1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Birlik Partileri Türkiye konusunda hemfikir

Ajanslar9 Mart 2004

Alman Parlamentosu’ndaki muhafazakar kanadı oluşturan Hristiyan Demokrat ve Hristiyan Sosyal Birlik Partileri, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ortak yaklaşım ve tavır sergileme kararı aldılar.

https://p.dw.com/p/AbMu
Stoiber Türkiye'nin üyeliğinin AB'ni ekonomik anlamda olumsuz etkileyeceğini savunuyor
Stoiber Türkiye'nin üyeliğinin AB'ni ekonomik anlamda olumsuz etkileyeceğini savunuyorFotoğraf: AP

Bavyera’da örgütlü Hristiyan Sosyal Birlik, şimdiye kadar Türkiye’yi kesinlikle reddeden tavrıyla bu konuyu AP seçim kampanyasına taşıyacağını da belirtmişti. Daha geniş bir tabana sahip olan Hristiyan Demokrat Birlik ise, liderleri Angela Merkel’in birkaç hafta önce Ankara ve İstanbul’da bizzat dile getirdiği gibi, Türkiye’ye tam üyelik yerine ”ayrıcalıklı ortaklık” statüsü tanınması gibi bir ara formülü benimsemekteydi.

Bu arada AB’nin genişleme politikasıyla ilgili olarak Leipziger Zeitung adlı gazetenin direktifiyle uygulanan anketin sonucuna göre; Alman halkının yüzde 53’ü doğu Avrupa ülkelerinin birliğe katılmasına sıcak bakarken, Türkiye’nin üyeliği konusunda bu oranın yüzde 25’e düştüğü belirtiliyor.

Almanlar yeni üyelere karşı

Leipziger Zeitung’un Şubat sonunda yaptırdığı ve 1025 kişinin katıldığı reprezantatif anketin sonucuna göre Almanların yüzde 32’si, 10 yeni ülkenin 1 Mayıs tarihinde başlayacak AB üyeliğini reddediyor. Ankete katılanların çoğunluğu, bu yolla Almanya’ya ucuz işgücü akını yaşanacağı endişesiyle, bunun zaten dört milyon sularında seyreden işsiz sayısını olumsuz yönde etkileyeceğinden çekiniyor. Türkiye’nin birlik üyeliği ise aynı anketin sonuçlarına göre Almanların yüzde 75’i tarafından reddediliyor. Buna karşılık üç kişiden biri, muhafazakar kanadın Türkiye’ye önerdiği ”ayrıcalıklı ortaklık” formülünü benimsiyor.

Aynı çizgide olacaklar

Hristiyan Birlik Partileri, dün Berlin’de düzenlenen ortak başkanlık divanı toplantılarının ardından, Türkiye’nin üyeliğine ilişkin söylem ve tavırlarının bundan böyle aynı çizgide tutulmasını kararlaştırdı. Bu konudaki ortak açıklamada, Ankara’nın tam üyeliği kesinlikle reddedilirken, böyle bir gelişmenin AB’ni gerileteceği, siyasi birlik olma yerine bir tür serbest ticaret bölgesi haline dönüşmesine yol açacağı öne sürüldü. Her iki parti de Aralık ayında Türkiye ‘ye üyelik müzakereleri için tarih verilmesini kesin bir dille reddederken, bunun verilmesi halinde bile bu müzakerelerin sadece ”ayrıcalıklı ortaklık” perspektifinden hareket etmesi gerektiğini savunuyor.

Sadece Bavyera eyaletinde örgütlü olan Hristiyan Sosyal Birlik lideri Edmund Stoiber, DW Yunan Servisi'ne verdiği mülakatta da, Yunanistan seçimlerinin sonucuna ilişkin görüşlerini belirtirken, sözü bir yerde Türkiye’nin AB üyeliğine getirerek, böyle bir gelişmeyi kesin reddettiği söylemini tekrarladı.

'Almanya Türkiye'nin üyeliğinden etkilenecek'

Yunanistan seçimlerini kazanan muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi'nin Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediği hatırlatılan Stoiber şunları söyledi:

”Bu konuda Avrupa’da farklı görüşlerin egemen olması doğal. Almanya AB’nin en büyük ve kalabalık ülkesi ve bu nedenle Türkiye’nin üyeliğinden o ölçüde fazla etkilenecektir. Küçük bir ülke olan Yunanistan ile böyle bir alanda farklı yaklaşımlara sahip olmamız bu yüzden anlaşılır bir durum. Ayrıca eğer AB’nin siyasi bir birlik haline gelmesini, güçlenmesini istiyorsak, o zaman artık yeni üyelere tahammülümüz olmadığını açıkça beyan edip genişleme sürecine ara vermemiz gerekir. Konu Türkiye olunca; biz Türkiye’nin üyeliğe kabulünün ilkede yanlış olduğu kanısındayız. 'Ayrıcalıklı ortaklık' bence bu alandaki en sağduyulu formüldür. Şimdi bizim bu hedefi gözeterek tartışmalarımızı bu yönde sürdürmemiz doğru olur. Eğer bu noktada Bay Karamanlis, Bayan Merkel ‘den ve benden daha farklı düşünüyorsa, bunu olağan karşılamak gerekir."

Açıklamasında Kıbrıs konusuna da değinen Stoiber, Yunanistan’da muhafazakar güçlerin işbaşına gelmesiyle bir değişim yaşanmasının söz konusu olduğuna işaretle, Kıbrıs’taki toplumlararası sorunun da böylece daha kısa zamanda sonuca varmasını umduğunu kaydetti.