1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bush: Terörle mücadele devam edecek

Daniel Scheschkewitz, Martin Durm12 Eylül 2006

ABD Başkanı George Bush, 11 Eylül saldırılarının beşinci yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada, 11 Eylül sonrasınra başlatılan terörle mücadelenin devam edeceğini söyledi. Bush, bu yüzyılın gidişatını ve bütün dünyada milyonların kaderini belirleyecek bir savaşta olduğunu savundu...

https://p.dw.com/p/AZi3
Bush, 11 Eylül'ün beşinci yıldönümünde Amerikan halkına seslendi
Bush, 11 Eylül'ün beşinci yıldönümünde Amerikan halkına seslendiFotoğraf: AP

11 Eylül’ün beşinci yıldönümü nedeniyle Beyaz Saray’daki Oval Ofis’ten halka seslenen Başkan George Bush, 11 Eylül sonrasında başlatılan terörizme karşı mücadelenin sürdürüleceğinin altını çizdi. Bush bu savaşın daha uzun süreceğini söyleyerek, ülkesinin, bu yüzyılın gidişatını ve bütün dünyada milyonların kaderini belirleyecek bir savaşta olduğunu savundu.

Bush konuşmasında ülkesinin 11 Eylül saldırısından gerekli dersleri çıkararak terörizme karşı savaş açtığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu savaşı Amerika istemedi. Her Amerikalı bunun geçici bir savaş olmasını diliyor. Ama ne yazık ki geçici değil. Bu savaş, biz ya da teröristler galip çıkana kadar sürecek. Biz düşmanları yenmezsek, çocuklarımız nükleer silahlarla donanmış terörist devletler ve radikal diktatörler tarafından yönetilen bir Ortadoğu’yla karşı karşıya kalacak. Bu yüzyılın gidişatını ve bütün dünyada milyonların kaderini belirleyecek bir savaştayız.”

“Dünya daha güvenli”

Başkan Bush konuşmasında Irak’a savaş açılmasını bir kez daha savundu, ancak Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in 11 Eylül saldırılarıyla ilgisi olmadığını teslim etti. Saddam rejiminin ABD için açık bir tehdit olduğunu söyleyen Bush, “Dünya bugün daha güvenli çünkü Saddam iktidarda değil” dedi.

“Bu mücadele, medeniyetler çatışması olarak adlandırıldı. Oysa gerçekte bu savaş medeniyetin var olması için yürütülüyor” diyen Bush, ülkesinin Ortadoğu’da demokrasinin kurulması çabalarını sürdüreceğini belirterek şöyle devam etti: “Amerika kısa bir gelecekte Ortadoğu halklarının despot rejimleri arkasında bırakarak, özgürlüğün meyve veren bahçelerine ulaştığını görecek. İşte o zaman Ortadoğu halkları dünyadaki özgürlük ve refah koltuğuna oturmayı kabul edecekler.”

Avrupa Konseyi’nden Bush’a eleştiri

Bu arada 11 Eylül saldırılarının beşinci yıldönümü, tüm dayanışma mesajlarının yanında Amerikan yönetiminin terörle mücadele yöntemleriyle ilgili eleştirileri de yeniden gündeme getirdi. Çok sayıda lider uluslararası terörizmle savaşta hukuk ilkelerine bağlı kalınması mesajı vererek, şimdiye kadar izlenen politikayla dünyanın daha güvenli bir yer haline gelmediğini vurguladı. En açık eleştirilerden biri dün Avrupa Konseyi’nden geldi.

Avrupa Konseyi, ABD’de 2001 yılında düzenlenen 11 Eylül saldırılarının beşinci yıldönümünde, ABD’nin terörle mücadele yöntemlerini eleştirdi. Konsey’in bildirgesinde gizli cezaevleri, terör zanlılarının kaçırılması, sert sorgu yöntemleri gibi uygulamaların Amerika ve dünyayı daha güvenli hale getirmeyeceği ve radikal İslamcı tehdide karşı koruma sağlamayacağı vurgulandı.

Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, son yıllarda terör zanlılarının kaçırılarak, sorguda işkence gördüklerine dikkat çekti. Kırkaltı üye ülkeden oluşan Avrupa Konseyi’nin ortak bildirgesinde bu uygulamaların demokratik toplumun ahlaki temellerini sarsar nitelikte olduğu vurgulandı.

Uluslararası hukuk uyarısı

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis ise yaptığı konuşmada terörle mücadelede uluslararası hukuk standartlarına uyulması gerektiği uyarısında bulunarak şöyle dedi: “Başkan Bush ve Avrupa hükümetlerinin vatandaşlarını korumakla görevli olduklarından şüphem yok. Sonuçta burada Avrupa’da da gerçek bir tehdit söz konusu. Hükümetler terör zanlılarını izlemek, tutuklamak, sorgulamak ve suçu ispat edilirse mahkum etmek zorundadır. Ama anlamadığım şey, bunun niye gizli cezaevlerinde olması gerektiği.“

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis Konsey üyesi ülkeleri, yabancı gizli servislerin faaliyetlerini daha iyi kontrol etmeye ve kendi gizli servislerini de meclis kontrolü altına almaya çağırdı. Avrupa Konseyi’nin 11 Eylül bildirgesinde, adam kaçırma, gizli yerlerde sorgulama gibi CIA’nin son yıllarda başvurduğu tüm bu uygulamaların sona erdirilmesi talep edildi. Bildirgede, terörle mücadelenin sadece polis, ordu ve gizli ajanlara bırakılamayacağı belirtilerek, kültürler ve dinlerarası diyaloğun fanatizm ve şiddete karşı güçlü bir araç olduğu vurgulandı.