1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'de olasılık hesapları

Heinz Dylong / DW14 Eylül 2005

Almanya’da siyasi partiler, seçimlerin yapılacağı 3 Ekim’e kısa bir süre kala özellikle kararsız seçmenleri etkilemek için vargüçleriyle mücadeleye devam ediyorlar. DW editörlerinden Heinz Dylong, final çizgisi öncesi son düzlüğüne girilen seçim yarışındaki mevcut durumu analiz etti:

https://p.dw.com/p/AZtl

“18 Eylül Pazar günü yeni bir federal meclis seçilecek. Kamuoyu yoklamalarına bakılacak olursa iktidardaki Sosyal Demokrat - Yeşiller koalisyonu, hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu elde edemeyecek. İktidara talip olan Hıristiyan Birlik Partileri ve Hür Demokratlar’ın oluştaracağı olası bir koalisyon için de aynı durum söz konusu.

Bu tablonun sorumlusu olarak gösterilen ve meclise girmesine kesin gözüyle bakılan Sol Parti’ye ise kimse koalsiyon ortağı olarak sıcak bakmıyor. Bu arada daha birkaç hafta önce oy oranları yüzde 30’un altında seyreden Sosyal Demokrat Parti, son günlerde müthiş bir atağa geçerek, yeniden seçmenin gözünde itibar kazanmaya başladı.

Oysa henüz birkaç hafta önce manzara çok daha farklıydı. Birlik Partileri ile Hür Demokratlar’ın hükümet kurabilecek çoğunluğa ulaşmalarına kesin gözüyle bakılıyordu. En azından anketlerden böyle bir sonuç çıkarmak mümkündü. Fakat kamuoyu yoklamalarının, yerleşmiş kanaatlerden ziyade günlük gelişmelere göre farkılılar gösterebilen değişken fikirleri yansıttığı da bir gerçek.

Anket sonuçlarındaki değişkenliği de bu şekilde yorumlamak lazım. Zaten dikkat edilirse, birkaç puanlık oynamalar söz konusu. 18 Eylül’e çok az bir zamanın kaldığı gözönüne alınırsa, mevcut Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonun, bu kez de hükümet etmeye yetecek oranda oy alması pek olası görünmüyor.

Tabii ki matematiksel olarak bakıldığında, çeşitli koalisyon alternatifleri mümkün. Ancak bunların pekazının gerçekleşme ihtimali var. Şu andaki tabloya bakıldığında Angela Merkel başkanlığında Birlik Partileri ile Sosyal Demokratlar’ın oluşturacağı ve “büyük koalisyon“ diye adlandırılan modelin gerçekleşmesi en kuvvetli olasılık gibi görünüyor.

Dengelerin son günlerde değişmesinin bazı nedenleri var elbette. Merkel ile karşı karşıya geldiği televizyon düellosunda daha başarılı olan Başbakan Gerhard Schröder’in performası oy oranlarına da yansıyor. Bu arada Birlik partileri de finale yaklaştıkça bazı önemli hatalar yapıyor. Kasıt olsun ya da olmasın, doğu Alman seçmenleri aşağılayıcı demeçler vermek, bu hatalardan biriydi.

Eski Anayasa Mahkemesi yargıçlarından Paul Kichhof’un Angela Merkel tarafından “müstakbel maliye bakanı“ olarak ilan edilmesinden sonra Sosyal Demokratlar hemen bunu malzeme yapıp, Birlik partilerinin vergi reformu planlarının “sosyal adaletsizliğe neden olacağı“ tezini ön plana çıkarıp pirim yapmaya çalıştı. Bunun üzerine Birlik partisi saflarından, Kirchhof’a karşı çatlak sesler yükselmeye başladı.

Olası bir “büyük koalisyonda“ bugünkü Başbakan Gerhard Schröder’e yer olmayacak. Schröder’siz bir döneme hazırlanan Sosyal Demokratlar’ın zaten Birlik partileri mutlu bir birliktelik yürütmeleri zayıf bir ihtimal. Bu şartlar altında muhafazakar - sol koalisyonun çok uzun ömürlü olmaması da sürpriz bir gelişme sayılmamalı.

Yeşiller ve Hür Demokratlar’a gelince… Her iki parti de seçim kampanyası boyunca pek ön plana çıkmadı. Doğrusu bu, biraz “tuhaf“ bir durum. Zira küçük partilerin sessizliği, onlar açısından sandıktan pek de parlak bir sonuç çıkmayacağının işareti olarak algılanabilir. Ancak 18 Eylül’de seçmenlerin vereceği kararla birlikte o tarihe kadarki tüm tahmin ve varsayımlar hükmünü yitirecektir.“