1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Barroso’nun en zor sınavı

Ayhan Simsek17 Haziran 2009

AB liderlerini bir araya getirecek zirvede, AB Komisyonu Başkanı Barroso’nun yeniden bu göreve seçilip seçilmeyeceği netlik kazanacak. Ülkeler, zor bir dönemden geçen AB’de güçlü bir Komisyon başkanı istiyor.

https://p.dw.com/p/ICPg
AB Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, ikinci bir dönem için daha adayFotoğraf: AP

Avrupa Birliği zirvesi öncesinde hararetli bir diplomasi trafiği yaşanıyor. Konu, Avrupa Birliği Komisyonu’na önümüzdeki beş yıl boyunca kimin başkanlık edeceği. Zirvede liderlerin üzerinde uzlaşması gerekecek en kritik kararların başında bu madde geliyor. Gerçi görevdeki Komisyon Başkanı José Manuel Barroso’nun yeniden aday gösterilme şansı çok yüksek. Ancak Almanya ve Fransa gibi birliğin önemli ülkelerinin hükümetleri onayı bekleterek Barroso’yu terletiyor.


Barrosu’nun olumlu bir yanı aynı zamanda bir zaafını da ortaya koyuyor. Zira uyumlu bir kişi ve yetenekli bir müzakereci olarak nitelendirilen Barroso, aynı zamanda fırsatçı ve sık sık fikir ve tavır değiştiren bukalemun olarak da görülüyor.


Barroso’ya muhalif sesler


Ayrıca sadece devlet ve hükümet başkanlarının Barroso’ya destek açıklaması yeterli değil. Zira Barroso’nun görevine devam edebilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun da onayına ihtiyacı var.  Ve şu anda bu çoğunluk sağlanmış görünmüyor. Yeşillerin Avrupa Parlamentosu’ndaki grup başkanı Daniel Cohn-Bendit’in önerebileceği  karşı adayı yok ancak böyle bir aday bulacağına inancı var.


 “Avrupalı kişiliği olan,  tüm siyasi akımlar tarafından kabul görecek bir aday olmalı. Barrosu’yu isteyenler kadar onun bukalemun yöntemlerinden bıkanları da ikna edebilmeli.”


AB’yi bekleyen dev sorunlar


Avrupa Birliği ülkeleri, siyasi ağırlığı olan bir Komisyon başkanına ihtiyaç duyuyor. Zira 27 üyeli Birlik önünde dev sorunlar bulunuyor. Bunların başında da, AB’nin kurumsal yapısını yenilemesi hedeflenen ancak İrlanda’da referanduma takılan Lizbon Antlaşması geliyor. Bu antlaşmanın İrlanda’da yeniden referanduma sunulması bekleniyor. Birlik ülkeleri, antlaşmayı İrlandalılar açısından daha cazip kılmak için geçtiğimiz yıl Aralık ayında, “tarafsızlığın korunması” ve “kürtaj yasağı” gibi bazı önemli konularda tavizler vermişti. İrlandalılarla müzakereleri Avrupa Birliği Dönem Başkanı Çek Cumhuriyeti’nin Avrupa İşleri’nden Sorumlu Bakanı Stefan Füle yürüttü. Füle, liderler zirvesinde bu konuda uzlaşma sağlanacağını ümit ediyor: 


“Garantiler, İrlanda yurttaşlarının ilk referandumda ifade ettikleri kaygıları giderecek güçte olmalıdır. Bununla birlikte Lizbon Antlaşması yeniden sorgulanmamalı ve geçtiğimiz Aralık ayında yapılan zirvede alınan kararların ötesine geçilmemeli.”


Ekonomik kriz ve iklim koruma


Avrupalı liderler ayrıca yıl sonunda Kopenhag’da yapılacak İklim Zirvesi’ne de hazırlanıyorlar. Uzmanlar, AB’nin ekonomik krizi öne sürerek iklim koruma önlemlerini ihmal etmesinden endişe ediyor. Birlik ülkelerinin Kopenhag’daki zirveye görüş ayrılıklarıyla gitmeleri ve bu yüzden de Avrupa Birliği’nin ağırlığını yitirmesine yol açılmak istenmiyor. Lüksemburg’da zirveye hazırlık yapmak amacıyla yapılan dışişleri bakanları toplantısına katılan Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Günter Gloser umudunu şu sözlerle ifade etti:

“Avrupa Birliği’nin, Almanya’nın dönem başkanlığında da ifade edildiği gibi liderlik rolünü üstlenmesi sağlanmalı. Ayrıca AB dışındaki ülkelerle, yani özellikle gelişmekte olan ve gelişmenin eşiğindeki ülkelerle ilişkilerimiz bakımından önem taşıyan bir diğer konu da finansman konusunda uzlaşma sağlamamızdır.”

Ancak finansman, mali açıdan güçlüklerle karşı karşıya olan birçok hükümet açısından sıkıntılı bir konu. Bu nedenle uzun vadeli hedefler gözden kayboluyor. 


Christoph Hasselbach / Çeviren: Değer Akal

Editör: Ahmet Günaltay