1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'de "Ramazan Geceleri"

19 Ağustos 2010

İftardan sonra yapılan eğlenceler, dünyanın dört bir köşesinde Ramazan’ın ayrılmaz parçası. Almanya’da en yoğun Müslüman nüfusun yaşadığı kent olan Berlin’de de, bu eğlencelerin gelenekselleşmesi için bir adım atıldı.

https://p.dw.com/p/OrgF
Fotoğraf: AP

Berlin’deki İslam Sanatları Müzesi bundan tam 106 yıl önce açıldığında, ziyaretçilere o güne kadar sadece kartpostallardan ve reklamlardan tanıdıkları bir dünyadan görüntüler sunmuştu. Günümüzde İslam Almanya’da gündelik hayatın bir parçası, ülkede yaşayan Müslümanların sayısı 4 milyonu buluyor ve Ramazan, tüm dünyada olduğu gibi buradaki Müslümanların bir bölümü için de yılın en önemli ayı.

Ramazan'da bütünlük öne çıkıyor

Müslümanlar, bu ay içinde anlaşmazlıkların çözülmesi, insanın küskün olduklarıyla barışması ve kendi içinde huzuru bulmaya çalışmasının gerekli olduğuna inanıyor. Ayrıca bu ay içinde aile de çok ön plana çıkıyor, aile bütünlüğü, birliktelik ağır basıyor. İnsanların kendilerini bir toplumun parçası olarak hissetmeleri Ramazan ayında daha da önem kazandığı için, bu ay boyunca misafirlikler, ortaklaşa etkinliklerin sayısı da artar. Bu Suriye’de, Türkiye’de, hatta yıllardır Londra, Paris veya Berlin’de de böyle.

Entegrasyonu destekleyici şenlik

Berlin’deki İslam Sanatları Müzesi’nin direktörü Stefan Weber, entegrasyonun, insanların kendilerini, kendi kültürlerini inkâr etmeleri ve sırf Noel’i kutlamaları anlamına gelmediğini söylüyor ve entegrasyonun, bu insanların kültürel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri mekânların sunulması anlamına geldiğini belirtiyor. Weber, bu mekânın daha da genişletilmesi amacıyla da, kültürlerin buluştuğu etkinlikler üzerine uzmanlaşmış Piranha Kültür adlı şirketle ortaklaşa “Ramazan Geceleri” adlı bir şenlik düzenliyor.

12 Eylül tarihine kadar başkentin birçok noktasında düzenlenen festival kapsamında, Müslümanların yaşadığı çeşitli kültürlerin geçmişi ve bugününden konserler, filmler, dans ve edebiyat etkinlikleri meraklılarıyla buluşuyor. Piranha Kültür’ün program yöneticisi Anna Mechelhoff, doğal olarak önce, Çin’den Suriye’ye, Kuzey Afrika’dan Türkiye’ye kadar çeşitli coğrafi noktaları vurgulamak için geleneksel sunumlar yaptıklarını, ama bu yelpaze içinde, sözkonusu bölgelerde sanatçıların, geleneklerden geliştirdikleri yeni tarzları da sunduklarını söylüyor.

Renkli bir yelpaze

Bu yelpaze Afrika’nın Reggae’sinden Türk Halk Müziği’ne, Tuareg türkülerinden oryantal tınılara kadar uzanıyor. Arap dünyasının ilk büyük caz orkestrası olan “The Syrian Big Band" hem uluslararası caz klasiklerini çalıyor, hem de modern caz ile Suriye müziğinin harmanlanmasıyla oluşan parçalar sunuyor. Qetiq adlı grup ile Uygur müziğinin Blues süzgecinden geçmiş melodileri Avrupa’ya uzanıyor. Afrika’da tanınan Malili aktris ve şarkıcı Fatoumata Diawara ise, caz, soul, funk ve geleneksel Batı Afrika melodilerini kullandığı "Wassoulou Folk" adlı müziğini getiriyor.

Müslüman olmayanlara da sesleniliyor

"Ramazan Geceleri” adı altında tüm Ramazan boyunca sürecek olan etkinlikler, Berlin’in göbeğinde, ünlü Müze Adası’nda düzenleniyor. Çoğuna girişin bedava olduğu bu etkinlikler ile hem Müslümanların Ramazan’ına renk katılması, hem de Müslüman olmayanların bu farklı kültürleri daha iyi tanımasına fırsat yaratılması hedefleniyor. Müze Adası’ndaki Bergama Müzesi’nin çatısı altındaki İslam Sanatları Müzesi de, Müslümanların kültürlerinin dünya kültüründeki payı hakkında daha da fazla bilgi edinmek isteyenlere yönelik bir dizi ek etkinlik de düzenliyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Silke Bartlick / Aydın Üstünel

Editör: Değer Akal