1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlinale’de Altın Ayı Çin’e gitti

Aydın Üstünel/Berlin17 Şubat 2007

Bu yıl 57.’si düzenlenen Uluslararası Berlin Film Festivali, Çin yapımı Tuya’nın Evliliği’nin zaferi ile sona erdi. 373 filmin gösterildiği Berlinale’de Türk yapımlar da ödül aldı. Berlinale’yi baştan sona takip eden Aydın Üstünel’in haberi ve izlenimleri…

https://p.dw.com/p/AaHE
Tuya'nın Evliliği, başroldeki Yu Nan’in dışında neredeyse sadece amatör oyuncularla çekildi.
Tuya'nın Evliliği, başroldeki Yu Nan’in dışında neredeyse sadece amatör oyuncularla çekildi.Fotoğraf: Internationale Filmfestspiele Berlin

57. Uluslararası Berlin Film Festivali’nin uluslararası jüri başkanı ABD’li yönetmen Paul Schrader’in açıkladığı Altın Ayı Ödülü çok büyük bir sürpriz olmadı. Çinli yönetmen Wang Quan’an imzalı Tu ya de hun shi/Tuya’nın Evliliği adlı film Çin'e bağlı iç Moğolistan’da kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir kadının zorlu hayatını anlatıyor. Başrolde harikalar yaratan Yu Nan’in dışında neredeyse sadece amatör oyuncular ile çekilen film, dingin anlatımıyla, diğer yapımların arasından sıyrılmayı başardı.

Hongkonglu film yapımcısı Nansun Shi de, ödül töreninin başlangıcında, gecenin bir Çin kutlamasına dönüşebileceğini, ne de olsa, Çin takvimine göre yılbaşı olduğunu ve ’domuz yılı’na girildiğini söylüyordu.

Almanya 'karlı çıktı'

Festivalin en fazla ödül toplayan filmi ise Arjantin-Fransa-Almanya ortak yapımı El Otro/Diğeri oldu. Karısının hamile olduğunu öğrenen ve hasta babası can çekişmekte olan bir adamın, kimlik değiştirerek izini kaybettirme hikayesini anlatan film, Jüri Büyük Ödülü’nü alırken, Ariel Rotter’in rejisi altındaki performansıyla beğeni toplayan Arjantinli Julio Chavez de en iyi erkek oyuncu seçilerek Gümüş Ayı almayı başardı.

En iyi kadın oyuncu ödülü ise yine Almanya’da kaldı. Yella’nın başrolünü üstlenen Nina Hoss’un Gümüş Ayı alması ile, son üç yılda üçüncü kez bir Alman aktris Berlinale’de en iyi oyuncu seçilmiş oldu. Jürinin kararı Hoss için de bir sürprizdi. “Bunu gerçekten beklemiyordum, burada Marianne Faithfull’un adının okunacağını tahmin ediyordum” diyen Hoss, festivalin son gününe kadar Irina Palm’deki performansı ile Gümüş Ayı’nın favorisi sayılan rakibesinin de gönlünü alıyordu.

Ortadoğu esintisi

Berlinale, normalde siyasi içerikli filmlere göz kırpan ve festival sonunda çağın yaralarına parmak basan filmleri ödülsüz evine göndermeyen duruşuyla tanınır. Bu yılki ödül töreninin siyasi rengi ise Ortadoğu’dan geldi. İsrailli Joseph Cedar, cephedeki askerlerin yaşamından bir kesit sunan Beaufort ile en iyi yönetmen şeçildi.

Cedar, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in de hazır bulunduğu ödül töreninde şu sözlerle teşekkür etti: “Savaşın bizi nerelere götürebileceğini gösteren Beaufort, aynı zamanda, benim de paylaştığım korku üzerine bir film. Ümidim ve dileğim, siyasi kararları verenlerin, savaşları nasıl noktalayacaklarını bilmeleri.”

Sıradışı artistik katkıya verilen Gümüş Ayı ödülüne ise Robert de Niro’nun yönettiği ve Amerikan Gizli İstihbarat Örgütü CIA'nin doğuş hikayesini anlatan The Good Shepherd/İyi Çoban’ın oyuncu kadrosu layık görüldü.

Takva ve Annem Sinema Öğreniyor'a ödül

Türk yönetmen Özer Kızıltan imzasını taşıyan ve mazbut sürdüğü hayatı boyunca günah işlemekten kaçınan bir adamın, dünyevi zevklerle karşılaşınca içine girdiği bunalımı anlatan Takva filmi, Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) tarafından, Berlinale’nin Panorama bölümünde gösterilen en iyi yapım seçilirken, Ankara Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nde eğitimine devam eden Nesimi Yetik imzalı Annem Sinema Öğreniyor, Alman Akademik Mübadele Kurumu’nun (DAAD) Berlinale'deki kısa metrajlı filmlere verdiği ödülü aldı.

Genel olarak sinema dünyasında sansasyon yaratacak bir eser sunmayan 57. Uluslararası Berlin Film Festivali, seyirci ilgisi açısından 373 film için rekor bilet satışı ile olumlu bir bilanço çıkarırken, daha çok sırf Jennifer Lopez veya Sharon Stone gibi Hollywood yıldızlarını kırmızı halı üzerine çekebilmek için, vasat filmleri yarışma bölümüne alma kararıyla damaklarda hafif buruk bir tat da bıraktı.