1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'den önemli sinyal

Felix Steiner / DW15 Kasım 2005

Almanya’da Hıristiyan Birlik Partileri ile Sosyal Demokrat Parti’nin altına imza attığı koalisyon sözleşmesi, koalisyon partilerinin üyelerinden beklenen onayı aldı. Böylece hem Büyük Koalisyon’un hem de Angela Merkel’ın başbakanlığının önünde engel kalmadı. DW’den Felix Steiner yorumu:

https://p.dw.com/p/AZsa

“Politika, pek çok açıdan bir tiyatro oyununu andırıyor. Hem de sadece seçim kampanyası döneminde değil… 18 Eylül’de yapılan erken seçimden bu yana seçmenler ve siyasi gözlemciler aynı oyunu izliyor. Aslında seçim akşamı verilen tahmini sonuç, sağlam bir ittifakın sadece Hıristiyan Birlik ile Sosyal Demokratlar arasında kurulabileceğini ortaya koymuştu. Başbakan’ın, en çok oyu alan muhafazakarların adayı olacağı da belliydi.

Seçim sonucu bir kaza değil, seçmenlerin iradesinin göstergesiydi. Bu Pazar seçim olsa, az farkla yine aynı sonuç çıkar. Ama Alman siyasetçiler zaten belli olan bu temel yapıda uzlaşmak için dört hafta harcadı. Ardından dört hafta da hükümet programını oluşturmak için… Seçmenler ve siyasi gözlemciler, doğal olarak kendilerine ‘neden bu kadar uzun sürdü?’ diye soruyor.

Politikanın tiyatroya benzediğine bir örnek daha: Hıristiyan Birlik lideri Merkel ise parti kongresinde teyatral bir dil kullanarak “Yaklaşık 40 yıldır rekabet ettiğimiz bir parti ile ortak bir yürüyüşe çıkıyoruz” dedi. Sıradan parti delegeleri, bu tür sözler duymak isteyebilir, ama bunların Almanya’nın gerçekliği ile ilgisi yok.

Yeni kurulan Sol Parti dışında Federal Meclis’te temsil edilen partilerin hiçbiri, şu an olduğundan daha farklı bir ekonomik ve toplumsal yapı istemiyor. Seçtikleri ifadeler farklı da olsa, muhafazakarlar ile Sosyal Demokratlar’ın politikaları arasındaki fark, nüanstan ibaret.

Federal Almanya Cumhuriyeti kurulduğundan beri tüm partilerin birbirleri ile koalisyona gidebileceği ilkesi de zaten bu yüzden geçerli. Bu yapının işlediğini, 16 eyalette hükümet eden kaolisyonlar kanıtlıyor. Federal düzeyde geçtiğimiz yıllarda alınan tüm kararlar da zaten müstakbel koalisyon ortaklarının temelde uzlaşması sonucu çıktı. Bu denge, Federal Meclis’te Sosyal Demokratlar’ın, Eyalet Temsilcileri Meclisi’nde ise Hıristiyan Birlik partilerinin çoğunlukta olması ile sağlandı.

Durum böyleyken, partilerin aralarında büyük ideolojik fark varmış gibi davranması seçmenleri üzüyor. Seçmenin beklentisi, kitlesel işsizlik, sosyal güvenlik sisteminin geleceği, devlet borçları gibi acil sorunların çözülmesi. Büyük Koalisyon, bu sorunlara en iyi çözüm formülünü sunuyor. Çünkü birlikte hükümette yer alacak bu partilerden birinin, artık reform planlarını bloke etmesi söz konusu değil. Ama Büyük Koalisyon bu beklentiyi karşılayabilecek mi, şüpheli. Koalisyon sözleşmesi, bir yandan Almanya tarihinin en büyük tasarrıuf tedbirlerini içeriyor, diğer yandan iktisatçılar işsizliğin bu planlarla azaltılıp azaltılamayacağında tereddüt ediyor.

Yine de koalisyon sözleşmesinin kabulü, önemli ve olumlu bir sinyal. Bu sinyal, teyatral parti politikasının eylem odaklı işbirliği ile arka plana itileceği umudunu doğuruyor. Planlar tutmaz ise ya da en kötü ihtimal, dört yıllık yasama süreci sonunda aynı tiyatro oyunu yeniden gösterime girecektir. Çünkü bugün koalisyona giden partilerin asıl amacı, eninde sonunda tek başına iktidar olmak.”