Bavyera'da eğlence başladı!

“Ekim Festivali, arkaik bir kabile geleneğinin çağdaş versiyonu,“ diyor Brigitte Veiz, “Ekim Festivali“ adlı yeni kitabında. Doğma büyüme Münihli olan psikolog Brigitte Veiz, neden söz ettiğini iyi biliyor. Kendisi de Ekim Festivali’nin müdavimlerinden.

Veiz şöyle devam ediyor: “Çadırlarda, balık istifi misali oturup bira içenlerler, müziğin ritmine kendileri kaptırıyor. Ama dans etmek yasak olduğu için ya yerlerinde hoplayıp zıplıyor ya da mecburen masaların üzerine çıkıyorlar. Ekim Festivali, ziyaretçilere deşarj olma olanağı tanıyor. Herkes başka zamanlarda yapamadıklarını yapıyor. Ayıp veya yasak yok…“

Tabii Ekim Festivali’nde damak tadı da unutulmuş değil. Envai çeşit yiyecekler ziyaretçileri cezbediyor. Her köşe başında bir şeyler atıştıran, yutkunan insanlara rastlamak mümkün. Ama Ekim Festivali deyince, herkesin yüzünde güller açmıyor. Bu halk eğlencesinden hiç hazetmeyenler de var.

Festival nasıl başladı?

İlk Ekim Festivali, bundan yaklaşık 200 sene önce, 1810 yılında, Bavyera Veliaht Prensi Ludwig ve Sachsen-Hildeburghausen Prensesi Therese’nin dügünleri vesilesiyle kutlandı. Ekim Festivali’nin gerçekleştirildiği alana da gelinin adı verildi. Gelenek büyük oranda hala sürdürülüyor. Bugün bile birçok kişi geleneksel kıyafetlerle festivalde arz-ı endam ediyor.

Geleneksel kıyafetler, festival alanında da satılıyor. Çağdaş giysilerden vazgeçmek istemeyenler, geleneksel baskılı tişörtlerle idare ediyor. Ama Brigitte Veiz, “Abartılı kıyafetlere genellikle yabancılar rağbet ediyor. Ve yerli halk, bu abartılı kıyafetlerden yabancıları tanıyor. Yani burada geleneksel giysiler, giyilme amaçları olan ’birliktelik ruhuna’ hizmet etmiyor“ diyor.

İşte geçmiş yıllardaki festivallerden birkaç veri: Geçen yıl Ekim Festivali’ni 6 milyon 100 bin kişi ziyaret etti. Yaklaşık 6 milyon litre bira ve 2 milyon litre de alkolsüz bira içildi. 480 bin tavuk ve 95 domuz yenildi. 2004 yılında kayıp eşya bürosunda yaklaşık 4 bin adet eşya birikti; ki bunlar arasında, 480 kimlik ve kredi kartı, 400 cüzdan, 260 gözlük, 200 cep telefonu, bir bisiklet, bir diş protezi, bir nikah yüzüğü ve iki de koltuk değneği vardı…