1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bir başarı öyküsü: Almanya

10 Aralık 2010

Almanya, Avrupa’yı ekonomik ve mali krizden çekip çıkaran lokomotif konumuna geldi. Peki Almanlar bunu nasıl başardı? Asıl önemlisi ekonomik iyileşme devam edecek mi? Deutsche Welle'den Sabine Kinkartz'ın haber analizi:

https://p.dw.com/p/QQnT
Fotoğraf: dpa/PA

Almanların mağrur ve iyimser bir millet olduğu söylenemez. Aksine, Alman başarısına kuşkulu gözlerle bakar ve başarısının sürüp sürmeyeceğini merak eder. Politikacıları da böyledir. Ama şu sıralarda siyasiler pek bir keyifli. Başbakanından, muhalefetine ve ekonomi bakanına kadar hepsinin kulakları ağzına varıyor.

Almanya Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle Almanya’nın ekonomik model olduğunu, yatırım ve tüketimin arttığını söylerken Başbakan Angela Merkel büyüme hızının bu yıl %3,4, 2011’de de yüzde ikinin üzerinde olacağını belirtiyor, sosyal demokrat muhalefetin meclis grup başkanı Frank-Walter Steinmeier de, krizi diğer ülkelere nazaran daha iyi atlatmış olmalarından duyduğu memnuniyeti dile getiriyordu.

Ama Almanlar her zaman olduğu gibi bu kez de bu müjdenin nedenlerini tahlil edip gelecek için tahminde bulunmadan yapamadılar. Nasıl olmuştu da Almanya krizi bu kadar ucuz atlatmıştı? Başbakan Merkel Almanya’nın farkını şöyle açıklıyor: 'Önce sınai çekirdeği güçlü olan özel sektörümüzün yaratıcılık ve yenilikçilik gücünü sayabiliriz. Orta ölçekli işletmelerimiz son derece dinamik bir yapıya sahip. İşçisi çalışkan, işveren – işçi ilişkileri sağlıklı. Bu bakımdan, bütün dünyada gülüp geçilen sosyal piyasa ekonomisinin en iyi örneğini verdiğimizi söyleyebiliriz. Krizin ardından da, sosyal piyasa ekonomisini yaşayabildiğimiz için bütün dünya bize imreniyor.'

Kısa mesai ekonomiyi kurtardı

Gerçekten de ekonomik kriz yıllarında işveren – işçi dayanışması görülmeye değerdi. Ayrıca devlet de kriz nedeniyle işten çıkarmaları önlemek için kısa mesai ücret farkını üstlendi. Şirket sıkıntıya düşünce elemanını geçici olarak çalıştırmıyor ama işten de çıkarmıyor. Alman özel sektörü tarafından finanse edilen Köln’deki ekonomik araştırmalar enstitüsünün direktörü Michael Hüther, işletmelerin ancak belli şartlar altında kısa mesaiyi işten çıkarmaya tercih ettiğini söylüyor. Profesör Hüther'e göre, Almanya, büyük çöküşün olduğu sanayi sektöründeki krizi büyüme kesintisi şeklinde geçirdi. Yapısal çöküntü değil de kesinti olması, şirketlerin canlanmaya köprü olarak kısa mesaiyi benimsemesine yardımcı oldu. Aksi takdirde bu yola gidilmezdi. Çünkü kısa mesainin maliyeti de son derece yüksek. Metal ve elektro işkolunda fazla işgücünün tasfiye edilmemesi üç milyar euroluk maliyet doğurdu. Kısa mesai de olsa ihtiyaç fazlası işgücünü yol vermemek için dip noktanın ne zaman aşılacağı ve ardından nasıl bir yükselme kaydedileceğinin kestirilebilmesi şart.


İhracat kadar yurtiçi talep de önemli

Özel sektör bu iyimserliği, son yıllarda rekabet gücünü arttırmış olmasından alıyordu. İstihdam piyasası ve sosyal güvenlik reformlarının olumlu etkileri krizden önce hissedilmeye başlanmıştı. Alman mallarının bütün dünyada beğenilmesi de krizden çıkışa yardımcı oldu. Almanya hükümetinin ekonomi danışmanlarından Profesör Wolfgang Franz, kriz sırasında Almanya’nın imdadına yetişen ihracat ağırlıklı üretimin krizden sonra da büyümeye yardımcı olacağını söylüyor. Franz, 'İhracata yönelme, Almanya’daki ekonomik konjonktürün hızlı iniş ve çıkışının nedenidir. İhracatçı branşlardaki yüksek vasıflı eleman ihtiyacı ve beklenen kalifiye eleman sıkıntısı, işten çıkarmaların çok az olmasında önemli rol oynadı', diyor.

İstihdam artışından bütün sektörler sebepleniyor

İhracata endekslenmek gelecekte de Almanya’nın yüzünü güldürecek mi, yoksa Alman mallarının en büyük alıcısı durumundaki komşularını tehdit eden mali kriz konjonktürü yeniden çökertir mi? Uzmanlar en çok bu senaryodan çekiniyor. Ama Almanya’nın bu bakımdan da iyi yolda olduğu söylenebilir. Yurtiçi talep son aylarda hissedilir bir şekilde hareketlendi. Almanya’da işsizlik azaldığı ve gelirler arttığı için daha fazla para harcanıyor. Federal İş Kurumu Başkanı Frank Weise, işsiz sayısının üç milyonun altına düştüğünü açıkladığı basın toplantısında, istihdam artışının istikrarlı bir şekilde bütün branşlara yayıldığını, ekonomik düzelmenin başlıca göstergelerinden inşaatçılıkta ve hizmetler sektörünün bütün kollarında eleman sayısının arttığını söylemişti.

İşgücü talebinin böylesine artması karşısında ekonomi bakanı bile ücretlere dolgun zam yapılmasında sakınca görmüyor.


© Deutsche Welle Türkçe


Sabine Kinkartz / Ahmet Günaltay


Editör: Murat Çelikkafa