1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Bir dönem Guantanamo gibiydi Lampedusa'

9 Temmuz 2009

İtalya’nın kıyı kasabası Lampedusa, kaçak göçmenlerin isyanı ile haftalarca tartışıldı. Kasabada yaşananlar göç sorununun karmaşıklığını, İtalya’da ve Avrupa’da yükselen ırkçılık tehlikesini gözler önüne seriyor.

https://p.dw.com/p/Ijzn
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Bilder aus Flüchtlingslager auf Lampedusa
Fotoğraf: DW / Petersmann

Lampedusa, Akdeniz'de canlarını tehlikeye atarak umutları peşi sıra İtalya'ya gelen kaçak göçmenlerin karaya adım attığı ilk liman. Sicilya'nin güney ucunda bir kıyı kasabası.

Geçtiğimiz şubat ayında kapalı tutuldukları Geçici Barınma Merkezi'nin kapılarını zorlayarak Lampedusa sokaklarına kaçan 1500 göçmenin isyanı hala hatırlarda. En çok 850 kişi barındırabilecek bir merkezin 1500 kişiyi konuk etmesi mümkün değildi.

Lampedusa'da göçmenlerin içinde bulunduğu olumsuz koşullar ortaya dökülmeye başlayınca kasaba için , 'İtalya’nın Guatanamo'su', 'Lampedusa Açık Hapishane' gibi yorumlar yapılmaya başlandı.

Bürgermeister von Lampedusa Bernardino de Rubeis
Lampedusa'nin Belediye Başkanlığı'nı yürüten Bernardo De RubeisFotoğraf: DW/Pretersmann

Lampedusa'nin Belediye Başkanlığı'nı yürüten Bernardo De Rubeis'e, 'Lampedusa için İtalya’nın Guatanamo'su deniyordu, şimdi durum nedir?' diye sorduğumda, "1500 kişinin balık istifi misali tutulduğu günlerde gerçekten de Guatanamo gibiydik"diye doğruladı De Rubeis.

"Şimdi Lampedusa'da durum birkaç ay öncesine oranla çok daha sakın. Çoğu Kuzey Afrika'da Tunus'tan gelen göçmenler İtalya'daki başka yerlere transfer edilince merkez biraz olsun nefes aldı. 200 dolayında Tunuslu kaçak göçmen mevcut bugünlerde. Ama Lampedusa halen Akdeniz'den daha sonra Avrupa ülkelerine gitmek için gelen kaçak göçmenlerin karaya çıktığı ilk liman olduğu için hassas bir konumda."

Halkla birlikte Berlusconi’ye protesto

Flüchtlinge brechen aus Lager auf Lampedusa aus
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

Bu yılın başında Lampedusa'da tutulun göçmenler kendilerine destek veren Lampedusa halkının arasına karışarak Berlusconi hükümetinin göçmen politikasını protesto etmişti. Akdeniz'den teknelerle kasabaya gelen yüzlerce göçmeni o günlerde nerede koruma altına alacağını bilemeyen Belediye Başkanı Bernardo De Rubeis İtalya'da hükümeti Lampedusa'yi kaderine terk etmekle eleştiriyordu.

Barınağın kapılarını kırarak Lampeduşa sokaklarına özgürlükleri için kaçan göçmenlere hem Başkan De Rubeis hem de konuksever Lampedusa halkı sahip çıktı. Bu isyan başladığı zaman eski göçmen yasası gereği İtalya'ya giriş yapan göçmenler en çok 60 gün tutuluyordu barınma merkezlerinde. Geçtiğimiz hafta İtalyan senatosunda onaylanan yeni göçmen yasası alıkonulma süresini 180 güne çıkardı.

Silvio Berlusconi
Fotoğraf: AP

2009'un ilk aylarında denizden dalgalar halinde gelen göçmenleri nerede ve nasıl koruma altına alacağına tek başına çözüm arıyordu De Rubeis. Onlarca kez sesini duyurmaya çalıştı, hükümetin soruna barışçı ve acil bir çözüm getirmesini istedi.

Göçmenlerin büyük çilesi

Lampedusa: Neues Flüchtlingsdrama vor Italien - 80 Tote befürchtet
Fotoğraf: DPA

Koşullar gerçekten de bölgeye giden gazetecilerin dile getirdikleri gibi dayanılmazdı. Yetersiz hijyenik koşullar, günlerdir temizlenmediği fotoğraflarca belgelenen tuvaletler, kış mevsimi olmasına karşın ısıtılmayan buz gibi soğuk odalarda gelecekleri konusunda bekleşen, günlerce konserve balık ve bisküitle beslenen ve yetkililerden kötü muamele gördüklerini anlatan umutsuzlar ordusunun durumu gözlerin Lampedusa'ya çevrilmesine neden oldu.

"Yeni bir isyan tehlikesi var mi?" sorusuna Rubeis, "En azından bugünlerde bir isyan tehlikesi yok. Çünkü gelen göçmenlerin kitlesel biçimde birikmelerine artık izin verilmiyor. İtalya'daki başka merkezlere transfer ediliyorlar. Göçmenler sayıca azalınca hijyenik sorunlar da büyük ölçüde iyileşti. 1500 kişiye destek vermek başka 200 kişiyi idare etmek başka" diye ekliyor De Rubeis.

Sığınmacılara bir darbe de hükümetten

Silvio Berlusconi
Fotoğraf: AP

Lampedusa'da krizin doruk noktasına ulaştığı günlerde De Rubeis Berlusconi hükümeti ve İçişleri Bakanı Roberto Maroni'nin göçmen politikasını hep sert bir dille eleştirdi. Hatta "Lampedusa satılık değil. Adayı açık hapishaneye çevirmeyi ilke edinen zorba bir hükümetle karşı karşıyayız" diye konuşmaktan çekinmedi. Aradan geçen zaman içinde sorun göreceli olarak çözülse de şimdi daha ılımlı konuşuyor ama Berlusconi hükümetinin kaçak göçmen olmayı suç sayan kararını onaylamadığını aktarıyor.

Şenatoda onaylanarak resmiyet kazanan yeni güvenlik paketindeki göçmen yasası konusunda ne düşünüyorsunuz sorusuna verdiği yanit, "Hükümetin kaçak göçmenleri suçlu kabul etmesi hatalı bir seçim., İtalya'dan siyasal sığınma hakkı isteyen göçmenlerle sağduyulu ve barışçı bir ilişki kurulmasından yanayim." diye yanıt verdi.

Krawalle in Neapel
Fotoğraf: AP

Kuzeyde ırkçılık tırmanıyor

İtalya'da son birkaç göçmenleri hedef alan ırkçı saldırılar özellikle kuzeyde tırmanışa geçti. Geçtiğimiz hafta Roma'da bir grup İtalyan vatandaşın dövdüğü Kongolu gencin başına gelenler başına yansıyınca saldırıyı yapanlar "Devlet'in istediğini yaptık" diye savundular kendilerini.

İki hafta önce Milano'ya bağlı Limbiate belediyesinde bir benzin istasyonunda patlak veren bir tartışmanın büyümesi sonucu aynı aileden beş İtalyan'in saldırısına hedef olup hastaneye kaldırılan Mısır vatandaşının, Milano'lu genç yazar Randa Ghazy'nin babası olduğu ortaya çıktı.

22 yaşında olmasına karşın göçmenlerin ve İtalya'daki ikinci kuşak göçmen gençlerin sorunlarını dile getirdiği üç kitabı Fabbri Yayınevi'nden çıkan Ghazy, babasının başına gelen olayı ırkçı bir saldırı olarak değerlendirdi.

Italienische Fans für Rassismus
Fotoğraf: AP

Irkçı şarkı Avrupa parlamenterini istifa ettirdi

Geçtiğimiz ay Milano metrosunda İtalyanlar ve göçmenlerin ayrı vagonlarda seyahat etmesini öneren Kuzey Birliği milletvekili ve Avrupa parlamenteri Matteo Salvini, Napolileri hedef aldığı ırkçı bir şarkı söylerken ortaya çıkan video kaydının Youtube'a düşmesinin ardından istifa etmek zorunda kaldı.

Gerçi Salvini, Strasbourg ile Milano arasında bir tercih yapmak durumunda olduğunu, seçimini Strasbourg'dan yana yaptığını, istifasının şarkıyla ilgili olmadığını açıkladı.

Video görüntülerinde 36 yaşındaki Salvini'nın "Nasıl da kokuyorlar/ Köpek bile durmaz yanlarında/ Bunlar Napolili/ Sabun kullanmayı bile bilmezler ki" diye söylediği şarkı İtalya'da tepkilere neden oldu.

Salvini kendisini "Bir dost ortamında söyledim bu şarkıyı. Futbol taraftarlarının söylediği bir parça. 0 gün taraftarı olduğum Bergamo Napoli'ye karşı oynuyordu, ben de bu nedenle söyledim şarkıyı. Irkçılıkla bir ilgisi yok!" diye savundu

Başbakan Silvio Berlusconi de birkaç hafta önce "Milano bir İtalyan şehrinden çok Afrika şehrine benziyor" diye yakınmıştı. Lampedusa'da göçmenlerin insanlık dışı koşullarda pislik ve sefalet içinde tutulmaya daha fazla dayanamadıkları için isyan ettiği günlerde işe, "Göçmen arkadaşlar kasabada gezip, bir bira içebilir. Lampedusa cezaevi değil" diye konuşmuştu.

Lampedusa'da tanık olunan göçmen isyanı şimdi Milano'nun merkezinde Corelli caddesinde bir başka barınma merkezinde yaşanıyor. Bir tür cezaevine dönüşen merkezde alıkonulma süresinin 60'dan 180 güne çıkarılmasını protesto eden 50 Kuzey Afrikalı göçmen açlık grevine başladı.

'Hayvan muamelesi görüyoruz!'

Illegale Einwanderer in Italien völlig entkräftet
Fotoğraf: AP

Yeni göçmen yaşanın kendilerini ürküttüğünü söyleyen kuzey Afrikalılar, "Burada hayvan muamelesi görüyoruz. Serbest bırakılana kadar açlık grevini sürdüreceğiz. " diye konuşuyorlar.

Aslı Kayabal /Milano (Deutsche Welle)

Editör: Ayhan Şimşek