1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM'de işkence karşı yeni önlem

Ulrike Mast-Kirschning / DW26 Haziran 2006

26 Haziran, Uluslararası İşkence Mağdurlarıyla Dayanışma Günü öncesinde, işkence ile mücadele yönünde önemli bir adım atıldı. Yürürlüğe giren yeni uygulamayla kontrol mekanizmalarının kurulması öngörülüyor. Ancak Alman uzmanlara göre, bu mekanizma tartışmalı. DW’den Ulrike Mast-Kirschning’in haberi...

https://p.dw.com/p/AZsg
Yürürlüğe giren ek protokol, işkencenin önlenmesi için bir kontrol mekanizması kurulmasını öngörüyor
Yürürlüğe giren ek protokol, işkencenin önlenmesi için bir kontrol mekanizması kurulmasını öngörüyorFotoğraf: dpa

Almanya’da polisin bilgi almak amacıyla zor kullanması, yani işkence 1754 yılında Büyük Frederik tarafından yasaklanmıştı. Bu işkencenin tamamen bitmesini sağlamadı, ama Avrupa çapında işkence ile mücadeleyi güçlendirdi ve 19. yüzyılın ortalarında yasalarla yasaklanmasını sağladı. İşkence ile mücadele tüm dünyada bugüne kadar sürüyor.

BM’in İşkence ile Mücadele Sözleşmesi ise konunun 20. yüzyılın ortalarında uluslararası hukuka girmesini sağladı. 22 Haziran’da yürürlüğe giren ve işkencenin önlenmesine yönelik kontrol mekanizmalarının kurulmasını öngören ek protokol ile insan haklarının ağır biçimde çiğnenmesi anlamına gelen bu olgu ile mücadeleye katkıda bulunuldu.

Üzerinde anlaşma sağlanan ek protokol ile BM üyesi devletlere işkence ile mücadele için bir kontrol mekanizması kurma zorunluluğu getiriyor. Bunun kontrolü ise BM tarafından yapılacak. Söz konusu kontrol mekanizmasında, örneğin kurulacak komisyonun, önceden haber vermeksizin işkence yapılması olasılığının bulunduğu her yere habersiz girebilmesi gerekiyor.

Tartışmalar sürüyor

Dört yıl önce BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen Ek Protokol 20 ülkenin imzalaması ile yürürlüğe girdi. Ancak bu ilk yirmi arasında Almanya yok. Bunun nedeni ise Almanya’nın protokole karşı olması değil, eyaletleri de içine alan onaylama prosedürü. Ulusal Kontrol Komisyonu’nun çalışmalarına ilişkin tartışmalar ise sürüyor.

Kontrol mekanizmasını yetersiz bulduğunu dile getiren Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Heiner Bielefeldt, eleştirdiği yönleri şöyle dile getirdi: “Şu sıralar dört kişiden oluşan bir gönüllüler komisyonundan söz ediliyor, ayrıca Cenevre, yani BM ile ilişkisi sağlayacak bir sekreterlik kurulacak. Bu bir enstitü gibi gösterilmeye çalışılıyor, ama konunun uzmanları, bu kadar küçük bir kurumun uygulamada yetersiz olacağının bilincinde.”

Almanya’nın büyüklüğü kontrol edilebilecek yerlerin sayısı, ki bunlara sadece cezaevleri ve karakollar değil, psikiyatri klinikleri, sınır dışı edilmek üzere tutuklananların bulundukları yerler, yaşlılar yurtları da dahil. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, BM İşkence ile Mücadele Sözleşmesi Ek Protokolü’nün gerçekten işe yaraması için çabaların yoğunlaştırılması gerek.

Ek protokol zayıf kalabilir

Alman İnsan Hakları Enstitüsü Yöneticisi Heiner Beilefeldt, Almanya ya da diğer Avrupa ülkelerinin standardı düşük tutmasının, ek protokolün uluslararası düzeyde zayıf kalmasına yol açabileceği tehlikesine de dikkat çekti. İşkence ile mücadelenin son yıllarda gerilediğine dikkat çeken Beilefeldt, şunları söyledi:

“Bunun 11 Eylül olayları ile doğrudan ilgisi var. Terörle mücadele politikası herşeyin önüne geçti. Bu yüzden de ek protokol insan hakları konusunda yeni bir atılım yapmamız için çok önemli. İşkencenin tamamen kalkması için çabalarımızı arttırmalıyız ve ek protokolle şimdi elimizde güçlü bir araç da var.”