Beyaz Saray Michelle Obama’ya emanet

Bundan önce hiçbir First Lady adayı başkanlık yarışında böyle aktif bir rol oynamamıştı. Kampanyanın son aşamasında haftada en az üç seçim toplantısına katılmış olan Michelle Obama, mücadeleci ve hoşsohbet kişiliği, ayrıca çeşitli konulardaki bilgi birikimi ile siyasi hasımların bile saygısını kazanmıştı. Eşi ile birlikte siyasi arenaya ilk çıkışında bazı küçük potlar da kırmış olan 1.80 boyundaki, atletik yapılı Michelle Obama’yı eski Başkanı Kennedy’nin eşine benzeten hayranları, ondan “siyahi Jackie Kennedy” diye sözediyorlar.

Babası tesviyeci

17 Ocak 1964 yılında yoksul Afro-Amerikalıların yaşadığı Chicago’nun güneyinde, orta halli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Michelle’in babası su işletmelerinde tesviyeci olarak görev yapan ve çalışkanlığı ile tanınan bir kişiydi. Annesi ise Michelle ile erkek kardeşi Craig’in iyi eğitim alması için didinen bir ev kadınıydı. Anne babanın çocuklarına özellikle çalışma azmi, bağımsız olma ve dürüstlüğü öğretmişlerdi. Michelle Obama bu yüzden anne babasını hep en iyi öğretmenleri olarak gördüğünü anlatıyor.

Zekası, disiplini ve çelik gibi iradesi sayesinde Michelle Obama seçkin üniversitelerden Princeton ve Harvard’ta girebildi ve eğitim aldı. 1985 yılında Princeton Üniversitesi’nde sosyoloji ve Afro Amerikan bilimlerinden mezun oldu. Daha sonra ünlü Harvard Üniversitesi’nde hukuk dalında master yaptı. Öğreniminden sonra 1988’de bir avukatlık bürosunda iş bulan Michelle Obama, eşi ile 1989 yılında burada tanıştı. Barack Obama Michelle’in yanında stajyer olarak çalıştı. Çift 1992 yılında evlendi. Michelle Obama daha sonra avukatlık bürosundan ayrılarak sosyal çalışmalara başladı. Son olarak Chicago Üniversite Kliniği Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekteydi. 1998 ve 2001 yıllarında Obama çiftinin Malia ve Sasha adlı iki kızı oldu.

“Sert ve keskin” eleştirisi

Barack Obama’nın başkanlığa aday olduğu ilk kez açıklandığında -fazla üzerinde düşünmeden sarfettiği- “şimdi ilk kez ülkem ile gurur duyuyorum” türündeki açıklamaları tepki çekmişti. Kimi gözlemciler Michelle Obama’yı ‘sert ve keskin bir siyahi’ olarak tanımlamışlardı. Ancak Michelle süreç içerisinde bu imajını yumuşatmayı başardı. Eşinin Amerikan başkanlığına aday gösterildiği geçen Eylül ayında düzenlenen demokratların Parti Kongeresi’ni Michelle Obama açmıştı. Konuşmasında ABD’ne gerçek bir ilanı aşk eden Michelle Obama, eşinin adaylığına ilişkin olarak da ateşli bir konuşma yaparak, delegelerin gönlünü kazandı. İş kariyerinin yanısıra ev kadınlığını ve annelik görevlerini de özellikle vurgulayan Michelle Obama, “Ben buraya eşini seven ve onun olağanüstü bir başkan olacağına inanan bir kadın olarak geldim” şeklinde konuşmuştu. Bu tür konuşmaları ile Michelle Obama, yurtsever olmayan ve sürekli sorun çıkartan, eşinin karşıtlarını hep baskı altında tutmaya çalışan bir kadın izlenimini de silmiş oldu.

Barack Obama, eşini ‘yegane dayanağı’ olarak nitelendiriyor. “Michelle beni her zaman gerçekler ile yüzyüze bırakır” diye konuşan Barack Obama, eşinin kendisinden daha zeki, daha dayanıklı ve daha çekici olduğunu hep vurguluyor ve eşi ile her konuda konuşabildiğini belirtiyor.