1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Birlik partilerinden “Almanya İslamı” önerisi

11 Şubat 2006

Almanya’da Hristiyan Birlik partilerinden yeni bir öneri geldi: Almanya İslamı. “Almanya İslamı” fikrini ortaya atan Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’ne bağlı Türk Alman Forumu’nun Genel Başkanı Bülent Arslan, DW’den Beklan Kulaksızoğlu’nun sorularını yanıtladı.

https://p.dw.com/p/AaCF
Almanya'daki Müslümanları tek bir çatı altında toplayan bir organizasyon bulunmuyor
Almanya'daki Müslümanları tek bir çatı altında toplayan bir organizasyon bulunmuyorFotoğraf: dpa

Uluslararası bir krize dönüşen karikatür tartışmaları ve Hz. Muhammed’in karikatürlerinin Danimarka’dan sonra birçok Avrupa ülkesinde yayınlanmasını protesto eylemlerinin özellikle İslam ülkelerinde kanlı çatışmalara dönüşmesiyle son günlerde Almanya’da Hıristiyan çoğunluk ile Müslüman azınlık arasında diyaloğun daha sağlıklı sürdürülebilmesi için çeşitli öneriler tartışılmaya başladı. 2,5 milyonu Türk kökenli olmak üzere yaklaşık 3,5 milyon Müslüman’ın yaşadığı Almanya’da bir “Almanya İslamı” oluşturulması fikrini ortaya atan Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’ne bağlı Türk Alman Forumu’nun Genel Başkanı Bülent Arslan, özellikle Müslümanlar’ı temsil eden ve onlar adına konuşabilecek yetkili bir teşkilatlanmanın başlatılması yönünde düşünce ve projelerini Deutsche Welle’ye açıkladı. Aslan, DW’den Beklan Kulaksızoğlu’nun sorularını yanıtladı.

DW: Sayın Arslan, bir “Almanya İslamı” yaratılması Müslümanlar için kilise vergisi benzeri bir ödeme getirilmesi yönündeki açıklamalarınızla dikkat çektiniz. “Almanya İslamı“ndan somut olarak ne kastediyorsunuz?

Bülent Arslan: “Almanya’da gelişen ve kendisini gösterebilen ve gelişen bir Müslümanlığı kastediyoruz. Burada ilk etapta Almanya’da bir İlahiyat Fakültesi’nin oluşmasını istiyoruz. Almanya’da bugün 2400’e yakın cami derneği var. Bunların içinde görev yapan imamların büyük bir kısmı Almanyalı değil, yani Almanya’daki şartları tanımıyorlar ve üstelik Almanca’da da yetersiz kalıyorlar. Bundan dolayı bir İlahiyat Fakültesi’nin oluşmasını ve imamların Almanya’dan yetişmesini istiyoruz.“

DW: İslam ile ilgili eleştirel tartışmalarda daha çok radikal İslam, tutucu gruplar öne çıkarılıyor. Almanya’daki Müslümanlar’ın çoğunluğunu ise Türkler oluşturuyor. Ve “Türk İslamı” örneğin bir Arap yorumuna göre zaten çok daha özgürlükçü, laik bir yapıda. Bu nedenle pek çok Türk, radikal İslam tartışmalarına kendilerinin de dolaylı olarak çekilmesini rahatsız edici buluyor. Önerdiğiniz “Almanya İslamı”nın sokaktaki normal Türk’ün İslam anlayışına göre farkı nedir?

Bülent Arslan: “Almanya İslam’ı konusunda ilk etapta tabi ki, “Türk Müslümanlığı”ndan etkilenmiş bir Müslümanlık benimsiyoruz. Bu laikliği de ilk etapta ön planda tutan ve laiklikle İslam’ı bağdaştıran ve bu tecrübelere sahip olan bir Müslümanlığı tercih ediyoruz. Bir de aynı zamanda bu Almanya’daki İslam tartışmalarında ve entegrasyon tartışmalarında… Bu tartışmalarda otoriteye sahip ve buradaki medyada, özellikle Alman medyasında bir set oluşturup tartışmalara müdahale edebilen bir kurula ihtiyacımız var. Burada farklı dernekler var, çatı örgütleri var, fakat nedense bir kiliseler veya Musevi cemaatine benzer bir teşkilatlanma şimdiye kadar oluşamamış. Bunun için böyle bir İlahiyat Fakültesi oluşursa bu da bu şekilde gelişir düşüncesiyle böyle bir öneride bulundum.“

DW: Almanya’da en büyük grubu oluşturan Türkler’in büyük bölümü Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği’nin çatısı altında örgütlenmiş durumda. DİTİB ile iletişiminiz ne boyutta? Almanya’da oluşturulmak istenen İslam konusunda DİTİB ile işbirliği yapıyor musunuz?

Bülent Arslan: “Kesinlikle bütün kuruluşlarla görüşüyoruz ve özellikle DİTİB ile yakın bir işbirliğimiz var. Böyle bir İlahiyat Fakültesi’nin oluşturulmasında ilk etapta DİTİB ile görüşmek istiyoruz. Fakat aynı zamanda diğer teşkilatlar da var. Türkler’in dışında diğer Müslümanlar da var. Bunlara da orada bir yer verilmesini, büyük kuruluşların da daha fazla söz sahibi olmasını istiyoruz. Onun için de burada yaşayan bütün Müslümanlar’ı kapsayacak bir teşkilatlanmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Ve bunu da ancak Alman devleti tarafından biraz daha baskı yapılırsa gerçekleşeceğine inanıyoruz.“

DW: Almanya’da kilise vergisi uygulaması var. Katolikler ve Protestanlar kendi kiliselerine her ay belli bir miktar vergi ödüyorlar. Ancak İslam’da kilise gibi bir kurumlaşma yok. Bu tür bir kurum oluşturulmasının, çoğunluğunu Türkler’in oluşturduğu Almanya’daki Müslümanlar’dan destek göreceğine inanıyor musunuz?

Bülent Arslan: “Şimdi buna inanıyorum. Çünkü camilerle yapılan görüşmelerde de bunu fark ediyoruz. Camilerin büyük bir kısmı kendi üyelerinden veya oradaki cematten aldıkları aidatlarla finanse ediliyorlar. Ve bunların bir kısmı zorluk çekiyor. Bu, günümüzde belki sağduyudan dolayı bu şekilde gerçekleşebiliyor, ama önümüzdeki yıllarda bu şekilde gerçekleşebilecek mi? O soruyu sormak lazım. Onun için de bunu devlet tarafından organize edilmiş bir şekilde olmasını istiyoruz. Bu da nasıl oluşabilir? Eğer böyle bir kurumlaşmaya gidilebilirse oluşabilir.“