1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Blair'in sürpriz Irak ziyareti

Björn Blaschke22 Aralık 2004

Musul’da, Amerikan birliklerine yönelik en ağır saldırılardan birinin daha yaşandığı saatlerde İngiltere Başbakanı Blair de sürpriz bir ziyaret amacıyla Bağdat’ta bulunmaktaydı. İsrail ve Filistin özerk bölgesine gitmek üzere yola çıkan Blair, öğleye doğru Bağdat’a geldikten sonra önce Irak geçici Başbakanı Allawi ile görüştü ve ardından Basra yöresinde görev yapan İngiliz birliklerini ziyaret etti.

https://p.dw.com/p/Ab1w
Irak'ta isyencılar tarafından kaçırılan iki Frarsız gazeteci dün serbest bırakıldı
Irak'ta isyencılar tarafından kaçırılan iki Frarsız gazeteci dün serbest bırakıldıFotoğraf: AP

Musul bölgesinden sorumlu Amerikalı general Carter Ham, saldırının, Irak’ta görev yapan tüm yabancı askerler ve Amerika’nın bu bölgedeki müttefikleri üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı kaygısını dile getiriyor. Ham, saldırı kurbanlarının ailelerine üzüntülerini dile getirirken, Irak’taki görev süresinin en yaslı günlerinden birinin yaşandığını ekliyor.

Gerçekten, doğrudan Irak’taki ABD mevzilerine yönelik bu en eğır saldırı çoğunluğu Amerikalı yirminin üzerinde insanın ölümü ve en az 60’ının yaralanmasına yol açıyor. Kurbanların arasında Amerikalı ve Iraklı güvenlik mensuplarının yanında bir çok sivil de var. Ardarda meydana gelen patlamaların, kurbanlarını yemek sırasında Musul’daki üssün yemekhanesinde yakaladığı belirtiliyor. Irak’ta faaliyet gösteren silahlı bir grup, internet üzerinden saldırının sorumluluğunu üstlenirken, Musul’un yeniden terörün başlıca hedeflerden biri haline geldiği görülüyor. Fiilen Arap ve Kürt bölgeleri olarak ikiye ayrılmış olan kentte, Saddam’ın iktidardan düşürülmesinden bu yana, zengin petrol yataklarını paylaşamamanın da etkisiyle son derece gergin bir atmosferin hüküm sürdüğü biliniyor.

Saldırı Blair'in gezisini gölgeledi

Dünkü kanlı olayan, Blair’in sürpriz ziyaretini de olumsuz etkilediği kesin. Son derece sıkı güvenlik önlemleri bulunan “Yeşil Hat” üzerinde Iraklı meslektaşıyla buluşan İngiltere başbakanı, bu arada Amerikalı yetkililerle ve 30 Ocak’ta yapılacak seçimlerin hazırlığındaki BM temsilcileriyle de biraraya geldi. Blair zaten bu kısa ziyaretiyle, son derece zor koşullarda seçmen listelerini hazırlayan seçim komisyonuna moral vermeyi amaçlamaktaydı:

“Az önce ziyaret ettiğim yüksek seçim komisyonu mensupları aslında bugünkü Irak’ın gerçek kahramanlarıdır. Bu insanlar, Irak halkının kendi kaderini, demokratik yollardan bizzat belirlemelerini sağlayabilmek için gün be gün hayatlarını tehlikeye atmaktadır.”

Blair Irak kararından pişman değil

Blair, bu ülkenin demokratikleşme sürecine katkı sağlamak için ölüm korkusunu göze alarak canla başla görev yapan BM temsilcileri ve Iraklı görevlilerle biraraya geldiğinde, ABD ile birlikte Irak’a askeri operasyon düzenleyeyip bu ülkeyi Saddam’dan kurtararak doğru bir kararı uyguladığına bir kez daha inandığını belirtiyor.

“Şu anda doğru yönde ilerliyoruz. Kendi silahlı kuvvetlerimizin biçimlenmesi belki biraz daha çabuk olmalıydı, fakat şu halimizle de ülkemizde başlatılan siyasi süreci tamamlayacak seçimlerin önceden öngörüldüğü zamanda yapılmasını sağlayabiliriz” dedikten sonra, oylama gününü heyecan içinde beklediğini, Saddam’ın zorbalıklarına onca yıl katlandıktan sonra halkının şimdi Irak’ın tarihinde ilk kez düzenlenen özgür seçimlere katılarak ilk demokratik eylemini yerine getireceğini söylüyordu.

Blair İsrail ve Filistin'e gidiyor

Tony Blair, İngiltere ve ABD’nin güttüğü hedefin, Irak halkına demokratik haklarının ardından kendi askeri ve sivil güvenlik birimlerini de kazandırdıktan sonra bu ülkeyi terketmek olduğunu vurguluyordu. Tony Blair, Bağdat’tan helikopterle Basra’ya geçerek, burada konuşlanan 8500 İngiliz askerini de ziyaret ettikten sonra Ortadoğu barışıyla ilgili yeni bir atak başlatma amacıyla İsrail ve Filistin özerk bölgesine hareket etti.