BM'den Almanya'ya ırkçılıkla mücadele övgüsü

BM Irkçılık, Irk Ayrımcılığı ve Yabancı Düşmanlığıyla Mücadele Özel Raportörü Githu Muigai, Almanya'da ırkçılık ve ayrımcılık konularında incelemelerde bulunmak üzere 10 günlük bir ziyaret gerçekleştirdi.

Muigai, Federal Alman Hükümeti'nin daveti üzerine 22 Haziran'da Almanya'ya geldi. Muigai, 10 günlük ziyareti boyunca Berlin, Köln, Heidelberg, Karlsruhe, Stuttgart, Nürnberg, Leipzig, Rostock ve Hamburg kentlerini ziyaret etti. BM Özel Raportörü, bu kentlerde eyalet ve federal düzeydeki politikacılarla bir araya geldi. Ayrıca sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, şehir ve belediye temsilcileri ile ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele alanında faaliyet gösteren kişilerle de görüşmelerde bulundu. Son durağı Berlin’de bir konuşma yapan Muigai, Almanya’da sosyal ve politik alanda olumlu bir gelişme yaşandığına dikkat çekti:

“Özellikle seleflerimin 1997'deki son ziyaretinden bu yana dikkatimi çeken şey, Almanya’nın 2006 yılında Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nı çıkarmış olmasıdır. Ben bunu bir dönüm noktası ve doğru yolda atılmış bir adım olarak değerlendiriyorum. Almanya’nın bir göç ülkesi olup olmadığı yönündeki tartışmanın sona ermiş olması gerçeğinden de aynı şekilde etkilendim.”

BM Özel Raportörü, Almanya’nın geçen yıllarda ırkçılıkla mücadele kapsamında pek çok ilerleme kaydettiğinin altını çizdi. Muigai, özellikle aşırı sağcı gruplaşma ve partilerle yapılan mücadele ile pek çok şehirde aşırı sağcılığa karşı güçlü örgütlerin bulunmasından da övgüyle bahsetti. Bu faaliyetlerde aksama olmaması gerektiğini söyleyen BM Özel Raportörü, açık bir şekilde, Nasyonal Demokrat Parti NDP gibi aşırı sağcı partilerin yasaklanması tavsiyesinde bulundu.

Günlük yaşamdaki ırkçılığa dikkat çekti

Githu Muigai, ziyareti sırasında edindiği izlenimlerden ikna olmuş görünse de hâlâ yapılması gereken pek çok şey olduğunu düşünüyor. Muigai, Almanya’da Nazilik döneminde yaşanan tecrübeler dolayısıyla, ırkçılığı aşırılık yanlısı politikayla aynı kefeye koymak gibi bir eğilim bulunduğunu belirtiyor. Bunun dar görüşlülük olduğunu söyleyen Muigai, özellikle göçmenlerin topluma uyumu konusunda daha yapılması gereken çok şey olduğu görüşünde:

“Polisle, göç hizmetleriyle ve mahkemelerle.... Bu büyük ülkenin dikkatini günlük yaşamda görülen ırkçılık sorununa çevirmesi gerektiğine inanıyorum. Okulda, kamu kurumlarında, ev ve iş arama sürecinde ve benzeri yerlerde her gün yaşanan ırkçılık ve ayrımcılıktan söz ediyorum.”

“Göçmen kökenliler yeterince temsil edilmiyor”

Muigai’ye göre, Federal Hükümet ırkçılıkla mücadeleye açıkça destek verse de alt kademelerde değişikliğe girmediği sürece başarıya ulaşılamaz. BM Özel Raportörü, göçmen kökenli kişilerin siyaset de dâhil, önemli kamu kurumlarında yeterli derecede temsil edilmediğini düşünüyor. Geçen Kasım ayında Alman Yeşiller Partisi, Türk kökenli bir siyasetçiyi parti lideri seçerek bir ilke imza atmıştı. Cem Özdemir, Yeşiller Partisi Eş Başkanı seçilmişti. Ancak Almanya’da göçmenlerin, politikada temsil oranı genelde çok düşük. Federal düzeyde milletvekili sayısı 15’in altında bulunuyor.

BM Özel Raportörü, konuşmasında kamu görevlerinde daha fazla göçmen kökenli kişinin bulunması gerektiğini dile getirdi:

‘‘İnsanlar gördükleri şeye duydukları şeylerden daha fazla tepki verir. Daha fazla Türk, Müslüman, Afrika ya da Vietnam kökenli polis memuru görmek isterdim. Kamu yaşamında daha fazla göçmen kökenli göç bürosu memuru, öğretmen ya da doktor görmeyi dilerdim.”

Nihai rapor 2010’da

Bu bağlamda uzun süre Almanya’da ikamet etmiş göçmenler için yerel seçimlere katılma hakkı verilmesini gerektiğini savunan Muigai, böylece göçmenlerin kamu hayatına daha fazla katkıda bulunabileceklerini belirtiyor.

Muigai, Almanya’nın mültecilerin kabulündeki aktif rolünden de övgüyle söz etti. Almanya, 1990’lı yıllardan bu yana 400 bin mülteciyi kabul etti. Ancak Muigai, kampların durumunun iyileştirilmesi ve iltica prosedürünün genellikle çok uzun sürmesini ise eleştirdi.

BM özel raportörünün, Almanya ziyaretiyle ilgili nihai raporunu 2010 yılında kamuoyuna sunması bekleniyor.


Sabine Ripperger / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa