1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'in istikrar paktı pazarlığı

Carla Sappok15 Şubat 2005

Almanya başbakanı Gerhard Schröder bugün AB Komisyonu başkanı Jose Manuel Barroso ile görüşmek üzere Brüksel’e gidiyor. Ulaşan bilgilere göre, bu buluşmanın başlıca gündem maddesini, koşulları son yıllarda Almanya başta, bir dizi üye devlete ciddi sıkıntılar yaşatan, istikrar ve kalkınma paktının güncel koşullara göre yeniden düzenlenmesi konusu oluşturacak.

https://p.dw.com/p/AaxK
Almanya Başbakanı Schröder, Barroso'dan istikrar paktının yeniden düzenlenmesini isteyecek
Almanya Başbakanı Schröder, Barroso'dan istikrar paktının yeniden düzenlenmesini isteyecekFotoğraf: AP

Schröder’in Barroso ile görüşmesinde ele almayı tasarladığı akçeli konuların ağırlığı tartışılmaz. Bunların başında Mart ayındaki birlik zirvesinde yeniden düzenlenmesi planlanan istikrar ve kalkınma paktı geliyor. Almanya başbakanı, istikrar paktının şimdiye kadar öngördüğü %3’lük üst borçlanma sınırının geçerliliğini korumasını kabul ederken, bu sınırı aşmak zorunda kalan devletlere derhal yaptırım uygulanması koşulunun kaldırılmasını istiyor.

Schröder, böyle durumlarda barajı aşan ülkede, önce, sosyal reform ya da konjonktür canlandırma programı uygulanıp uygulanmadığının ve birleşme sürecinde Almanya’nın yaşadığı türden, yerine getirilen olağan dışı yükümlülük olup olmadığının saptanmasının doğru olacağını savunuyor.

Berlin'in yaklaşımı

Maliye bakanı Hans Eichel, birlik üyesi meslektaşlarıyla son buluşmasında Berlin’in bu yaklaşımını izah ederken, amacın paktın işlevini torpillemek değil, uygulanışına ekonomik gerçeklere uygun bir mantık kazandırmak olduğunu söylüyor.

Schröder’in, Barroso’ya açacağı konuların bir diğeri de, birliğin üyeler tarafından finansmanıyla ilgili. Almanya gibi AB kasasına net ödeme yapan ülkeler, bütçenin sınırlanmasını isterken, komisyonun bütçe artırımından yana olduğu biliniyor.

Kolektif ekonomik ivme

Almanya başbakanının bugünkü görüşmede, AB’nin kendinden beklenen kollektif ekonomik ivmeyi sağlayarak, örneğin yeni isdihdam kapasitesi yaratamamasına karşı da bazı önerileri var. Schröder’in bir yıl önce yaptığı bir açıklamada, bu konuda başarılı olmak için önce bazı yasal düzenlemeler gerektiğini söylediği anımsanıyor.

“Uluslararası rekabet ve rekabet şansından söz edince, önce bunun için gerekli yasal altyapının şu andaki durumunu gözden geçirmeliyiz. Örneğin kimyasal alanda Avrupa ülkelerinin bağlı olduğu yasal belirlemeler, rekabet içinde olunan ülkelerde de geçerli değilse, bunun Avrupa’ya yarardan çok zararı vardır.”

Alman kimya sanayiinde panik

Kimyasal maddelerin seri üretimine başlanması öncesi bu maddelerin büyük çapta teste tabi tutulmasıyla ilgili belirlemelerin, uzun zamandır bu sektörün başını ağrıttığı belirtiliyor. Özellikle Alman kimya sanayii, bu test sürecinin getirdiği ek maddi yük nedeniyle sürekli panik yaşayor. Barroso daha şimdiden bu konuda düzeltmelere gidileceği müjdesini veriyor.

Barroso’nun, hizmet sektörü alanında da Almanya’nın isteklerine kulak vermesi bekleniyor. Schröder’in bu konuda en fazla, hizmetin yabancı bir ülkede yerine getirilmesi halinde bile, o kurumun kendi ulusal yasalarını gözetmesi mecburiyetinden yakınıyor. Başbakan, böyle bir durumda yasanın Alman çalışanların aleyhine işlediğini düşünüyor.

Görüşmeler yapıcı geçecek

Şu anda pürüz oluşturan tüm bu noktaların varlığına karşın Barroso ile Schröder arasındaki görüşmenin yapıcı biçimde cereyan edeceğinden iki taraf da emin. Bunda, selefi Romano Prodi’nin aksine, Barroso’nun, Brüksel’in çıkarlarıyla, üye devletlerin ulusal çıkarları arasında uyum sağlamaya gösterdiği çabanın büyük rolü var.