1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Tourismus als Friedensindustrie? (Anlass: Welttourismut-Tag 27.09.)

27 Eylül 2011

Son bir yılda, dünya genelinde 940 milyon kişi başka bir ülkeye seyahat etti. Bu rakam, hiç bu kadar yüksek olmamıştı.Turizm sektörü, büyük bir hızla gelişirken çevresel ve kültürel bazı sorunları beraberinde getiriyor.

https://p.dw.com/p/12gqu
Fotoğraf: Fotolia/mipan

İrlandalı ünlü yazar Oscar Wilde ‘’Seyahat insanın ruhunu asilleştirir ve önyargılarını yok eder’’ demiş. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’nun (UWNTO) Genel Sekreteri Taleb Rifai, üzerinden 150 yıl geçse de Wilde’nin bu sözlerinin hâlâ güncelliğini koruduğunu söylüyor ve şunları ekliyor: ‘’Günümüzde herkes yolculuğa çıkabiliyor. Seyahat etmek demokratik haktır. Her insan özgür hareket etme hakkına sahiptir. Bu bir lüks değil aksine insan haklarının bir parçasıdır. Bizler de insanları daha fazla seyahat etmeye teşvik ediyoruz. Ama turizmin mutlaka devamlılık ve sorumluluk bilinciyle gelişmesi şart.’’

Sektör hızla büyüyor

Tüm borç krizlerine, Arap dünyasındaki rejim değişikliklerine ve yaşanan doğal felaketlere rağmen, turizm gelişmeye devam ediyor. Tüm dünya ülkelerinin gayri safi yurtiçi hasılasının en az yüzde 5’ini turizm gelirleri oluşturuyor. Dünya genelinde her 12 istihdam alanından birini yine turizm sağlıyor. Küresel ihraç ürünlerinin ve hizmet sektörünün yüzde 6’sını turizm sektörü oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’nun tahminlerine göre 2020 yılında yaklaşık 1 milyar 600 milyon kişi, ülkeler arası yolculuk yapacak.  Ancak Taleb Rifai, bu hızlı büyümenin beraberinde getireceği sorunlara karşı uyarıyor. Rifai ''Turizmin çevreye, toluma, kültür ve ekonomiye zarar vermesini engellemeli ve sürdürülebilirlik kazanarak büyümesini sağlamalıyız. Zira kusursuz bir doğa ve kültürel miras, turizmin en büyük doğal sermayesidir. Onları korumalı ve çoğaltmalıyız’’ diye konuşuyor.

Turizmde küresel etik kuralları talebi

İşte bu nedenle, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu, turizmin küresel etik kurallarını içeren ve bağlayıcılığı olan bir düzenleme yapılmasını talep ediyor. Amaç; seyahat sektörünün ekonomiye, toplumsal ve kültürel hayata olan pozitif etkilerini artırarak güçlendirmek, çevre ve toplumsal yaşama olan negatif etkilerini de mümkün olduğunca azaltmak.

Merkezi ABD’nde bulunan Uluslararası Turizm yoluyla Barış Enstitüsü (IIPT) daha 1998 yılında bu tasarıyı kabul etmişti. Enstitünün Başkanı Louis D’Amore, bu düzenlemenin işe yaradığını ve seyahat edenlerin günümüzde kültürel, toplumsal ve çevre bilinci yüksek kişiler olduğunu söylüyor. D’Amore,‘’Turist artık seyahat ettiği ülkede gerçek hayata tanık olmak istiyor. Gittiği yörenin insanıyla tanışmak, onun kültür ve tarihi hakkında bilgi sahibi olmak istiyor‘’ şeklinde konuşuyor.

Yeni kuşak: ''Dünya vatandaşı''

Taleb Rifai
Taleb RifaiFotoğraf: DW

D’Amore’a göre turizm sektörü içerisinde en hızlı gelişen alan, kültür ve eğitim için yapılan seyahatler. D’Amore ‘’Uluslararası alanda yolculuk yapan her 5 kişiden biri 25 yaşın altında. Bu gençler dünyayı gezmek ve yaşıtları ile iletişim kurmak istiyorlar. Genç kuşaklar, bizim en büyük umudumuz. Artık dünya vatandaşı diyebileceğimiz genç kuşaklar yetişiyor’’ diyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Organizasyonu’nun Genel Sekreteri Taleb Rifai, bu gençlerin dünyadaki en büyük kültür elçileri olduğunu kaydediyor. Rifai, turizm sayesinde bir kültürel dönüşümün yaşandığını ve bu dönüşümün daha hoşgörülü bir dünya ve tuhaf kültür ve geleneklere daha büyük bir saygı içermesi gerektiğini kaydediyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Mirjam Gehrke / Çeviren: Başak Demir


Editör: Ahmet Günaltay