1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Blair hükümeti zor durumda

Metin Güneş / Londra1 Mayıs 2006

Blair hükümeti son günlerde patlak veren skandallar nedeniyle zor durumda. Başbakan Yardımcısı, İçişleri Bakanı ve Sağlık Bakanı’nın neden olduğu skandallar gazete manşetlerine çıkarken, Başbakan Tony Blair ise soğukkanlılığını korumaya çalışıyor. Londra’dan Metin Güneş’in haberi…

https://p.dw.com/p/Aa2s
İngiltere Başbakanı Tony Blair, yerel seçimler öncesi yaşanan skandallar yüzünden zorda
İngiltere Başbakanı Tony Blair, yerel seçimler öncesi yaşanan skandallar yüzünden zordaFotoğraf: AP

İngiltere’de yerel seçimlerine kısa bir süre kala, gazetelerin manşetlerini üç bakan hakkındaki skandallar süslüyor. Başbakan Yardımcısı John Prescott’un emrinde çalışan sekretelerinden biriyle ilişki yaşadığını itiraf etmesi, İçişleri Bakanı Charles Clarke’ın sayıları 1000’in üzerinde olan yabancı suçlunun sınırdışı edilmesi gerekirken, ülke içinde tahliye edildiğini açıklaması ve Sağlık Bakanı Patricia Hewitt’in bir konferans sırasında hemşireler tarafından yuhalanması hükümetin kan kaybetmesine yol açtı.

Ancak Başbakan Blair tüm bu olanlara omuz silkiyor. Medya bu günleri “Blair’in en kötü haftası” diye tanımlıyor, ama Blair “ben daha önce de çok en kötü haftalar gördüm” diyor. Gerçekten de Blair daha kötü haftalar gördü ve hepsinden de bir şeklide kurtulmayı başardı. Downing Sokağı’ndaki başbakanlık ise medyanın “kriz” şeklindeki sorularını geri çeviriyor.

Ekonomi iyi durumda

İngiliz basını, arka arkaya üç seçim kazanan İşçi Partisi hükümetinin son günlerini yaşadığını söylüyor ve bir önceki başbakan John Major ve onun muhafazakar hükümetinin son günleri ile Blair hükümetinin bugünü arasındaki paralelliklere dikkat çekiyor.

Ama bu hükümet, ekonomik kredisini daha önce muhafazakarların yaptığı gibi tamamen kaybetmedi henüz. Muhafazakarların son günlerinde faiz oranları yüzde 15’lere fırlamış, binlerce kişi banka borcuyla aldıkları evlerini kaybetmişti. Halbuki şimdi faiz oranları düşük, ekonominin büyüme oranı daha önce görülmemiş bir şekilde yüksek ve işsizlik oranı çok az.

Bakanlar görevini sürdürüyor

Ayrıca adı skandala karışan üç bakana git diyen yok. Blair, bu üç bakanını da şu ana dek destekledi. İçişler Bakanı Charles Clarke, 1000’in üzerinde yabancı suçlunun sınırdışı edilmek yerine tahliye edilmesiye ilgili skandalda kendisini “bu sistemde yaşanan bir aksaklık” diyerek savunuyor. Clarke’a yönelik istifa çağrılarının artmasına karşın, Başbakanlık bu talepleri geri çeviriyor.

Sağlık Bakanı Patrica Hewitt’in yuhalanmasına neden olan sorunlar da yine ulusal sağlık sisteminin yönetimiyle ilgili sorunlardan kaynaklanıyor. Yani yine sistemle ilgili bir sorun. Hükümetin bu sorunu yerel seçim sonrası kabineden yapılacak değişliklerle çözmeye çalışacağı tahmin ediliyor.

Evlilik dışı ilişki yaşadığını itiraf eden Başbakan Yardımcısı John Prescott’un ise kovulması imkansız. Prescott, aynı zamanda İşçi Partisi’nin de başkan yardımcısı. Eğer Prescott giderse yerine gelecek kişi için seçim yapılması gerekecek. İşçi Partisi de bugünlerde partinin istikrarını alt üst edecek bir rekabete yanaşmaz.

Kamuoyu yoklamaları ne diyor?

Burada belki de en önemli sorun tüm bu olup bitenlerin seçmen üzerinde nasıl bir etki yarattığı. Halk Prescott’u, Jowell’ı ve de Blair’i dürüst, şerefli ve kendilerine liderlik yapma vasıflarına sahip kişiler olarak mı görüyor? Yerel seçimler öncesi kamuoyu yoklamaları, Muhafazakar Parti ile İşçi Partisi’nin başa baş gittiğini gösteriyor. Halk, muhafazakarların yeni lideri David Cameron’u sevmiş gibi görünüyor. Ama o bile partisinin daha çok yol katetmesi gerektiğini söylüyor.