1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bulgaristan’ın başı mafyayla dertte

Aleksander Andreev / DW23 Aralık 2005

Alman medyasında, AB’ye üye adayı Bulgaristan’daki “endişe verici” gelişmeleri konu alan gizli bir rapora dayanılarak yayınlanan haberlerde, Bulgaristan’ın bir mafya cenneti olduğuna dikkat çekiliyor. Bulgaristan’ın durumu gerçekten, Alman medyasında belirtildiği kadar kötü mü?

https://p.dw.com/p/AaIM
Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da parlamento binası
Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da parlamento binasıFotoğraf: DW

Alman medyasında yer alan haberlere kaynak olan rapor aslında gizli değil, sadece Avrupa Parlamentosu üyelerine dağıtılan gayrıresmi bir rapor. Üye adayı Bulgaristan’daki organize suç şebekeleriyle sürdürülen mücadeleye dair üç sayfalık rapor, başkent Sofya’da da geniş yankı uyandırdı.

Çünkü raporda, Bulgar hükümetleri mafya benzeri örgütlerin faaliyetlerine kasten seyirci kalmakla suçlanıyor. Görevdeki koalisyon hükümetine bağlı olan ve eski Kral’ın başbakanlığındaki hükümeti de destekleyen çevrelerin organize suçlarla kararlı bir şekilde mücadele etmeye yanaşmadıkları belirtilen raporda endişe verici diğer bazı hususlara da dikkat çekiliyor.

Raporda, siyasi zümre ile eski gizli servis ve mafya arasında sıkı bağların bulunduğu, uyuşturucu ve inssan ticarretinin devlet tarafından himaye edildiği, cinayet ve yolsuzluk gibi sayısız suçun takibatsız bırakıldığı iddia ediliyor. Eski komünist Bulgaristan, Sosyalist Partisi’ye üye olan Devlet Başkanı Georgi Parvanov ve Başbakan Sergey Stanişev’in 1990’lı yıllardaki ambargoya rağmen Saddam Hüseyin ile petrol ticareti yaptıkları da ortaya atılan iddialar arasında.

Bilgiler yeni değil

AB sözcülüğü bu bilgilerin yeni olmadığını ve Birlik Komisyonu’nun Bulgaristan’ı konu alan son izleme raporunda da dile getirildiğini söylüyor. Komisyon yetkilileri, 1 Ocak 2007’de Birlik üyesi olabilmesi için Bulgaristan’ın adli reformları yıldırım hızıyla tamamlayıp organize suçlarla kararlı bir şekilde mücadele etmesi gerektiğini hatırlatıyorlar.

Alman Hristiyan Sosyal Birlik üyesi Avrupa milletvekili Bernd Posselt ise olayı büyütmemek gerektiğini ve Bulgaristan’ın iyi bir yolda olduğunu belirterek, ancak daha çok şey yapması gerektiğini söylüyor. Bütün bunların resmi belgelerde yer aldığını ve önceki aday ülkelerde aranan şartlardan da fazla farklılık göstermediğini belirten Posselt sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Buna bir de AB’nin genişleme yorgunluğu ekleniyor. Hala bu gibi sorunları aşamamış olan üye ülkeler dururken bütün dikkatler Romanya ve Bulgaristan üzerinde yoğunlaşıyor. Bu bakımdan adil olmamız gerekir. Tam üyelik kriterlerini eksiksiz uygulamak zorundayız. Ancak Bulgaristan ve Romanya’ya diğerlerinden farklı kriterler uygulayamayız.”

“Muhalefet kaynaklı olabilir”

Parlamenterlere sunulan raporda, yolsuzluk ve diğer ağır suçların Bulgaristan’ın bünyesine işlediği ve bu sorunları aşmanın uzun zaman alacağı belirtiliyor. Ancak uzmanlar, rapordaki ifadelerin ülke parlamentosunda da benzeri açıklamalar yapan muhalefet tarafından derlenmiş olabileceğine işaret ediyorlar.

Bulgaristan hükümetinin AB ile ilişkilerden sorumlu üyesi Meglena Kuneva ise raporu ve Alman medyasındaki haberleri endişeyle izlediklerini belirterek “Böyle bir raporun varlığı ve Avrupa parlamenterlerine hitaben hazırlandığı malum. Ama raporu kimin hazırladığı meçhul. Yazarlarını tanımak ve organize suçlarla nasıl mücadele ettiğimizi, ne gibi tedbirler aldığımızı ve hükümetin çalışmalarına halkın ne dediğini onlarla tartışabilmek isterdik” diyor.

Peki, ekonomik açıdan olumlu saptamaları içeren rapor üyelik kriterleriyle ilgili taramayı ne ölçüde etkileyecek? İki Balkan ülkesinin 2007 başında mı, yoksa o tarihten bir yıl sonra mı Birlik’e alınacaklarına altı ay sonra karar verilecek.