1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Batının Suudi tedirginliği

2 Ağustos 2005

Suudi Arabistan'da Kral Fahd’ın ölümünün ardından ortaya çıkması muhtemel gelişmeler, Batılı ülkeler tarafından endişeyle izleniyor. Fahd’ın yerine oturan Abdullah’ın da ölümü halinde radikal dinci ve muhafazakar muhalefet gücünü artırabilir.

https://p.dw.com/p/Aaf9
Abdullah'ın ölmesinden sonra radikal dinciler güçlenebilir
Abdullah'ın ölmesinden sonra radikal dinciler güçlenebilirFotoğraf: AP

Dünyanın en zengin ülkelerinden olan Suudi Arabistan’ın Kralı Fahd dün öldü. 1995 yılında geçirdiği beyin kanamasının ardından hükümet işlerini yürüten üvey kardeşi Abdullah’ın yeni kral olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Fahd, izlediği politikada Müslüman doğu ile demokratik batılı rejimler arasında iyi bir denge tutturmuştu. Bu durum davem edecek mi? Şu sıralar Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerini en çok meşgul eden soru bu.

Suudi Arabistan Kralı Fahd’ın ölümüyle Amerika Birleşik Devletleri önemli bir ortağını yitirmiş oldu. Gerçi 84 yaşındaki Kralın 1995 yılında geçirdiği rahatsızlıktan sonra resmi kararları bizzat onaylamadığı herkesce biliniyordu, ancak varlığı önünü açtığı politikanın devam etmesini sağlamıştı. Washington Suudi Arabistan’ın desteği ile Afganistan’daki Halkın Mücahitlerine karşı mücadele edebilmiş, 1991’deki Körfez Savaşında askerlerini Suudi Arabistan’da konuşlandırmıştı.

11 Eylül milat oldu

Amerika’nın Suudi Arabistan’a duyduğu güven 11 Eylül saldırılarının ardından sarsıldı. Amerika’ya terör saldırısı düzenleyen 19 El Kaide militanının 15’i Suudi Arabistan vatandaşıydı. Amerikan generaller Kral Fahd’ı, aşırı dinci, radikal akımlara göz yummakla, Afganistan’da silah bırakan ve geri dönen militanlara kucak açmamakla suçlamıştı.

Buna rağmen Washington ile Riyad arasındaki ilişki hep özeldi, çünkü dünyanın en çok petrol ihraç eden ülkesinde düzenli, istikrarlı bir rejimin iktidarda olması Washington’un çıkarınaydı. Öte yandan Amerika Birleşik Devletleri Fahd’ı reform yapmaya zorladı. Riyad’dan terörle mücadelede destek istedi ve Filistinli militanlara gösterilen maddi yardımların önüne geçmesini talep etti. Irak’ta daha fazla Suudi Arabistan yatırımı da Washington’un diğer bir dileğiydi. Suudi Arabistan yönetimi 11 Eylül saldırıları ile gerginleşen ilişkileri rahatlatmak için ülkedeki terörist avını hızlandırdı. Sadece geçen aylarda yürütülen operasyonlarda, El Kaide’ye yakınlığı ile bilinen yüzün üzerinde militan öldürüldü, bir çoğu da ele geçirildi.

Abdullah çizgisini koruyacak mı?

Fahd’ın yerini alacak olan üvey kardeşi Abdullah’ın geçen ilkbaharda Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığı ziyaret, ilişkilerin iyi olduğu yönündeki sinyalleri güçlendirdi. Amerikan Başkanı Bush, Abdullah’ı özel çiftliğinde karşılamış, iki lider sık sık el sıkışarak pozlar vermişti. Şimdi batıda, yeni kral olması beklenen Abdullah’ın Fahd’ın çizgisini izlemeye devam edip etmeyeceği konusu tartışılıyor. Almanya’nın Hamburg kentindeki Şarkiyat Enstitüsünden Ortadoğu uzmanı Dr. Henner Fürtig, öncelikle Riyad’ın petrol ihracatı konusunda izlediği çizginin değişmeyeceği görüşünde. Fürtig, para ve petrol piyasasında yaşanan tedirginliğin sadece gerginlikten kaynaklandığını kydediyr. „Az değil, dünyanın en önemli petrol ihraç eden ülkesinin kralı öldü. Para piyasalarının ani tepki vermesi ve petrol fiyatlarının yükselmesi doğal. Ancak finans dünyası, hükümetin yıllardır üvey kardeş Abdullah tarafından yönetildiğini farkedince rahatlayacak“ diyor.

Kuşak değişimi

Batıyı asıl tedirgin eden ise Kral Fahd’ın kardeşi Abdullah’ın yaşlı olması ve asıl onun ölmesi halinde bölgedeki dengelerin nasıl değişeceği, çünkü Suudi Arabistan’daki radikal dinci ve muhafazakar muhalefet yetki kazanma peşinde. Şarkiyat Enstitüsünden Ortadoğu uzmanı Fürting Abdullah’la birlikte Suudi Arabistan’da kuşak değişimi yaşanacağına dikkat çekiyor. Fürtig, Abdullah ve Savunma Bakanı Sultan gibi şu anda hükümette sorumluluk sahibi olan bir çok kişinin Suudi Arabistan’ın kurucusu İbni Suudi’nin çocukları olduğunu, çoğunun şimdilerde 70- 80 yaşında olduğunu belirtiyor. Bu zamana dek tahta kimin geçeceğinin açık ve net belirlendiğini, ancak Abdullah’tan sonra gelecek torunlar kuşağında krallığa herkesin aday olduğunu anlatıyor. Torunların 50’lili yaşlarda olduğuna ifade eden Fürtig, veliaht ilan edilen Savunma Bakanı Sultan’ın da yaşına işaret ederek, „hatta belki de Kral Abdullah’dan önce ölür“ diye konuşuyor.