Berlin’de bu hafta…

Yoğun tartışmalardan sonra geçtiğimiz hafta Afganistan’ın güneyine Tornado tipi keşif uçağı gönderme konusunda Alman bakanlar kurulundan olumlu karar çıktı. Alman Savunma Bakanı Franz Josef Jung her ne kadar bu keşif görevinin doğrudan çatışmalarla ilgisi olmadığını belirtse de, görevin yine de tehlikeli olduğu inkar edilemiyor.

Alman parlamentosundan Reinhold Robbe mevcut tehlikeye işaret etti: “Bu görevin riskli olduğunu belirtmek istiyorum. Hem pilotlar hem de karada görev yapan kişiler ile görüştüm. Onlar da var olan tehlikenin farkındalar. Askerlerimizin bu bölgedeki görevleri kolay değil, bunu her fırsatta söylüyorum. Ancak Tornado keşif uçakları sayesinde şu an varlığından emin olamadığımız ama Taliban’ın sahip olduğunu tahmin ettiğimiz silah sistemeleri hakkında bilgi edineceğiz.”

Alman bakanlar kurulu olumlu karara varmış olsa da son söz fedaral parlamentonun. Meclis konuyu Mart ayının başında oylayacak. Şu an ise Afganistan’ın kuzeyinde istikrarı korumak üzere 3 bin Alman askeri görev yapıyor.

301'e karşı imza kampanyası

Tornadoların yanı sıra geçtiğimiz hafta Türk kökenli Alman milletvekili Özcan Mutlu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin kaldırılması için başlattığı imza kampanyası büyük yankı yarattı. Mutlu’nun girişimine imzası ile destek verenlerden biri de Avrupa Parlamentosu milletvekili Cem Özdemir’di.

Özdemir, Berlin’de Deutsche Welle mikrofonuna yaptığı açıklamada demokratik bir Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girişini desteklediklerini söylüyor: “Biz burada Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesini savunan kişileriz, farklı partilerde. Ama şunu da açıkça söylüyoruz, biz demokratik bir Türkiye istiyoruz. Düşüncenin insaları mahkumiyete sürükleyen bir ülkenin Avrupa’da yeri yok. Aslında ben Ankara’da 301’i savunan çok fazla kişi tanımıyorum ama seçim yılı ve büyük bir şanssızlık, ki hükümet muhalefetten korkuyor. Yani herkes topu başkasına atıyor. 301’i değiştirmenin zamanı çoktan geldi ve geçti. Yani bu noktadan sonra artık 301’i şöyle birat rötuş edilimle bir yere varılamaz.”

G-7 maliye bakanları zirvesi

Almanya gündeminde öne çıkan diğer bir konu Essen’de gerçekleştirilen ve Almanya’nın başkanlığını üstlendiği G-7 ülkelerinin maliye bakanları zirvesiydi. Liderler hem hedge fonlarını hem de iklim değişimini tartıştı.

Alman Maliye Bakanı Peer Steinbrück özellikle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki durumun hassasiyetine dikkat çekti: “Amerika Birleşik Devletleri’nde çok hassas bir durum söz konusu. Emeklilik sisteminde insanlar varlıklarını belli bir yerde topluyorlar ve bunları kısa vadeli ama yüksek riskli fonlara yatırıyorlar. Burada bir domino taşının düşmesi ile zincirleme sonuçlar doğabilir. Yani Amerika Birleşik Devletleri’ndeki emekliler birden bire yaşlılık sigortasıda ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu yüzden Amerikalı yatırmcı ve tüketiciler bundan belki de 15 ila 18 ay öncesine nazaran daha hassaslar.”

Maliye bakanları, ele aldıkları bir diğer konu olan iklim değişiminde de fikir birliği sağlayamadı. Ancak Almanya bu konuya ağırlık vermeye devam ediyor. Son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel otomotiv endüstrisini, zehirleyici maddelerin azaltılmasına öncelik vermeye çağırdı. Almanya Başbakanı’na göre iklim değişimi, askeri çatışma kadar barış için büyük bir tehdit.