1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Barroso zor durumda

Bernd Riegert / DW22 Ekim 2004

Yeni AB Komisyonu’nun başkanlığına atanan Portekizli politikacı Jose Manuel Barroso’nun işi kolay değil. Yeni Komisyon’un göreve başlayabilmesi için Avrupa Parlamentosu’ndan onay alması gerekiyor. Avrupa Parlamentosu’nun da atamalar konusundaki genişletilmiş yetkilerini sonuna kadar kullanmak niyetinde olduğu anlaşılıyor. DW Brüksel Muhabiri Bernd Riegert’in yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa0M

"Yeni AB Komisyonu Başkanı Jose Barroso büyük oynuyor. Parti gruplarının taleplerine kulak asmadan yeni Komisyon üyelerini AP’nin onayına sunmakla büyük risk altına girmiş olacak. Portekizli politikacının, ekibi parlamento tarafından onaylanmayan ilk Komisyon Başkanı olarak tarihe geçmesi mümkün. Komisyon, daha görev başı yapmadan yürütme ve yasama organları arasında üstünlük yarışı başladı. Barroso büyük bir ikilem içinde. Parlamento’nun ısrarlarına boyun eğer de tartışmalara yol açan muhafazakar komisyon üyesi Rocco Buttiglione’yi feda ederse, "zayıf başkan" imajına katlanmak zorunda kalacak.

Aslında Barroso’nun eli kolu bağlı. Homoseksüelleri günahkar sayan ve kadının annelik rolüyle yetinmesi gerektiğini söyleyen Buttiglione kendiliğinden çekilmez ya da adaylığı İtalya hükümeti tarafından elinden alınmazsa Barroso, onu Komisyon‘a dahil etmek zorunda kalacak. Çünkü Komisyon üyeleri Birlik ülkelerince atanıyor. Başkan’ın sadece Komisyon üyeliklerini paylaştırma yetkisi var. Buttiglione’ye sırt çevirmesi durumunda da İtalya, Polonya, İspanya ve Portekiz gibi koyu katolik ülkelerde, görevini şahsi görüşlerinden etkilenmeden yapacağını söyleyen vakur bir Katoliğin cezalandırıldığı izlenimi uyanacak.

Yeni Komisyon Başkanı direttiği takdirde 24 arkadaşı ile birlikte Parlamento’nun vetosuyla karşılaşabilir ve havlu atmak zorunda kalabilir. Barroso bu durumda AB’nin krize sürükleneceğini söylüyor. Ama demokrasilerde bir hükümetin parlamento tarafından reddedilmesi son derece normaldir ve mutlaka krize yol açmaz.

Öte yandan, AP de yetki sınırlarını hiç şimdiki kadar zorlamamıştı. Yasama alanında son sözü söyleyemeyen Avrupa parlamenterleri bunun acısını atamalarla ilgili yetkilerini sonuna kadar kullanarak çıkarmaya çalışıyor. Komisyon‘un onaylanmasında Avrupa Parlamentosu’na çok geniş yetki tanındığı gerçek. Örneğin, Almanya’da meclise sadece başbakanı onaylama yetkisi düşüyor. Bakanlar Kurulu‘nun meclisten onay alması gerekmiyor.

Müstakbel Komisyon ile Avrupa Parlamentosu arasındaki üstünlük mücadelesi, parlamentodan yazılı olarak özür dileyen Buttiglione’nin durumuyla sınırlı değil. Buttiglione olayı çekişmenin sadece görünürdeki cephesi. AP diğer birlik kurumlarıyla gücünü ölçmek ister gibi davranıyor. Jose Barroso’ya büyük çoğunlukla onay veren AP’nin Sosyalist ve Yeşiller grupları yeni Komisyon başkanını da reddetmişlerdi. Barroso muhafazakar devlet ve hükümet başkanlarının adayıydı. Müstakbel Komisyon da muhafazakar ve liberal isimlerden oluşuyor.

Gerginliğin tırmanması hayırlı da olabilir. Brüksel’deki çekişme, Avrupa seçimlerine ilgi göstermeyen seçmeni etkileyebilir. Dramatik oturumların kamuoyunun ilgisini rutin Avrupa Parlamentosu toplantılarından çok daha fazla çektiği herkesin malumudur."