış gücü de barışı dayatmayacak, sadece koruyacak. Böyle bir şeyin hemen olacağı ufukta görünmese de, öncesinde devreye girmesi gerekiyor.

İsrail ise kendisi için doğru ifadeyi bulmuş durumda: Uluslararası güç gelene kadar, huzur ve düzen bizden sorulacak. Yani, biz aynı şekilde devam edeceğiz.”