1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bush'un Blair'den öğreneceği çok şey var

Daniel Scheschkewitz / DW8 Haziran 2005

ABD Başkanı George Bush, Afrika kıtasına 680 milyon dolarlık ek insani yardım yapacaklarını açıkladı. ABD Başkanı ile kalkınma yardımlarıyla ilgili temaslarda bulunmak üzere Washington’a giden İngiltere Başbakanı Tony Blair bunu yeterli bulmuyor. DW Washington Bürosu’ndan Daniel Scheschkewitz’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZw8

“Afrika yol ayrımında. On yıllardır ilk kez açlık, sefalet ve şiddet kısır döngüsünü kırıp düze çıkabilmek için tarihi bir fırsat ele geçirdi. %4’leri bulan istikrarlı ekonomik büyüme ve Afrika mallarına olan talebin artması ekonomik ufku aydınlatıyor. Milyonlarca Afrikalı için ayakkabıya, içme suyuna ve barınacak bir yere kavuşma umudu artıyor.

Devletler camiası bin yıl hedeflerini tayin ederken Afrika karşısında taahhüt altına girmişti. Ama önümüzdeki yıllarda insan haysiyetine yaraşır hayat şartlarına kavuşabilmesi ve kavşakta doğru yolu seçebilmesi için Afrrika’nın yoğun dış yardıma ihtiyacı olacak. Afrika ülkeleri öz gayretlerini arttırırken, değerli kaynakları israf etmeyen, yolsuzlukla mücadele eden, ekonomi ve toplum hayatını demokratik yapıya kavuşturan iyi yönetim tarzını da benimsemek zorundalar.

Dış yardımlar, birçok Afrika ülkesinin kalkınma umutlarını yıkan borç yükünün hafifletilmesinde de kullanılmalıdır. Bu bakımdan İngiltere Başbakanı Tony Blair’in kalkınma yardımları girişimini Sekizler Grubu acendasının ilk gündem maddesi yapması övülmeye layık bir karar.

Tony Blair dünyanın en fakir 33 ülkesinin Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na olan borçlarının silinmesini istiyor. Ayrıca zengin ülkelerin bir çeşit Marshall yardımıyla Afrika’ya yapılan kalkınma yardımlarını 2015 yılına kadar iki katına çıkarmalarını da talep ediyor.

Bu sayede AIDS ile mücaddelede başarı kaydedilebilir, borç yükü hafifletilebilir ve Afrika kıtası gerçekten kalkınma şansına kavuşabilir. Başkan Bush, bu noktada şimdiye kadar pasif davranmakta ve yardım projelerinin finansmanını zorlaştıracağı gerekçesiyle borçların silinmesine sıcak bakmamaktaydı.

İngiltere Başbakanı, borç affının kısmen Dünya Bankası altın rezervinin satışıyla finanse edilmesini öneriyor. ABD Başkanı ise altın fiyatlarının düşmesinden çekinen ülkenin batısındaki altın imalatçılarını düşünerek bu öneriye karşı çıkıyor. Büyük sanayi ülkelerinin tahvil satışıyla kalkınma yardımlarına ek kaynak yaratmaları için üretilen formüller de Başkan Bush’un hoşuna gitmiyor.

Oysa ABD milli gelirine göre en az kalkınma yardımı yapan sanayi ülkelerinin başında geliyor. ABD’nin yaptığı kalkınma yardımı, Irak savaşına harcadığı paranın yanında bir hiç kalıyor. Etiyopya ve Eritre’deki açlıkla mücadeleye 680 milyon dolarlık ek yardımla katılacakları şeklindeki sözleri de küçük bir jestten ibaret.

Sadece Afrika’daki AIDS hastalarının tedavisi için yılda 12 milyar dolara ihtiyaç var. Afrika’ya gerçekten önem veriyorsa o zaman başkan Bush’un sözlerini fiiliyata dökmesi gerekir. Ahlaki liderlik iddiasını şimdiye kadar askeri temele oturtan Bush’un Afrika’ya kucak açması, O’na bütün dünyanın sempatisini kazandırır. ABD Başkanı’nın bu noktada Tony Blair’den öğrenebileceği çok şey var.”