1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Blair dönemi kapanıyor

Ajanslar24 Nisan 2007

Almanya Başbakanı Angela Merkel, bugün Berlin’de BM’nin eski genel sekreteri Kofi Annan’la birlikte İngiltere Başbakanı Tony Blair’i ağırlıyor. Avrupa Birliği Anayasası’yla birlikte, gelişmekte olan Afrika ülkelerine yardımların ele alınacağı buluşmaya Tony Blair, ülkesinde gücünü yitirmiş bir lider olarak katılıyor.

https://p.dw.com/p/AZP9
İşçi Partisi lideri Tony Blair, 1 Mayıs 1997'de iktidar koltuğuna oturmuştu.
İşçi Partisi lideri Tony Blair, 1 Mayıs 1997'de iktidar koltuğuna oturmuştu.Fotoğraf: picture-alliance/dpa

İngiltere’de iki hafta sonra yapılacak yerel seçimler öncesi yapılan kamuoyu yoklamaları, Başbakan Tony Blair’in lideri olduğu İşçi Partisi’nin büyük oy kaybına uğrayacağını gösteriyor. Ve bu artık, İngiltere’de Blair döneminin sonu olarak değerlendiriliyor.

O, bir zamanlar ‘politikanın süpermeni’ olarak adlandırılıyordu ve elde ettiği başarılar Tony Blair’in daha da parlamasını sağlıyordu. Yıllar boyunca muhalefet sıralarında oturan İşçi Partisi’ne yeni bir yüz kazandırmış ve 1997 yılının 1 Mayıs’ında elde ettiği seçim zaferiyle iktidar koltuğuna oturmuştu.

Ancak iki seçim zaferinin ardından, 10 yıl sonra şimdi, İngiltere, bir zamanların başarılı Başbakanı’nın kısa bir süre sonra siyaset sahnesini terk etmesini bekliyor. Bunun gerçekleşmesinin de fazla uzun sürmesi beklenmiyor. İskoçya, Wales ve İngiltere’de iki hafta yapılacak yerel seçimler öncesi yapılan kamuoyu yoklamaları, İşçi Partisi’nin, büyük seçim zaferinin 10. yılını kutlamasına kısa bir süre kala, ağır bir yenilgi alacağını gösteriyor.

'En kötü sonuç' tahminlere

İngiliz gazetesi The Independent’te yayımlanan son ankete göre, İşçi Partisi yerel seçimlerde yüzde 27 oranında, muhafazakarlar ise yüzde 36 oranında oy alacak. Bu oran, İşçi Partisi’nin muhalefette olduğu dönemlerle birlikte 1983 yılından bu yana aldığı en kötü sonuç.

Partinin geniş bir kesimi ise bu yenilginin tek sorumlusunun Başbakan Tony Blair olduğunu düşünüyor ve Blair’in, dönemin Demir Leydisi Margaret Thatcher kadar popülaritesini kaybettiğini dile getiriyorlar. Uzun zamandan beri İşçi Partisi içinden Blair’in istifa etmesi yönünde ağır bir baskı var. Partililer, Blair’in daha önce söz verdiği gibi görevini bir an önce bırakması için ısrar ediyor. Zira Tony Blair de parti içindeki rakibi Maliye Bakanı Gordon Brown’ın içten darbeyle görevden uzaklaştırılacağı tehditleri sonrasında, 7 Eylül 2006’da, bir yıl içinde başbakanlık koltuğunu bırakacağını açıklamıştı.

Irak savaşı 'bitirdi'

Aslında Tony Blair, 2003 yılında Irak işgaline verdiği destek kararıyla sonunu hazırlamıştı. Sol bir partinin, bir İşçi Partisi’nin lideri olarak ABD’nin Irak işgalinde yanında yer alması, Blair’in o günlerden bu yana kamuoyunda ve partisi içinde desteğini büyük ölçüde kaybetmesine neden oldu. ABD’ye verdiği destek, aynı zamanda muhafazakar kesiminin de eleştirilerine neden oldu.

Nitekim muhafazakar Daily Telegraph gazetesi, “Irak konusunda ABD’ye bağlılık, hem Büyük Britanya’nın prestijini hem de Blair hükümetinin görünümünü ağır bir şekilde dibe vurdurdu” suçlaması dikkat çekici. Irak’a gönderilen binlerce İngiliz askerinden şimdiye dek 140’tan fazlasının tabutla dönmesi ise her seferinde Blair’in Irak kararının sorgulanmasına ve bunun “korkunç bir hata” olduğunun sık sık dillendirilmesine neden oluyor.

Olumlu düşünenler de var

Fakat Blair konusunda iyimser düşünenler de var. 2004 yılında Blair’in biyografisini yazan Yazar Philip Stephens, Başbakan Blair’in ahlaki açıdan doğru yapma arzusunda olduğunu söylüyor ve aldığı kararların da “doğru” olduğunu düşünüyor. Stephens, Sierra Leone’de akan kanı, Kosova’da Miloşeviç rejiminde işlenen suçları durdurmak, Afganistan’da Taliban rejimin Irak’ta da, kitle imha silahı olsun ya da olmasın, Saddam rejimine son vermek için asker gönderme kararlarının yerinde olduğu kanısında.

Ancak İngiltere’de böyle düşünenlerin sayısının çok da fazla olmadığı açık. Zira Irak işgalinden bu yana eleştirilerin hedefi haline gelen Blair’in artık Downing Street’i terk etme zamanının geldiği görünüyor.