1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Batı'nın iki yakası biraraya gelmiyor

14 Temmuz 2011

Euro Bölgesi'nin borç krizindeki ülkelerinin kredi notu giderek kötüleşirken, ABD ekonomisinin borç çıkmazı da dramatik bir boyut alıyor. İtalyan Senatosu ise bugünkü oylamada tasarruf paketini kabul etti.

https://p.dw.com/p/11vP4
Fotoğraf: picture alliance / dpa

Ekonomi piyasalarında esen kasvetli rüzgârlar, Yunanistan'ın öngördüğü tasarruf hedeflerine ulaşmasını giderek zorlaştırıyor. Uluslararası Para Fonu (IMF), Yunanistan'da bugüne kadar tahmin edilenden daha kötü bir resesyon yaşanmasının beklendiğini açıkladı. Kurum, bütün tasarruf tedbirlerine rağmen, ülkenin borçlarının artmaya devam edeceğinin ve Yunan ekonomisinin yüzde 3,8 oranında küçüleceğinin tahmin edildiğini bildirdi. Kurumun bugüne kadarki küçülme tahmini yüzde 3 dolayındaydı. IMF’nin tahminleri 2012 yılında Yunanistan’ın kamu borçlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranının yüzde 172'yi bularak bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaşacağı yönünde.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch de Yunanistan'ın kredi notunu birkaç kademe birden düşürerek 'B+'dan 'CCC' kademesine çekti. Kuruluş, not indirimine gerekçe olarak Avrupa Birliği ve IMF tarafından yeni, kapsamlı bir yardım paketi hazırlanmamış olmasını gösterdi. Fitch, üzerinde tartışılan ikinci yardım paketinde özel alacaklıların rolünün açıklığa kavuşturulmamış olmasının da kredi notunun düşürülmesinde etkili olduğunu açıkladı. Kuruluş, AB ve IMF'nin bugüne kadar yeni bir yardım paketi konusunda çoktan uzlaşmış olacağından yola çıktıklarını, ama hafta başındaki AB maliye bakanları toplantısının konuya açıklık getirmediğini belirtti.

AB baskı altında

AB Konsey Başkanı Herman Van Rompuy
AB Konsey Başkanı Herman Van RompuyFotoğraf: dapd

Euro Bölgesi ülkeleri maliye bakanlarının hafta başındaki toplantıda, özel alacaklıların Yunanistan'a yapılacak ikinci yardım paketine katılımını sağlamak konusunda anlaşamamış olması, malî piyasalarda paniğe yol açtı. Euro Bölgesi ülkeleri soruna acil çözüm bulmaları için büyük baskı altında. Ancak bir sonraki zirvenin ne zaman yapılacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. AB Konsey Başkanı Herman Van Rompuy, piyasalardaki çalkalanma nedeniyle zirvenin Cuma günü yapılmasının planlandığını açıklarken, Almanya yeni bir zirveden önce tartışması süren konulara bir çözüm bulunması gerektiğini savunuyor.

Öte yandan Euro Bölgesi'nin borç krizindeki diğer ülkelerinden Portekiz'in kredi notunu geçen hafta 4 kademe birden aşağı çeken kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, İrlanda’nın borçlanma notunu da 'ıskarta' düzeyine indirdi.

İtalyan Senatosu'ndan yeşil ışık

Euro Bölgesi ülkelerini son günlerde en çok kaygılandıran konu ise borç krizinin İtalya'ya sıçrama ihtimali oldu. Zira Avrupa'nın en büyük üçüncü ekonomisi İtalya, Euro Bölgesi'nde Yunanistan’ın ardından en yüksek kamu borcuna sahip olan ülke. İtalya'ya ilişkin kaygılar borsalara da ağır darbe vurdu. Ancak kamu harcamalarında gelecek üç buçuk yıl içinde yaklaşık 48 milyar euroluk kesinti öngören tasarruf paketi çarşamba günü İtalyan Senatosu'nda oylandı ve kabul edildi.

Almanya'nın tanınmış ekonomistlerinden IFO Enstitüsü Başkanı Hans-Werner Sinn de İtalyan ekonomisine ilişkin değerlendirmesinde, İtalya’nın tasarruf paketini hayata geçirmesinin borç krizinden çıkmasına yeterli olmayacağını söyledi. Sinn, İtalya’yı vergileri yükseltmeye çağırırken, Avrupa Birliği’nin İtalya'ya yönelik bir kurtarma paketini kaldırabilecek durumda olmadığını belirtti. Uzman, ''İtalya bunun için çok büyük bir ülke'' şeklinde konuştu.

ABD zor durumda

Ancak borç krizi içindeki ülkeler sadece Avrupa ülkeleri değil. ABD'nin de yasal borç sınırına dayanması finans piyasalarında büyük kaygı yaratıyor. ABD Başkanı Barack Obama'nın yasal borçlanma limitini yukarı çekmek amacıyla Cumhuriyetçilerle yaptığı görüşmelerden henüz bir sonuç çıkmadı. Amerikan kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, ABD'nin 'AAA' olan kredi notunun düşürülebileceği uyarısında bulundu. Kuruluş, ABD’nin kısa vadede borç faizlerini ödeyemez duruma gelmesinin küçük de olsa bir risk unsuru olduğuna işaret etti.

IFO Enstitüsü Başkanı Hans-Werner Sinn
IFO Enstitüsü Başkanı Hans-Werner SinnFotoğraf: picture-alliance/ ZB

ABD'nin en büyük alacaklısı Çin de ABD'deki borç krizinden büyük kaygı duyuyor. Amerikan Maliye Bakanlığı'nın Nisan ayı verilerine göre Çin yönetiminin elinde, 1 trilyon 152 milyar dolarlık Amerikan hazine bonosu bulunuyor. O nedenle Çin'in kredi derecelendirme kuruluşu Dagong, diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından daha çabuk harekete geçerek, ABD'nın kasım ayında 'AA' olan kredi notunu geçen kasım ayında 'A+' seviyesine düşürmüştü. Kuruluş, ABD Kongresi ve Beyaz Saray yasal borç limitinin artırılması konusunda uzlaşma sağlasa dahi, ABD'nin kredi notunun daha da düşürülebileceği uyarısında bulundu ve bunu da 'Amerikan hükümetinin elinde borç açığını kapatmak için belirgin bir politikası olmadığı' ibaresiyle gerekçelendirdi.

Obama yönetimi, 14 trilyon 300 milyar dolar olan yasal borçlanma sınırını yukarı çekmeye çalışırken, Cumhuriyetçiler ise daha önce sıkı tasarruf önlemlerinin alınmasını talep ediyor. Obama ise sosyal alanda kısıtlamalara gidilmesi için zenginlerden daha fazla vergi alınmasını şart koşuyor. Ancak Cumhuriyetçiler de buna karşı çıkıyor. 2 Ağustos'a kadar bu düellonun sonuçlanmaması halinde, ABD ekonomisinin iflas bayrağını çekmesinden endişe ediliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/Reuters/dpa/Derleyen: Başak Demir

Editör: Başak Özay